Geleneksel tatil anlayışından sıkıldıysanız, heyecan verici ve yepyeni deneyimler arıyorsanız, alternatif bir tatil anlayışı ile tanışmanın şimdi tam zamanı. Şehrin yüksek tempolu koşturmasından uzaklaşarak doğa ile kucaklaşma ve yerel kültürlerle harmanlanmış bir tatil, sadece dinlenme değil, aynı zamanda kendini keşfetmenin de kapısını aralar. Günümüz tatilleri sadece otellerde konaklamak ve turist rehberinin peşinde koşturmakla sınırlı değil. Doğanın içinde, yöre halkının günlük yaşamına dahil olabileceğiniz ve özgün deneyimlerle dolu alternatif tatil seçenekleri giderek popülerlik kazanıyor. İşte bu yeni tatil anlayışının en güzel örneklerinden biri de Agroturizm, bir diğer ifadeyle tarım turizmi…
Agroturizm sizi şehir hayatının gürültüsünden, stresinden uzaklaştırarak kırsal yaşamın kendi dinamikleriyle ve tüm güzellikleriyle buluşturur. Bu tatil anlayışında yerel çiftlik evlerinde konaklayabilir, tarım pratiklerine katılabilir ve kendi ellerinizle topladığınız meyve ya da sebzeleri tadabilirsiniz. Agroturizm, doğa ile iç içe olmayı, sürdürülebilir tarım pratiklerini öğrenmeyi, yerel kültürü tanımayı ve farklı deneyimleri olanaklı kılar. Hazırsanız başlayalım…
Agroturizm Nedir?
Agroturizm, tarım ve turizmin bir arada olduğu ve kırsal bölgelerde yapılan bir turizm türüdür. Agroturizm kavramı son 20 yıldır bilinse de aslında kökeni 1800’lü yılların sonuna kadar uzanır. İlk etkinlikler günümüzdekine benzer şekilde şehirden uzaklaşma düşüncesiyle gerçekleşmiş, 1929 Ekonomik Buhranı ve ardından İkinci Dünya Savaşı’nın etkisiyle kırsala olan ilgi daha da artmıştır. 70’li yıllarda at biniciliği yaygın olurken onu takip eden yıllarda da bütün ailenin bir arada olduğu çiftlik ya da kırsal tatiller yaygın hale gelmiştir.
Günümüzde ise agroturizm hem alternatif hem de sürdürülebilir bir tatil yöntemi olarak giderek yaygın hale gelmeye başladı. Agroturizmde katılımcılar- çoğunluğunu şehirden gelen kişiler oluşturur- “deneyim” satın alırlar. Kitle turizminin aksine agroturizmde katılımcılar pasif değil, aktif konumdadır. Kırsal alanda yaşayan kişiler tarafından verilen bu turizm hizmetinde aslında deneyimlenen oraya “dahil” olma halidir. Peki bu dahil olma ne anlama geliyor?
Bir agroturizm, çeşitli etkinliklerden oluşabilmektedir ve kendi içinde temel belirleyici bazı özellikleri mevcuttur. Bunlardan ilki katılımcı olma özelliğidir. Bu, tarımsal temelli bir faaliyete veya kırsal bölge aktivitelerine katılmayı kapsamaktadır. İkinci olarak katılımcı tarımsal pratikleri deneyimler. Bunlar, süt sağmak, bitkilerin bakımı ya da ürünlerin hasadı olabileceği gibi, satışı yapılacak ürünlerin hazırlanması şeklinde de gerçekleşebilmektedir. Üçüncü ve son özellik ise deneyimlerin otantik olma özelliğidir. Tesisler bölgeye özgü kültürel nitelikler taşır ve sundukları deneyimlerde yerel unsurlar ön planda olur. Bu özelliklerle katılımcı tarımsal dinamiklerin sürecine dahil olur. Bir diğer ifadeyle şehirde marketten aldığı domatesin, fesleğenin ya da elmanın yetiştirilme sürecini deneyimler.
Agroturizmin kendi içinde belirli ilkeleri vardır. Bu ilkelerden en önemlisi kuşkusuz ki sürdürülebilirlik ilkesidir. Bu, tarımsal çiftliklerin ya da tesislerin doğal kaynakları koruyarak faaliyet göstermesi bir diğer ifadeyle çevreye ve doğaya duyarlı olması anlamına gelmektedir. Su ve enerji tüketimi konusunda duyarlı olmalı ve organik tarım yöntemleri benimsenmelidir. Diğer yandan agroturizm içinde bulunduğu yerel kültürü ve gelenekleri korur. Bu, en genel anlamda yerel toplulukların kültürel mirasının korunmasına ve tanıtılmasına yardımcı olur. Agroturizm aynı zamanda yerel ekonomileri de, ihtiyaç duyulan ürünlerin yerel üreticilerden temin edilmesi, yerel işgücünün kullanılması ve gelen ziyaretçilere yerel ürünlerin sunulması yoluyla destekler. Bu sayede yerel ekonomilere doğrudan bir ekonomik fayda sağlar.
