Moda ve sanatın iş birliğinden doğan moda müzelerinin gördüğü ilgi ‘’Modanın müzesi mi olur?’ sorusuna cevap oluyor. Moda müzeleri; geçmiş dönemlere, markaların hikayelerine, ünlü tasarımların yaratım süreçlerine ayna tutuyor. Geleneksellikten oldukça uzak olan bu müzeleri mutlaka görmelisiniz!
Moda Müzeciliği Nedir?
Moda müzeciliği, tarih boyunca farklı coğrafyalarda yaşamış insanların giyim tarzlarına ve kültürlerine ışık tutmak amacıyla ya da dünyaca ünlü markaların önemli tasarımlarının sergilenmesi amacıyla müzelerin açılması olarak tanımlanıyor.
Modanın sanat olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği tartışması uzun yıllardır sürüyor olsa da bu, dünyanın dört bir yanında açılan ve yoğun ilgi gören moda müzelerinin varlığını değiştirmiyor. Moda müzeleri dünyanın çeşitli yerlerinde farklı konseptlerde kendisine yer buluyor. Tarihsel olarak belirli bir dönemi ve o dönemin giyim tarzını anlatan müzeler olduğu gibi tamamen bir markanın hikayesini ya da bir tasarımın yaratım sürecini anlatan adını da o markadan alan müzeler var.
Moda müzelerinin temel amacı, moda mirasına sahip çıkmak ve onu daha ulaşılabilir kılmak. Ancak ilginin müzeden çok markalar üzerinde toplanması ve bir pazarlama aracına dönüşmesi sanatseverler tarafından da eleştiriliyor. Buna rağmen insanların ilgisi ve markalar arası rekabet göz önüne alındığında ilerleyen yıllarda moda müzelerinin sayısının artmaya devam edeceği açık.
Mutlaka Görmeniz Gereken Moda Müzeleri
Sayıları her geçen gün artan moda müzeleri dünyanın her yerinde farklı konseptler ile oluşturuluyor. Ancak bazı müzeler sahip olduğu eserler sebebiyle diğerlerinden daha önde! Mutlaka görmeniz gereken moda müzelerini aşağıda bulabilirsiniz.
Victoria and Albert Müzesi – Londra
Dünyanın en büyük sanat müzelerinden biri olan V&A 1852 yılında kuruldu. 5000 yıllık bir sanat koleksiyonu olan bu büyüleyici müzenin oldukça ilgi çekici bir moda bölümü var. Bu moda bölümünde 400 yıllık kadın ve erkek kıyafetlerini, değerli kumaşları, tasarımları, takıları ve özellikle şapkaları görebilirsiniz. Aynı zamanda müze, coğrafi olarak bölümlere ayrılarak dünyanın her yerindeki kadın ve erkek giyiminin tarihsel gelişimine ışık tutuyor.
Dönem dönem ünlü markalar, sergileri için kısa süreli olarak V&A müzesini kullanıyor. Ayrıca çeşitli konferanslar, moda ve tarih konulu etkinlikler düzenleniyor. Londra’nın kalbinde bulunan bu müze, ücretsiz olarak ziyaret edilebiliyor.
ModeMuseum (MoMu) – Belçika
Belçika’nın en büyük şehirlerinden biri olan Anvers’de yer alan Mode Museum, kısaca MoMu olarak biliniyor. Müzeyle ilgili en ilgi çekici konulardan biri müzenin oluşturulmasının arkasında yatan motivasyon. MoMu, moda denilince akla ilk gelen ülke olan Fransa’ya ve Fransız tasarımcılara karşı bir nevi tepki olarak oluşturulmuş.
Belçikalı tasarımcıların tüm dünyaya Belçika’nın Fransa’nın küçük kardeşi olmadığını göstermek istemesiyle 2002 yılında açılan müzede Belçika’da tarih boyunca kullanılan geleneksel kıyafetler sergileniyor. Böylece Belçika kültürüne yer verilmiş. Aynı zamanda başarılı Belçikalı tasarımcıların tasarımları ve kreasyonları da müzede yer alıyor.
Christian Dior Müzesi – Fransa
Dünyaca ünlü Fransız tasarımcı Christian Dior, Fransa’nın Granville şehrinde dünyaya geldi ve tüm çocukluğu orada geçti. Dior’un çocukluğunun geçtiği ev ise 1988’de müze olarak kullanıma açıldı. Bir tasarımcı özelinde açılan moda müzeleri arasında en eskilerden olan bu müzede Dior tarafından tasarlanan kıyafetler, çizimleri ve çocukluğu boyunca kullandığı bazı eşyalar yer alıyor.
Bunun yanında çeşitli kültürel etkinlikler düzenlenerek moda dünyasının önemli isimleri burada bir araya geliyor. Aynı zamanda evin bahçesinde Dior parfümlerinin üretiminde kullanılan çiçekler de yer alıyor. Böylece hangi çiçekten hangi parfümün üretildiği, ziyaretçiler tarafından farklı bir sunum şekliyle deneyimlenebiliyor.
Manhattan Fashion Institute of Technology – New York City
New York’ta ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek sayılı müzelerden olan MFIT aynı zamanda alanında dünyadaki en önemli okullardan biri olmasının avantajını kullanıyor. Chanel, Halston, Alaia ve Balenciaga gibi ünlü markaların tasarımlarının, koleksiyonlarının sergilendiği müze özellikle moda öğrencileri tarafından yoğun ilgi görüyor.
Müzede ayrıca 18.yüzyıldan günümüze kadar gelen 50.000’e yakın giysi ve aksesuar bulunuyor. Sergilenen eser sayısının fazlalığı müzenin önemini arttırırken moda enstitüsüne olan ilgiyi de olumlu yönde etkiliyor.
Çanta ve Cüzdan Müzesi – Amsterdam
Sadece çanta ve cüzdan özelinde şekillenen Tassenmuseum oldukça detaylı gezilmesi gereken bir müze. İçerisinde 16. yüzyıla kadar uzanan geniş bir ürün yelpazesi var ve hem kadınların hem de erkeklerin tarih boyunca kullandığı çanta, cüzdan ve aksesuarlar sergileniyor.
Dönemlere ayrılarak sergilenen eserler geçmişe dair toplumsal rolleri de gözler önüne seriyor.
Hendrikje Ivo’nun tamamen kişisel bir koleksiyon yaratma amacıyla topladığı çanta ve cüzdanların sayısı giderek artınca müze olarak sergilenmeye başlanmış. Müzenin son hali ise ilk halinden oldukça farklı. İçerisinde Madonna, Lady Di gibi ünlü isimlerin kullandığı çantalar dahil olmak üzere bazı Türk markaları ya da elle örülmüş eski çantaları bulmak da mümkün.
Müze aynı zamanda Amsterdam’ın en ünlü hediyelik eşya dükkanını da içerisinde barındırıyor ve özellikle turistler tarafından yoğun ilgi görüyor.
Referanslar
Kapak Fotoğrafı: Dannie Jing
