Depremde Tek Bir Binanın Yıkılmadığı İlçeler: Tavşancıl ve Erzin’in Hikayesi

Depremde Tek Bir Binanın Yıkılmadığı İlçeler: Tavşancıl ve Erzin’in Hikayesi

İlkokuldan beri aklımıza kazınan “Deprem öldürmez, binalar öldürür.” sözü, geride bıraktığımız Kahramanmaraş depremleri sonrasında bir kere daha doğru olduğunu gösterdi. Yaşadığımız âfetlerin bölgemizde son dönemlerdeki en büyük depremler olduğu su götürmez bir gerçek. Ancak dünyanın önemli deprem bölgelerinden biri olan Türkiye’de doğru planlama ile en büyük âfetlerden dahi sağ çıkılabileceğini bir kere daha görmüş olduk. Bu yazımızda sizleri, 1999 Gölcük depreminden sapasağlam çıkan Tavşancıl ile Kahramanmaraş depreminden etkilenmeyen Erzin’in hikayeleriyle tanıştıracağız.

Tek Bir Hasarlı Bina Yoktu: Tavşancıl

Depremde Tek Bir Binanın Yıkılmadığı İlçeler: Tavşancıl ve Erzin’in Hikayesi

Kahramanmaraş depremine kadar Türkiye’nin yakın tarihinde tanık olduğumuz en büyük doğal âfetlerden olan 17 Ağustos 1999 Gölcük depremi, Marmara Bölgesi’nde büyük bir yıkıma yol açmıştı. 17 binden fazla vatandaşımızın hayatını kaybettiği 7,4 büyüklüğündeki deprem sebebiyle 327 binden fazla ev ve iş yeri zarar gördü. Fakat böylesine bir yıkımdan sapasağlam çıkan bir ilçe bulunuyordu.

O dönemde Kocaeli’ye bağlı bir ilçe olan Tavşancıl, 1989 yerel seçimlerinde Salih Gün isimli siyasetçinin Belediye Başkanı olarak göreve gelmesiyle kökten bir değişim geçirdi. Nispeten küçük bir ilçe olarak nitelendirebileceğimiz hatta günümüzde Dilovası ilçesine bağlı bir mahalle olan Tavşancıl için deprem odaklı dönüşüm başlatıldı.

“İnsan Kaybetmektense Oy Kaybetmeyi Yeğlerim!”

Depremde Tek Bir Binanın Yıkılmadığı İlçeler: Tavşancıl ve Erzin’in Hikayesi

Tavşancıl Belediye Başkanı Salih Gün’ün ilk icraati, göreve geldiği gibi Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın ilçeleri üzerindeki etkisini incelemek oldu. Kocaeli Üniversitesi’nden gelen bilim insanlarının katkılarıyla fay hattının ilçenin altından geçtiği saptandı. Daha sonrasında yine bilim insanlarının görüşleri çerçevesinde uzun vadeli bir imar planı ortaya konuldu.

Salih Gün’ün deprem yönetmelikleri çerçevesinde bölgedeki binaların 3 kattan daha büyük olması yasaklandı. Hatta bazı durumlarda ikinci kata dahi izin çıkmıyor, belediye çalışanları sıkı denetimler sonucunda bölge halkının evlerine kat çıkmasına izin veriyordu.

Öte yandan kaçak yapılara karşı başlatılan hummalı çalışma sonrasında tespit edilen kaçak yapılar yıkılıyor, binanın sahibinin kim olduğuna bakılmaksızın caydırıcı cezalar kesiliyordu. Hatta Salih Gün’ün ekibinde yer alan Belediye Meclisi üyeleri dahi bu yaptırımlardan kaçamıyordu. Salih Gün, akrabalarının araya girerek “ayrıcalık” istemesine müsamaha göstermiyor, göreve geldiği gün belirlediği ilkelerden vazgeçmiyordu.

Uzun süre boyunca bölge halkının tepkisini toplayan Salih Gün’ün çalışmalarının doğruluğu, 17 Ağustos 1999’da yaşanan depreminde kanıtlandı. Tavşancıl’da yürütülen bilimsel çalışmalara katılan Prof. Dr. Uğur Kaynak’ın aktardığına göre yetkililer belediye başkanlarını durum tespiti için tek tek ararken sıra Salih Gün ile konuşmaya geldiğinde şaşkınlıklarını gizleyememişti. Çünkü o ana kadar binlerce ölüme sebep olan Gölcük depremi, Tavşancıl’da bırakın ölüyü veya yaralıyı, hasarlı binaya dahi sebep olmamıştı. Depreme kadar belediye başkanının planını eleştiren bölge sakinlerinin hayatı, bu plan çerçevesinde kurtulmuştu. Kızının aktardığına göre Salih Gün’ün sürekli olarak söylediği söz, başarının anahtarı niteliğinde: 

“İnsan kaybetmektense oy kaybetmeyi yeğlerim.”