Agroturizm Nasıl Yapılır?
Agroturizm tesisleri genellikle çiftliklerden veya kırsal konaklama alanlarından oluşur. Bu konsept altında eski bir ambar bir konaklama alanına dönüştürülmüş olabilir. Yapılar kırsal yapıya uygun taş, ahşap gibi yerel malzemelerden ve bölgenin iklimine uygun tasarlanmış olmalıdır. Agroturizmde işletme sahiplerinin hedefi ziyaretçilere otantik ve öğretici deneyimler sunmaktır. Çiftlik turları, tarım aktiviteleri, el sanatları, aşçılık kursları, doğa yürüyüşleri agroturizm etkinliklerinin başında gelmektedir. Ziyaretçilerin beklentileri genellikle şehir hayatının stresinden uzaklaşmak, doğayla iç içe olmak, yeni beceriler öğrenmek ve yerel kültürü yakından tanımaktır. Bu yüzden uygulamacılar, ziyaretçilere samimi ve kişisel bir deneyim sunmaya özen göstermelidir.
Agroturizme ilk kez deneyimleyecekler, tatil planlarını yaparken birkaç önemli faktörü göz önünde bulundurmalıdırlar. En başta tatilin önceliğini doğru belirlemek gerekir; tarımsal faaliyetlerin yoğun uygulandığı katılımcı bir tatil mi, yoksa inziva ortamında sakin bir tatil mi istiyorsunuz? Bu sorunun cevabı gidilecek yerin belirlenmesinde en önemli rolü oynamaktadır. Gidilecek tesisi belirlemeden önce tatilinizden beklentilerinizi belirlemeniz doğru seçim yapmanıza yardımcı olacaktır.
Tatilinizi planlarken mutlaka iyi bir araştırma yapmalısınız. Bölgeyi önceden araştırmalı ve o bölgeye uygun sezonda tatile gittiğinizden emin olmalısınız. Seçtiğiniz işletmeleri önceden arayarak orada bulunacağınız döneme uygun aktiviteleri öğrenmeyi unutmayın. Valizinizi hazırlarken seçtiğiniz bölgenin mevsim özelliklerini mutlaka göz önünde bulundurun. Rezervasyon esnasında mutlaka işletmeye yanınıza almanız gerek giysi ve ekipmanlar hakkında sorular sorun.
Sakin bir yer tercih ettiyseniz muhtemelen rahat ve mevsime uygun giysiler tercih etmek yeterli olacaktır fakat yoğun aktiviteli bir program tercih ediyorsanız çizme, eldiven gibi ekipmanlara ihtiyacınız olacaktır. Tarımsal faaliyetlerde bulunacaksanız yanınıza buna uygun giysiler almayı da ihmal etmeyin.
Dünyadan Agroturizm Örnekleri
Her geçen gün ilginin arttığı ve örneklerinin çoğaldığı agroturizm tesislerinin dünya çapında birkaç örneğini sizler için derledik. Agroturizmin muhteşem örneklerinin bulunacağı şehirleri ve çiftlikeri inceledik. Böyle bir deneyim yaşamayı planlıyorsanız yazımızın bu bölümünü mutlaka okumalısınız.
İtalya agroturizmin doğduğu topraklardır desek yanlış olmaz. Dünya çapında üne sahip balzamik sirke, parmesan ve mozzarella peyniri, makarna gibi gıda hammaddeleri, nefes kesici manzaralara sahip tarım arazileri ve kuşaklarca korunarak aktarılan tarım ve tarımsal üretim teknikleri İtalya’yı agroturizmde bir adım öne geçiriyor. Bu avantajlara bir de destekleyici devlet politikaları eklenince agroturizm denince akla gelen ilk ülke İtalya oluyor.
Toskana İtalya’da agroturizmin başladığı ilk bölge olarak karşımıza çıkıyor. Bunda muhteşem arazi manzaralarının payı büyük. Zeytin ve üzüm bağları da öne çıkan tarım alanları arasında. Muhteşem bir atmosfer içinde konaklama imkanı sağlayan çiftliklerin sayısı her geçen gün artıyor. Yerel ürünlerin muhteşem yemeklere dönüştüğü sofralardan sanırım bahsetmeye bile gerek yok. Toskana bugün de dünyada agroturizmin başkenti diyebiliriz.
