Yargı sendeler, mutlak ciddiyet duygusu muhakkak yok olur ve her şey bir oyun gibi gelir insana…
Eğer gerekiyorsa, insanı tanımlamak için pek çok şey söylenebilir; homo sapiens, homo faber veyahut iktisadi bir uydurma olarak homo economicus… Lakin Hanefi Yeter’den bahsederken en yakışık alan tanımın homo ludens (oyun kuran insan) olacağı kanaatindeyim. Bunu, yalnızca sanatçının Dünya Dönerken başlıklı işine bakarak bile söyleyebilirim. Fakat bu bahsi biraz daha açmakta fayda var…
Hanefi Yeter’in sanatında bir oyunda bulmayı arzuladığımız bütün ruh mevcut. İlk önce çocuksu bir merak… Çocukken dinlediği fantastik hikayeleri, türküleri, gördüğü kilimleri, işlemeleri ve çiçeklere, meyvelere, arılara bakışındaki keşfetme arzusunu çizdiği figürlerin ve ürettiği kompozisyonların masalsılığında bulabiliriz. İkinci olarak nedensellik. Yani oyunun amaçlılığı… Sanatçının niyeti bir tür ‘’süs’’ üretmekten çok uzak. Bilakis her şey çözümün parçası olmak için fazlasıyla hevesli. Bu yüzden sanatçı hiçbir zaman olup bitenlere kayıtsız kalamamış. Ne pandemiye ne Cumartesi Anneleri’ne ne ekolojik yıkıma ne Almanya’daki işçi sorunlarına ne de orada, bir endüstri şehrinde çocuk olmanın ne demek olduğuna…
Sanatçı, 5 Mart 2023 tarihine kadar Anna Laudel’de görülebilecek olan Vesile sergisinde de belkide kayıtsız kalamadığı en önemli şeyi merkeze alıyor;
İnsan…
Fakat sanatçının insanı, karşısında kalabalığa dönerek ‘’Ecce Homo’’ (İşte, insan) diyebileceğimiz tikel ve tamamlanmış bir insan değil. Sanatçının insanı, oluş halindeki varlığında seçilebilir bir dünyadanlık taşıyor. Dünya ile beraber ve elbet dünyada var olan insan… Yeter, dünya ve insan arasında bir ilişkilenme biçimini iki yönüyle gözler önüne seriyor; dünyanın insana verdikleri ve insanın dünyadan aldıkları…
Tüm bu gösteri devam ederken sanatçı, doğa ve insan ilişkisine karşı tuttuğu ahlaki pozisyonunu sergilemekten hiç de çekinmiyor. Çünkü dediğimiz gibi niyeti çözümün bir parçası olmak… Bu yüzden neyse doğaya karşı boynumuzun borcu olan, onu anlatının temeline koyuyor ve bilinçli, sorgulayan gözler takınmamızı öğütlüyor. Öğütlüyor… Çünkü vesile olmak istiyor.
‘’Sanat ne insanı ne de dünyayı değiştirir. İnsanın değişmesine, gelişmesine katkıda bulunur. Ruhsal dünyasını zenginleştirir. Yaşadığımız dünyanın daha da anlamlı olmasına yardım eder.’’
-Hanefi Yeter
Anna Laudel’in Kazancı Yokuşu’ndaki sergi mekanının iki katına yayılan seçkide sanatçının son yıllarda ürettiği resimleri, heykel ve seramikleri yer alıyor.
Fotoğraflar: Hanefi Yeter, Vesile, Anna Laudel