İlham Veren Bir Başarı Hikayesi: Gülşen Karanis Ekşioğlu

İlham Veren Bir Başarı Hikayesi: Gülşen Karanis Ekşioğlu

Artık kadınların hayatın her alanında olduğunu söyleyebiliriz. Çalışıyor, üretiyor ve başarıyorlar. Fakat yine de başarılı kadınlar çok fazla görünmüyor, iş hayatında tırnaklarıyla kazıyarak geldikleri yerlerde başarılarıyla konuşulmuyorlar. Yani bazen cam tavanları yıkmak da yetmiyor. Başarılı kadınların seslerine kulak vermek, onları dinlemek, konuşmak ve başarıları takdir etmek gerekiyor.

Biz de PlumeMag olarak kısa bir süre önce Budapeşte Büyükelçisi olan Gülşen Karanis Ekşioğlu ile bu göreve geleceği açıklanmadan önce bir sohbet gerçekleştirdik. Lise yıllarından başlayan mücadelesi, ileri görüşlülüğü, çalışkanlığı ve tüm yaşadıkları ile hayatında yakaladığı başarılar üzerine konuştuk. Sıcak ve samimi sohbeti için Gülşen Hanım’a çok teşekkür ediyor, kendisine yeni görevinde başarılar diliyoruz. 

Gülşen Hanım merhaba, sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Merhaba, 1981 Ankara doğumluyum. Lise dönemimde AFS ile bir yıl Almanya’da okudum, bence hayatımın esas dönüm noktası da bu sene oldu. Döndükten sonra uluslararası ilişkiler okumaya karar verip lise 3’te alan değişikliği yaptım ve Mülkiye (Ankara Üniversitesi) Uluslararası İlişkiler Bölümünü kazandım. Okurken de Almanya’daki AFS annemin desteği ve yönlendirmesi ile bütün stajlarımı gerek Baden-Württemberg Eyalet Parlamentosu ve gerekse Eyalet Başbakanlığı olmak üzere, Almanya’daki mülteci kampları, radyo ve TV kanallarında tamamladım. 

Mezuniyetten sonra ise hayal edip planladığımdan daha farklı bir şekilde kariyerim TBMM’de milletvekili danışmanlığı ile başlayıp özel sektörde devam etti. Halihazırda da ihracat, enerji ve tarım sektörlerinde faaliyet gösteren bir holdingde yönetim kurulu üyesiyim. Bu çerçevede lisansta okuduğum alandan farklı olarak mezuniyetimden on sene sonra MBA yapmaya karar verdim. Ancak doktora çalışmalarımı başladığım yere geri dönerek “Küresel Siyaset ve Uluslararası İlişkiler” alanında devam ettiriyorum.

Diğer yandan çalıştığım kurum, içinde bulunduğumuz sektörler ve aktif olarak yer aldığımız sivil toplum kuruluşları vesilesiyle gerek Ankara gerekse de uluslararası kuruluşlarla hep iç içe oldum. Davos başta olmak üzere katıldığım sayısız forum ve uluslararası toplantının tecrübelerini Dışişleri Bakanlığımızın girişimi olan Antalya Diplomasi Forumu’nun eş koordinatörlerinden biri olarak sürdürüyorum..

Özel hayatta ise bence en büyük şansım olan çocukluk aşkımla evlendim. Zeynep, Selin Nur ve Ömer isimli üç çocuğumuz var, İstanbul’da yaşamaya devam ediyoruz..

Uzun süredir iş hayatındasınız. Kadın olduğunuz hiç engelle karşılaştınız mı?

Her ne kadar daha dün gibi gelse de 19 yıldır aktif olarak iş hayatının içindeyim. Sadece kadın olduğum için engelle karşılaşmadım. Bu nedenle çalıştığım yer açısından gerçekten avantajlı olduğumu düşünüyorum. Özellikle büyük kızım Zeynep’i doğurduğumda onu gerçekten ilk 6 ay ofiste büyüttüm. Benimle yönetim kurulu toplantılarına da girdi, bakanlarla toplantılara da… Neredeyse bütün seyahatlerime annemle veya eşimle beraber eşlik etti. Selin Nur ve Ömer doğduğunda ise ev-ofis mesafesinin yakın olmasının tadını çıkardım. Gün içerisinde 2-3 kere hem emzirmek için veya hem okul çıkışlarını yakalamak için gidip geldim. Ama buna mukabil esnek çalışma saatlerini sonuna kadar kullandım, “Bitmeyen mesai yapmışlar.” diye de bol bol söylendim. Yani engelden ziyade, zorluklar daha fazla.

