Kaosun İçindeki Huzur: İstanbul’da Kafa Dinlemelik Yerler

16 milyonluk köyün sakinleri olarak zaten şehrin yorgunluğundan kaçamazken, pandemi sürecinde de mental olarak bir hayli yıprandık. İş dışında sokağa bile çıkamadığımız şu günlerde, boş vaktimiz olduğunda kendimize mutlaka zaman ayırmalıyız. Bazen bir köşeye çekilip kendisiyle baş başa kalması gerekiyor insanın. Tabii kabına sığmayan bir şehirde buna pek imkanımız olmuyor. Ben bu şehri her şeye rağmen seviyorum. Onun için huzuru buradan kaçmakta değil de bu şehrin içinde arıyorum. Bu yüzden İstanbul’da kafa dinlemelik yerler bulmak ve bunları birbirimizle paylaşmak gerektiğini düşünüyorum. Bu yazımda, işten güçten başımızı kaldırabildiğimiz o küçük zamanlarda kaçıp biraz kafa dinleyebileceğimiz yerlerden bahsetmek istedim. Her ne kadar dolup taşmış olsa ve her an patlayacak gibi dursa da İstanbul’da da böyle birkaç yer var. Üstelik şehrin pek dışında da değiller.

Kireçburnu Sahil

Boğazı seyrederek ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü’ne uzaktan bakarak vakit geçirebileceğiniz bir sahil parkı burası. Banklarda oturabilir veya yürüyüş yapabilirsiniz. Ulaşım imkanı biraz kısıtlı. M2 metrosunun Hacıosman durağında indikten sonra 2-3 kilometrelik bir mesafe kalıyor. Bu mesafeyi yürüyerek gitmek iyi bir tercih olabilir. Zira yokuş aşağı giden, ağaçlı bir yoldan sahile inebiliyorsunuz. Tabii sahil yolundan da otobüs veya özel araçla buraya ulaşılabilir ancak bunun için trafik çilesine katlanmanız gerekiyor.

Sarayburnu

Meşhur Atatürk heykelinin önünde ne yazık ki bakımsız bırakılan bir park var. Yine de Boğaz ve Haliç’in kesişme noktası olan bu mekan, sakin vakit geçirmek için iyi bir alternatif olabilir. Solunuza baktığınızda Haliç’in diğer kıyısını, karşınızda ise Anadolu Yakası’nı görebilirsiniz. İki yaka arasında gelip giden vapurları seyrederken zaman akıp gider. Konum olarak da Sirkeci’deki tramvay ve Marmaray istasyonlarına çok yakın. Dolayısıyla ulaşım sıkıntısı yok.

Gülhane Parkı

Tarihi Yarımada’nın şüphesiz en ilgi çekici noktalarından biri burası. Giriş yaptığınızda kalabalık olduğunu görebilirsiniz. Ancak ağaçların arasına dalıp çimlere oturduğunuzda sakince kuşları dinleyebilir, gökyüzünü seyredebilirsiniz. Yanınızda biri varsa da sohbetten zamanın nasıl geçtiğini anlamazsınız. T1 tramvayının Gülhane durağında inerseniz kendinizi parkın girişinde bulursunuz. Parkın içinden yürüyerek Sarayburnu’na ulaşmak da mümkün.

Topkapı Sarayı’nın Bahçesi

Burası, Topkapı Sarayı’na girmeden önce geçmeniz gereken bir bahçe. Birinci Avlu veya Alay Meydanı olarak da anılıyor. Girmek için herhangi bir ücret ödemiyorsunuz. Çimlerde vakit geçirebilir, kitabınızı okuyabilir, müziğinizi dinleyebilirsiniz. Bahçenin içinde tarihi Aya İrini Kilisesi mevcut. Gülhane Parkı’nın girişinin hemen yanındaki dar yokuştan bu bahçeye çıkabilirsiniz. T1 tramvayının Sultanahmet durağından indikten sonra Ayasofya’nın arkasına doğru yürüyerek de buraya ulaşabilirsiniz.

Yeşilköy Sahil

Kumsalı, kayalıkları ve marinası bulunan bir sahil… Dilediğiniz yerde oturarak Marmara Denizi’ni izleyebilir, doğru saati yakalarsanız muhteşem günbatımı manzarasını deneyimleyebilirsiniz. Yeşilköy’den yürümeye başladığınızda sahil, sizi Florya’ya kadar alır götürür. Halkalı-Gebze hattının Yeşilköy istasyonunda indikten sonra kısa bir yürüme mesafesinin ardından Yeşilköy sahiline ulaşmak mümkün. Evime uzak olsa da İstanbul’da kafa dinlemelik yerler arasında favorim bu bölge.

Tüm bu mekanların, sakinliği ve huzuru bulabileceğiniz yerler olmalarının dışında bir ortak noktası daha var: Temiz hava. Temiz havayı ancak yeşil alanlarda veya deniz kenarlarında alabiliyoruz. Bu fiziksel sağlığımız için de önem arz ediyor. Zira ülkenin en kirli havasına sahip şehrinde yaşıyoruz. İşten güçten başımızı kaldırabildiğimizde arada bir bu mekanlarda vakit geçirmek, zor bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde bize biraz olsun yardımcı olacaktır.