Asrın Felaketinden Sağ Çıktı: Erzin

Depremde Tek Bir Binanın Yıkılmadığı İlçeler: Tavşancıl ve Erzin’in Hikayesi

Tavşancıl, deprem sonrasında Türkiye çapında ünlü hale geldi. Bu ün, Salih Gün’e milletvekilliği kapısını açtı. Depremin üzerinden uzun yıllar geçmesinin ardından Tavşancıl’ın hikayesi unutuldu. Ancak tüm bu yaşananlara rağmen başarı hikayesini unutmayan, insan canına önem veren bazı insanlar vardı.

6 Şubat tarihinde yaşanan Kahramanmaraş depremleri, 7.7 ve 7.6’lık büyüklükleri ile toplamda 10 ili etkiledi. En çok yıkımın yaşandığı şehirlerimizden biri de Hatay oldu. Hatay, depremden öylesine kötü etkilendi ki dışarıdan bakıldığında modern olarak görülebilecek 12 katlı rezidanslar dahi tuzla buz oldu. Fakat deprem sonrasında prensipli birinin halkını koruyabileceği yine gün yüzüne çıkmış oldu. Hatay’ın Erzin ilçesinde herhangi bir can kaybı veya yaralanma yaşanmadı.

Bilim, Rastlantı Değildir

Depremde Tek Bir Binanın Yıkılmadığı İlçeler: Tavşancıl ve Erzin’in Hikayesi

Erzin Belediyesi’nin depremden bu denli zararsız çıkmasının arkasında Belediye Başkanı Ökkeş Elmasoğlu’nun çalışmaları yatıyor. Durumu, “Kendi dönemimde hiçbir şekilde kaçak yapıya müsaade etmedim.” diyerek özetleyen Ökkeş Elmasoğlu, Salih Gün ile benzer bir şekilde akrabalarına dahi müsamaha göstermemiş.

Bu durum, bilimsel metotlara uygun olarak hazırlanmış Erzin Belediyesi Merkez Planlama Bölgesi İlave Uygulama İmar Planı 1. Etap çalışmasında da net bir şekilde görülebiliyor. İlçenin imar planıyla ilgili olan bu raporun amaçları açıklanırken her şeyden önce ilk olarak ilçenin 1. derece deprem bölgesi içerisinde yer aldığı ve bu kapsamda jeolojik etüt çalışmaları sonuçlarının planlamaya yansıtılması gerektiği vurgulanıyor. 64 sayfalık raporun son sayfalarına denk gelen Plan Hükümleri kısmında imar planı kapsamında deprem yönetmeliklerine kesinlikle uyulması gerektiği ve azami kat uzunluğu gibi önemli kararlar alınıyor.

Bir Kere Daha: “Deprem Öldürmez, Bina Öldürür”

Depremde Tek Bir Binanın Yıkılmadığı İlçeler: Tavşancıl ve Erzin’in Hikayesi
Fotoğraf: Unsplash | Sarah Crego

Bu iki vakayı değerlendirdiğimizde bilimin rastlantısal değil, bir gerçeklik olduğu sonucuna varabiliriz. Kimileri bu iki ilçenin etkilenen diğer bölgelere kıyasla çok daha küçük olması sebebiyle depremden zararsız kurtulduğunu savunuyor. Öte yandan Kahramanmaraş depreminden etkilenen 10 ildeki köylerde de büyük yıkımlar gözlemlendiği de bir gerçek. 

Evet, depremlerin ne zaman gerçekleşeceğini tahmin etmemiz mümkün değil. Bazı depremler öylesine büyük etkiye sahip olabilir ki en güçlü binaların dahi yıkıldığına şahit olabiliriz. Halkının depreme dair bilinci ve katı yönetmelikleriyle tanınan Japonya’da dahi depremlerde insanlar hayatını kaybedebiliyor. Fakat kayıpların sayısını azaltmak, nispeten depreme karşı daha hazırlıklı olmak, her zaman bizim elimizde. Bunu yapacak çok fazla zamanımız var. Çünkü Kahramanmaraş depreminden önce doğu illerimizde yaşanan en büyük depremin üzerinden 84 yıl geçmişti, batıdaki en büyük depremin üzerinden ise 23 yıl 5 ay 30 gün… 

Zamanın durdurulamaz oku önlem almamız için bizi beklemeyecek!

Deprem yönetmelikleri açısından uzmanlarca modern şartları karşıladığı düşünülen ülkemizde bu yönetmeliklerin bilimin ışığında uygulandığı yarınlar diliyoruz. 

Kaynak:

https://www.erzin.bel.tr/wp-content/uploads/2021/03/plan-aciklama-raporu.pdf

https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-62570328