Aykırı Tiyatro Yazarları: Harold Pinter

Aykırı Tiyatro Yazarları: Harold Pinter

Aykırı Tiyatro Yazarları serimizde klasik tiyatro anlayışına karşın, yarattıkları kendi tiyatro anlayışları ve düşünceleriyle öncü olan yazarları inceleyeceğiz. Bu yazımızdaki konuğumuz Nobel Edebiyat Ödülü sahibi ve ülkemizde de tanınan Harold Pinter olacak.

Harold Pinter Kimdir? 

Harold Pinter

Fotoğraf:timeout.com

Harold Pinter 10 Ekim 1930’da Londra’da dünyaya geldi. Özellikle çocukluk yıllarında İkinci Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkileri onun karakterinde derin izler bıraktı. Daha çocukken evlerinin bahçesine düşen bombadan çok etkilendi. Genç yaşta aldığı dil eğitimini drama eğitimleri takip etti. Okumaya tutkulu olan Harold Pinter, Franz Kafka ve Ernest Hemingway gibi yazarlardan etkilendi. 1957 yılında Bristol Üniversitesi Tiyatro Bölümü için oyunlar yazdı. Bu dönemde yazdığı Git Gel Dolap, Doğum Günü Partisi ve Oda gibi ünlü oyunlarıyla büyük ilgi topladı. 1956 yılından 1980 yılına kadar Vivien Merchant ile evli kaldı. Mensubu olduğu International PEN derneği bünyesinde pek çok yazar ile dünyadaki insan hakları ihlallerine karşı mücadelede bulundu. 2005 yılında yaşam boyu edebiyata katkıları ve insan hakları için mücadelesi sebebiyle Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü. Bunun dışında Harold Pinter çoğu uluslararası olmak üzere pek çok ödül aldı. Hayatının son dönemine doğru oyun yazarlığına ve şairliğe ara veren Pinter, senaristliğe yöneldi. 24 Aralık 2008 tarihinde uzun süredir mücadele ettiği gırtlak kanseri sebebiyle yaşamını yitirdi. Üretken yazar, arkasında 31 tiyatro oyunu ve 23 film senaryosu bıraktı. 

Tiyatro Anlayışı

maskeler

Fotoğraf:Francesco Ungaro

Harold Pinter, geleneksel dramatik akışa sahip tiyatro anlayışının aksine kendine özgü bir tarz yarattı. İleride kuramcılar onun tarzını Absürt Tiyatro altında değerlendirdi. Çoğu 20. yüzyıl yazarı gibi Harold Pinter da İkinci Dünya Savaşı’ndan etkilenmişti ve bu durum yazılarına yansıdı. Oyunlarında postmodern sanat anlayışıyla birlikte ortaya çıkan iletişimsizlik, saçma kavramı ve çarpık ilişkileri konu edindi. Çoğu oyununda insanlar arasında geçen anlamsız diyaloglar, duraksamalar ve sessizliklere yer verdi. İleride onun bu tarzı Pinteresque olarak adlandırılacaktı. Özellikle oda kavramını içselleştiren Pinter, insanın kendi içindeki yalnızlığını tek mekan sahneler ve kapalı odadaki insanlar ile aktardı. Dünyanın tüm saçmalığı ve kötülüğüne karşın çözümü, insanın kendi benliğine, odasına veya yine kendi tabiriyle ana rahmine dönüşünde buldu. Pinter için modern zamanın insanları arasındaki yapmacık ilişki her zaman ilgi çekici bir konu oldu. Birçok oyununda çiftler arasındaki kopukluğu ve samimiyetsizliği anlattı. Birbirinin ne dediğini dahi dinlemeyen ve anlamayan çiftleri, eşler arasında güç savaşı içeren ilişkileri konu edindi. 

Bir İnsan Hakları Aktivisti

Pinter

Harold Pinter yazarlığının yanı sıra insan hakları mücadeleleriyle de biliniyor. Politik anlayışı doğrultusunda Küba Devrimini destekledi. Irak’ın işgali karşısında cephe aldı. 1980 Darbesi sonrası üyesi olduğu yazarlar derneği ile birlikte Türkiye’deki insan hakları ihlallerine karşın araştırma yapan bir komisyonda yer aldı. Sonrasında Türkiye’de gördüğü durumdan etkilenerek yazdığını belirttiği Bir Tek Daha ve Dağ Dili oyunlarını kaleme aldı. Ayrıca yine 2004 yılında Hasankeyf’i korumak için Ilısu Barajı’na karşı bir kampanya başlattı. Otoriteler, son dönemde verilen birçok ödül gibi, Nobel Edebiyat Ödülü’nü insan hakları mücadeleleri için de aldığını belirtti.

Ünlü Oyunları

Doğum Günü Partisi:

1957’de kaleme aldığı oyunda bir pansiyonda kalmakta olan Stanley, iki kötü niyetli yabancı tarafından aranıyordur. Pansiyon sahibi Meg’in Stanley için düzenlediği doğum günü partisi yabancıların teşrifi ile bir kabusa dönüşecektir. 

Oyunda bireyin yalnızlığı ve odanın dışından yani benliğimiz dışındaki insanlardan gelen baskı işleniyor. Ayrıca Meg ve eşi ile ilişkiler arasındaki iletişimsizlik vurgulanıyor. 

Git Gel Dolap:

Harold Pinter’ın erken dönem eserlerinden olan oyun 1957’de yazıldı. Kapalı bir odada iki suikastçi talimat beklemektedir. Bir insanı öldürmek üzere olduklarından bir haber tavırdaki suikastçiler kendi arasında anlamsız konuları tartışmakta ve sanki normal bir günmüş gibi davranmaktadır. Yemek asansöründen gelen talimat notuyla suikastin seyri tamamen farklı bir yöne sapacaktır.

Oyunda iki suikastçinin çay yapmaya karar verdikten sonra dakikalarca “ateşi yakmak” mı yoksa “ocağı yakmak” mı doğru bir kullanım diye tartışması yazılarak dilin iletişimdeki yetersizliğine vurgu yapılıyor. Diğer Pinter oyunlarında da gördüğümüz odanın dışından gelen tehdit, oda içindeki karakterlerin kaderini değiştiriyor.