Anne olduğunuzda “İşim ve pozisyonum bıraktığım şekilde beni bekler mi?” endişesi taşıyorsunuz.

İlham Veren Bir Başarı Hikayesi: Gülşen Karanis Ekşioğlu
Gülşen Karanis Ekşioğlu

İnsanlar, ya kariyer ya da aileyi seçmek zorundalarmış gibi düşünüyor. Sizce gerçekten ikisini birlikte yürütmek zor mu?

Bu aslında biraz da önceki soruyla ilintili. Anne olarak iş hayatında var olmak zor mu, evet gerçekten çok zor. Uzun çalışma saatlerini ve dediğim gibi gereğinden fazla esnekliği beraberinde getirmek zorunda. 

Annelikten veya iş hayatınızdan fedakarlık edemeyeceğiniz için en çok kendinizden ödün veriyorsunuz. İşte burada kadın olduğunuz için döndüğünüzde “İşim ve pozisyonum bıraktığım şekilde beni bekler mi?” endişesi taşıyorsunuz. Benim de bu endişe nedeniyle hakkıyla doğum izni yapamadığımı söylemem lazım. Maalesef “Maskeyi önce kendinize, sonra çocuğunuza takın.” annelerinden olamadım. İkisini bir arada yürütmek için kendime ayırdığım zamandan ve diğer tüm anneler gibi en çok da uykumdan feragat ettim. 

Kariyer ve aile hayatı çok iyi planlama ile bir arada yürüyor. Burada her şeyden önce eş desteği çok önemli. Diğer yandan bana bunun yürüyebildiğini Almanya’daki AFS annem birebir öğretti. Nitekim o da hem oldukça yoğun bir ajandası olan belediye başkanıydı, hem de evde benimle birlikte 3 çocuğu olan bir anneydi. Haftalık, aylık ajandalar, bol hatırlatmalar, planlama ve listeler ile geçen koşuşturma ile hepsinin altından kalkmak mümkün. Bu arada ben de zaman içinde destek almayı öğrendim. Çocuklar ilk doğduğunda yardıma bu kadar açık olmadığımı itiraf ediyorum, şimdi ise her gün yemek yapamayacağımı veya her gün antrenmanlarından alamayacağımı kabul ettim.

Antalya Diplomasi Forumu’nda görev aldığımda hissettiğim gururu kelimelerle anlatamam.

İlham Veren Bir Başarı Hikayesi: Gülşen Karanis Ekşioğlu

Yakın zamanda hem Türkiye hem de dünya için oldukça önemli olan ve Ukrayna-Rusya buluşmasının gerçekleştiği Antalya Diplomasi Forumu’nda etkin rol oynadınız. Bu süreci bize biraz anlatır mısınız?

Her şeyden önce Dışişleri Bakanlığımızın girişimi olan Antalya Diplomasi Forumu’nda görev almak, geçtiğimiz iki buçuk senedir benim için çok büyük bir heyecan. 

Sohbetimizin başında belirttiğim gibi uluslararası kuruluşlar ve STK’lar ile yakın çalışabildiğim bir işim var. Tecrübesinden çok şey öğrendiğim Cuneyd Zapsu ile birlikte 2004’den beri WEF’in hem Davos’taki yıllık hem de bölgesel toplantıları başta olmak üzere sayısız ulusal ve uluslararası toplantı ve foruma katıldım, ayrıca INC – International Nut&Dried Fruit Council’ın 2019’da ABD’de gerçekleşen yıllık kongresinin başkanlığını yürütmüştüm.

Bu tecrübeler çerçevesinde ocak 2020’de Sayın Dışişleri Bakanımız Antalya Diplomasi Forumu’nun hazırlık sürecine beni dahil ettiğinde hissettiğim gururu kelimelerle anlatamam. 

Pandemi nedeniyle mart 2020’de planlanan ilk ADF’yi üzülerek ertelemek zorunda kalmıştık. Ancak haziran 2021’de birincisini, 11-13 Mart 2022’de ikincisini düzenlediğimiz Antalya Diplomasi Forumu gerçekten kısa sürede uluslararası ilişkiler ve diplomasiye damgasını vurdu. 

Katılım düzeyindeki artış, ulusal ve uluslararası kuruluşlarla yaptığımız iş birlikleri, öğrenciler, akademisyenler ve medyanın ilgisi Türk Hariciyesi için bir gurur tablosu. Ben de bu vesile ile Sayın Bakanımıza, ADF’de göstermiş olduğu vizyon ve liderlik için bir kez daha teşekkür ediyorum. 

