Depremden Sonra İyi Hissetmek İçin Ne Yapılmalı? Çocuklarla İletişim Nasıl Olmalı?

Kahramanmaraş’ta meydana gelip 10 ilimizi etkileyen deprem, almış olduğu yaşamlar ve uğratmış olduğu maddi manevi zarar ile deprem gerçeğini bize bir kere daha hatırlattı. Ülke olarak bu yaranın sarılması için elimizden geleni yaparken, biz de deprem sonrasında daha iyi hissetmek için yapılabileceklerden ve çocuklarla iletişimin nasıl olması gerektiğinden bahsetmek istiyoruz. 

Fotoğraf: Dmitry Schemelev 

Depremden Sonra İyi Hissetmek İçin…

Depremden ruhsal açıdan az ya da çok etkilenmeniz olağan bir durum. Hissettiğiniz duygularda yalnız değilsiniz. O gün, o bölgede bulunan birçok kişi sizinle aynı korkuyu ve paniği paylaştı. Depremden sonra aşırı korku yaşamaya devam etmeniz; kafa karışıklığı, depremi tekrar tekrar yaşıyor gibi hissetme, uykusuzluk ve öfke gibi sorunlar yaşamanız da gayet normal. Ancak bu şikayetler iki hafta içerisinde hala azalmadıysa veya olayla baş etmede zorlandığınızı hissediyorsanız uzman bir desteğe başvurmanızda fayda olacaktır.

  • Sosyal destek, ruhsal travmaları iyileştirici güce sahiptir. Bu nedenle yaşadığınız olayı, sizi can kulağıyla dinleyebilecek arkadaşlarınızla veya ailenizle paylaşmaktan çekinmeyin. Duygularınızı bastırmayın. Unutmayın, ne kadar çok paylaşırsanız zihniniz o kadar çok rahatlayacaktır.
  • Depremden sonra kalabalık yerlere veya kapalı ortamlara girmekten kaygı duyabilirsiniz. Kaygı düzeyiniz tamamen yok olana dek bu gibi yerlere yakınlarınızla girmeyi deneyebilirsiniz.
  • Deprem videolarını bazen tamamen içgüdüsel dürtülerle defalarca kez izleyebiliyor, fotoğraflara tekrar tekrar bakabiliyoruz. Kendinizi gün boyunca bu görüntülere maruz bırakmanız olayın etkisinden kurtulmanızı zorlaştıracaktır. Hem kendinizi hem de çocuklarınızı mümkün olduğunca bu görüntülerden uzak tutmaya çalışın. 
  • Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi ilk günlerde uykusuzluk, halsizlik, umutsuzluk ve iştahsızlık yaşamanız son derece normaldir. Lütfen bu süreçte doktor tavsiyesi olmadan sakinleştirici ilaçlar kullanmayın. 
  • ‘Stresimi azaltacak’ düşüncesiyle sigara veya alkol gibi bedeninize zarar verecek şeylere yönelmeyin. Yürümek, doğayla baş başa kalmak veya arkadaşlarınızla dertleşmek… Zararlı maddeler yerine, bunlar gibi sizi gerçekten rahatlatacak aktivitelere odaklanın. Yoğun endişe hissediyorsanız nefes egzersizleri yapın.
  • Sosyal medya bu gibi durumlarda anlık gelişmeleri yakından takip edebilmemiz için güzel bir kaynak. Ancak bu kaynakta doğru bilgiler olduğu kadar yanlışlar da mevcut. Deprem ile ilgili gelişmeleri resmî kurumlardan takip edin. Sosyal medyadaki doğruluğu kesin olmayan bilgilere itibar etmeyin.

Deprem Sonrası Çocuklarla İletişim

Fotoğraf: Tamara Bellis

Çocuklar, onlara yabancı ve temel güven duygularına zarar veren durumlarla baş edebilme becerisine sahip değildir. Onlar sadece deprem anından değil, bu olayın hayatlarında neden olacağı değişikliklerden ve belirsizliklerden de korkar. Sonuçta o güne kadar bildikleri, benimsedikleri hayat düzenleri bozulmuş ve fiziksel şartlar değişmiştir. Bu beklenmedik değişimle baş etmekte zorlanan çocuklarla özel bir iletişim kurulması gerekir.

  • Çocuklar yabancı bir olayla karşılaştıklarında ebeveynlerinin o olay karşısında gösterdiği tepkilere daha fazla odaklanır, durumun ne kadar tehlikeli olduğunu onların yüzlerinden anlamaya çalışırlar. Bu nedenle deprem sonrasında çocuklarınızın yanında sakin olmaya çalışın ve onlara güven aşılayın.
  • 6 yaşından küçük çocuklar yaşanılan olumsuzluklardan kendilerini sorumlu tutma eğilimindedirler. “Anne babamı üzdüğüm için oldu”, “yaramazlık yaptığım için oldu” gibi düşüncelerle kendilerini suçlayabilirler. Bunun önüne geçmek için yapılabilecek en güzel şey, basit bir dille çocuğunuza depremin aynı kar yağması veya şimşek çakması gibi bir doğa olayı olduğunu anlatmak.
  • Okul çağındaki çocuklar depremin doğal bir afet olduğunu anlayabilir. Ancak gelişim düzeyi nedeniyle bu olayı, toplumun yaptığı bir şeyin cezası olarak yorumlayabilir veya doğaüstü bir gücün etkisi olduğuna inanabilir. Çocuğunuzun kafasından bunları silmek için ondan depreme yönelik düşüncelerini öğrenin. Yanlış bir şey düşünüyorsa doğrusunu sebep-sonuç ilişkisi çerçevesinde açıklayın.
  • 14-18 yaş aralığındaki çocuğunuz yaşadığı olayın etkisiyle yalnız kalmak veya yalnızca arkadaşlarıyla iletişim kurmak isteyebilir. Ona saygı duyun ve bu isteklerine karşı tepki vermeyin. Ancak öte yandan çocuğunuzun ruh halini, hal ve davranışlarını takip etmeyi de bırakmayın.
  • Çocuğunuza “Bunda bu kadar korkacak ne var?” şeklinde cümleler kurmayın. Bu yaklaşım çocuğunuzun içe kapanmasına neden olacak ve rahatlamasını geciktirecektir. Onun, hislerini mümkün olduğunca çok dile getirmesi gerekmektedir.
  • Çocuğunuzla konuşurken göz hizasına gelmeniz ve ellerini tutmanız çocuğunuzun güven ihtiyacını karşılayacak yöntemlerden bir tanesidir. Bu dönemde sık sık fiziksel temasın kurulması ve sevginin dile getirilmesi rahatlatıcı olacaktır.
  • Depremin ardından çocuğunuz kâbuslar görebilir ki bu oldukça normal bir durumdur. Çocuğunuzla özellikle uyumadan önce sohbet etmenizde ve odasını tamamen karanlık bırakmamanızda fayda vardır. Gün içerisinde bedenen yorulmasını sağlayacak oyunlar da gece daha rahat bir uyku çekmesine yardımcı olacaktır. 
  • Alışkanlıkların birdenbire ortadan kalkması çocuğunuzun üzerinde büyük bir stres yaratabilir. Bu yüzden olanaklar ölçüsünde, çocuğunuzun günlük rutinine devam etmesini sağlayın.
  • Çocuğunuzda görülebilecek uyum ve travma bozuklukları için bir uzman desteğine başvurun.