Böyle bir deneyimi Toskana’da yaşamak isterseniz size önerimiz Le Ceregne çiftliği olacaktır. Le Ceregne agroturizmi deneyimlemek için ideal bir başlangıç noktası olacaktır. Agroturizm işletmelerinin genel bir özelliği olan sıcak karşılama Le Ceregne’de de kendini gösteriyor. Ekolojik ve ev konforunda konaklama alanları, organik tarlaları ve restoranların yanı sıra çok çeşitli aktiviteler de sunan Le Ceregne farklı bir tatil deneyimi sunuyor. Aktiviteler arasında organik şarap tadımı ve üretimi rehberliği, mantar toplama etkinliği, binicilik, çocuklar ve yetişkinler için ayrı ayrı planlanmış aşçılık dersleri, okçuluk gibi farklı deneyimler bulunuyor. Tercih edeceğiniz mevsime uygun olarak aktiviteler değişiklik gösterecektir bu sebeple önceden bilgi almak gerekir. Fiyatlar sezon yoğunluğuna göre değişmektedir.
İki kişilik konaklama sezona bağlı olarak gecelik 95 ile 125 euro arasında değişiyor.
İspanya’nın kırsal alanlarının güzelliğini duymuş olmalısınız. Bunun yanına bir de kültürel değer haline gelmiş çiftçilik geleneği eklendiğinde agroturizmin kaçınılmaz duraklarından biri haline geliyor İspanya. İspanya’yı öne çıkaran bir diğer unsur ise yine geleneksel balıkçılığın hayat verdiği deniz mahsulleri sofrasıdır. İspanya’nın deniz mutfağı agroturizm deneyimini bir üst seviyeye taşıyor.
Mayorka agroturizmin İspanya’da ki temsilcisi sayılır. Diğerlerinden farklı olarak bu bölgedeki çiftlikler tarlada veya üretimde tecrübelerden ziyade sakin bir ortam, bir inziva deneyimi sunuyor. Tabi bu deneyime yerel ürünlerden oluşan sofralarda dahil. Mayorka yüz yıllık çiftliklerden yüzme havuzlu otellere kadar geniş konaklama seçeneklerine sahiptir. Rahatına düşkün, tarla işlerinden uzak agroturizm tecrübe etmek isteyenler için Mayorka ideal bir seçim olacaktır. Bu bölgede tatilinizi planlarken merkezi bir konaklama tercih ederek çevre çiftliklere düzenlenen günübirlik turlara katılabilirsiniz.
Birçok alanda olduğu gibi tarımda da kendine has mükemmelliğe sahip Japonya tabi ki agroturizm için muhteşem konumlar arasında ilk sırada yer alıyor. Japonyada birçok çiftlik kapılarını ziyaretçilere açmış durumda. Burada farklı bir kültürü tanırken etkili ve geleneksel tarım tekniklerini öğrenmek agroturizmi gerçek anlamıyla tecrübe etmek isteyenler için benzersiz bir fırsat sunuyor. Japonya’da agroturizmi deneyimlemeyi düşünüyorsanız tarıma gerçekten ilgi duyuyor olmalısınız. Tarımsal üretim ile ilgili Japonyada öğrenecekleriniz dünyanın hiçbir bölgesiyle kıyaslanamayacak seviyede kaliteli ve özgün olacaktır. Bu sebeple Japonya’da tatiliniz için bir konum seçerken gerçek anlamda üretim yapan çiftlikler tercih etmenizi öneririz. Otantik Japon çiftlik hayatını deneyimleyebileceğiniz çiftliklere “https://stayjapan.com.hk/en/” adresinden kolaylıkla ulaşabilirsiniz.
Agroturizm ile Ekoturizm Arasındaki Farklar
Agroturizm ve eko turizm, her ikisi de sürdürülebilir turizmi temel alan ve doğayla iç içe olmayı amaçlayan turizm türlerdir. Agroturizm yukarıda da değindiğimiz gibi kırsal alanda tarımsal faaliyetlere katılmak ve bu alanlarda konaklamak olarak karşılık bulurken ekoturizm kavramı daha geniştir. Ekoturizm, doğal ve korunmuş alanlara yönelik, çevreye duyarlı ve elbette sürdürülebilir turizm faaliyetlerini kapsar. Ekoturizmde gidilen bölgenin flora ve faunası hakkında bilgi sahibi olur, doğanın güzelliklerini keşfeder ve çevreye duyarlı çevre dostu aktiviteler yapar ve ekosistemleri koruma bilinciyle hareket edilir.
Eko turizmi agroturizmin bir üst başlığıdır da denilebilir. Ekoturizm geniş kapsamıyla doğa ve sürdürülebilirlik kavramlarına odaklanırken, agroturizm bu başlıklar altında, tarım, tarımsal üretim, kırsal yaşam ve kültür, yerel tarım faaliyetleri gibi daha belirli başlıklar üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Kapak Fotoğrafı: Tron Le
