İki Din Arasında Ayasofya ve İkonaları

Güncelleme Tarihi: 23 Ağustos 2023

Ayasofya’nın camiye dönüştürülme kararı birçok soru ve tartışmayı da beklendiği gibi beraberinde getirdi. Bu sorulardan bir tanesi, Ayasofya’daki sembol ve ikonaların akıbeti oldu. UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan yapıda, ondan fazla ikona yer alıyor. Resmi makamlar, 24 Temmuz Cuma günü ibadete açılacak Ayasofya’da sembol ve ikonaların kaldırılmasının söz konusu olmadığını söylerken, ibadet sırasında insan figürü içeren ikonalar için açılır-kapanır bir perde veya karartma yapılacağını, kıble yönündekilerin ise perdeyle örtüleceğini belirtiyor.

Kısaca Ayasofya Tarihi

Kısaca Ayasofya Tarihi
Fotoğraf / Engin Akyurt

Ayasofya, 532-537 yılları arasında İstanbul’da tarihi yarımadada I. Justinianus tarafından bazilika planlı bir patrik katedrali olarak inşa ettiriliyor. Aynı alana üç kez inşa edilen yapı 1054’te Doğu (Yunan) Ortodoks Katedrali, 1204’te Roma Katedrali, 1261’de tekrar Doğu Ortodoks Katedrali oluyor ve Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethiyle camiye dönüştürülüyor. 1935’te Atatürk’ün emri ve Bakanlar Kurulu kararıyla müze olan yapı, birkaç gün önce tekrar camii kimliğine kavuşmuş bulunuyor.

Gerek Müslümanlık gerekse de Hıristiyanlık dinlerince kutsal sayılan farklı eserleri barındıran Ayasofya, kelime anlamıyla “Kutsal Bilgelik” anlamına geliyor. Hat levhaları, mozaikler, sütunlar, kapılar, türbe ve mezarlar ihtişamlı mimari yapının zengin detaylarından bazılarını oluşturuyor. 

Fotoğraf / Abdullah Öğük

 

Ayasofya’nın Tarihi İkonaları

Yapımında altın, gümüş, toprak, renkli cam ve mermer kullanılan mozaikler ise canlı tasvirleri ve tarihi önemleriyle dikkat çekiyor. Bazı mozaiklerin günümüzde canlılığını korumasının altında insan tasvirlerinin ince bir sıvayla kaplanması yatıyor. Tahmin edilebileceği gibi 1453’ten sonra gerçekleştirilen bu işlem ikonaların tahribattan korunmasını sağlamış. 1930’lara gelindiğinde ise Amerika Bizans Enstitüsü’nden gelen bir ekip tarafından mozaiklerin büyük kısmı gün ışığına çıkarılıyor. Enstitü daha sonra Kariye Müzesi’nde de benzer çalışmalar yürütmüş.

Bizans İmparatorluğu’nda ikonaların bilinçli olarak tahrip edildiği bir dönem de yer alıyor. Bizans ikonoklazmı olarak adlandırılan dönemde ikonalara ilişkin tüm dini pratikler yasaklanarak kültürel değer taşıyan çeşitli ögeler imha ediliyor. Bizans ikonoklazmının ilk dönemi 726 -787, ikinci ve son dönemi ise 814 – 843 yıllarını kapsıyor. Dolayısıyla Ayasofya’da yer alan ikonaları bu açıdan da değerlendirmek gerekiyor.

Deisis Mozaiği

Deisis Mozaiği

Rönesans sanatının öncülerinden kabul edilen mozaikte ortada Pantakrator İsa, sağda Vaftizci Yahya, solda ise Meryem bulunuyor. Ayasofya’nın en ünlü mozaiği olan Deisis, güney galeride yer alıyor ve 13. yüzyıla tarihleniyor. Deisis kelimesi şefaat anlamına geliyor. Kıyamet gününde Tanrı’nın insanlığı affetmesi için üç figürün yakarışlarının tasvir edildiği mozaik yapım tekniğiyle farklılaşıyor. Da Vinci’nin Mona Lisa tablosuyla aynı nitelikleri taşıyan eserde İsa’nın yüzünün iki yanı farklı şekilde betimleniyor ve böylece gözleriyle sizi takip ettiği algısı yaratılıyor.

VI. Leon Mozaiği

VI. Leon Mozaiği

Bizans İmparatoru VI. Leon’u İsa’dan af dilerken tasvir eden mozaik, İmparator Kapısı üzerinde yer alıyor. Hikayesi ise İmparatorun veliaht bırakabilmek için dördüncü evliliğini yapmasının dini açıdan uygun görülmemesine dayanıyor.

Bakire ve Çocuk (Theotokos)

Bakire ve Çocuk (Theotokos)

Apsis yarım kubbesinde bulunan mozaikte tahtta oturan Meryem’in sağ eli kucağındaki Çocuk İsa’nın omzunda yer alıyor. Ayasofya’daki tüm mozaikler Bizans ikonoklazmından sonra yapılsa da 9. yüzyıla tarihlenen bu tasvirin yapıdaki en eski mozaik olduğu söyleniyor. 

Zoe Mozaiği

Zoe Mozaiği

1934 yılında Amerika Bizans Enstitüsü tarafından yeniden ortaya çıkarılan bu mozaik 11. yüzyıla tarihlenir. Ortada İsa, sağda imparatoriçe Zoe, solda ise imparatoriçenin üçüncü eşi IX. Konstantinos Monomakhos bulunur. Her evlilik sonrası imparator figürünün vücuduna dokunulmamış, başı ise yeniden yapılmıştır. Hükümdarların yardımseverlikleri ve bağışları betimlenmiştir.

Vestibül Mozaiği

Vestibül Mozaiği

Tarihi 10. yüzyıla uzanan mozaik girişteki güney kapısının üzerinde bulunuyor. Ortada tahtta oturan Meryem’i, kucağında çocuk Mesih’le görüyoruz. Solda Ayasofya’yı sunan I. Justinianus, sağda ise surlarla çevrili İstanbul’u sunan Büyük Konstantin yer alıyor. Sunu mozaiği olarak da bilinen mozaik panel Fossati tarafından 1849’da keşfedilip tekrar kapatılmış. Temizlenerek ortaya çıkarılması Bizans Enstitüsü tarafından gerçekleştirilmiş.

John Komnenos – Eirene – Alexios Mozaiği

John Komnenos - Eirene - Alexios Mozaiği
Mosaïques de l’entrée sud-ouest de Sainte-Sophie (Istanbul, Turquie)

Kompozisyonun ortasında Meryem kucağında Çocuk İsa ile tasvir ediliyor. İmparator II. Ioannes Komnenos solda, eşi Macar asıllı Eirene ise sağda yer alıyor. Burada da bağış ve yardımların tasviri yapılıyor. Tüberkülozdan genç yaşta ölen oğulları II. Aleksios ise panonun yanında kendine yer buluyor. 

Alexandros Paneli

Alexandros Paneli

879 yılında ortak imparator ilan edilen Alexandros, tam yetkiyle sadece bir yıl (912 – 913) Bizans’ı yönetmiş. Bu bir senelik hükümdarlığı da son derece kötü geçmiş. Elinde küreyle betimlenen imparatorun mozaiği, kuzey üst nefin sağ tarafında kuytu bir duvarda yer alıyor.

Kaynaklar: 

Vikipedi, Lebriz, Hagiasophiaturkey.com