Biliyorsunuz biz Sürdürülebilir Yaşam Trendleri üzerine yayın yapan bir platformuz. Sürdürülebilirliğin sizin için öneminden ve bu alanda yaptığınız çalışmalardan biraz bahseder misiniz?

Sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarımızı hem sosyal, hem ekonomik hem de çevre yönüyle ele alabiliriz. Burada gerek fındık ihracatı yapan Balsu Gıda A.Ş., gerek güneş enerjisi santrallerini barındıran Solarpower A.Ş., gerekse de Genç Hayat Vakfından bahsetmemiz gerekir. 

Sosyal yönüyle fayda sağlanan ve çıkan çalışma başlıklarımızı şöyle aktarabilirim:

  • 2014 yılından bu yana, 25 bine yakın fındık üreticisi ve işçisi için fındık tarımında iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri düzenledik, kişisel koruyucu ekipman desteği sağladık.
  • Çiftçi kadın ve işçi kadınlara yönelik güçlendirme çalışmalarımız 2017 yılından beri devam ediyor. “Güçlü Kadın, Güçlü Tarım” programımızla fındık üretiminde etkileyen ve söz sahibi konumda olan 150 kadına yönelik dirençlilik eğitimleri gerçekleştirdik. 2022 yılında Mardin ve Diyarbakır illerinde 120 kadınla ihtiyaç analizi çalışmaları ve hijyen gibi başlıklarda eğitimler yaptık ve 20 kadın da mesleki eğitim programlarına dahil oldu.
  • Çocuk koruma ve müdahale programları yaptık ve devam ediyoruz.
  • Tarım işçilerinin yaşam ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi gibi sosyal faydalar sağlamaya çalışıyoruz. 

Ekonomik yönüyle ise;

  • Ulusal ve uluslararası sertifikasyon çalışmaları yapıyoruz. Diğer yandan fındığın verim ve kalitesinin artırılması, model bahce çalışmalarının desteklenmesi, ekipman desteği ve köy bazlı diğer destekleri sağlıyoruz. Üreticinin bahçesinde gerçekleşen sıcaklık, nem, yağış gibi fındık için önemli iklimsel verilerinin kayıt altına alınıp üreticinin zirai uygulamalarını sisteme girebildiği, veriye dayalı ve uygulama önerisi alabileceği bir mobil yazılım üzerinde çalışıyoruz.  

Çevre yönüyle baktığımızda ise;

  • Kimyasalların sorumlu kullanımı, uygun koşullarda depolanması ve bertarafı alanında çalışmalar yürütüyoruz. 
  • Toprak, analizi, yaprak analizi, destekleri, entegre zararlı yönetiminin yaygınlaştırılması kapsamında diğer destekleri veriyoruz. 

Ayrıca Balsu, ISO14064 Sürdürülebilirlik Raporlamalarında 2020 yılında karbon salımlarının %64 oranında Kapsam 2 Elektrik Tüketimi’nden kaynaklandığını belgelendirdi. Ardından, yine grup olarak IREC Uluslararası Yenilenebilir Enerji Sertifikasıyla kapsam 2 sera gazı emisyonunu sıfırladı. 2030’a kadar kapsam 1 ve 2 emisyonlarını %20, kapsam 3 emisyonlarını ise %10 oranında azaltma taahhüdümüz var. 2050 yılında ise karbon sıfır bir şirket olacağımızın sözünü verdik. 

Özellikle kapsam 3 sera gazı salımınının azaltılması için toprak sağlığının iyileştirilmesi, biyolojik tarım uygulamalarının artırılması, tarım zehirlerinin kullanımının azaltılması ve sorumlu bertarafı başlıkları 2018 yılından bu yana sahada emek verdiğimiz bir alan. Tedarikçilerimizle bu taahüttümüzü paylaşıp sürdürülebilir olmayan kaynaklardan satın almanın bizim için bir seçenek olmadığını aşılıyoruz. 

Diğer taraftan da hem Kayseri hem de Manisa illerindeki 52 MW’lık güneş enerjisi santrallerimiz ile yeşil enerji ile yenilenebilir enerji üretimine katkı sağlıyoruz. 

Anne olmak, kendinizden önce başka bir canlıyı düşünmek ve onun geleceği için endişelenmek, kadınların sürdürülebilirlik alanında daha öncü olmalarını ve daha somut adımlar atmalarını sağlıyor.

İlham Veren Bir Başarı Hikayesi: Gülşen Karanis Ekşioğlu

Araştırmalara göre kadınlar erkeklere göre çevreye çok daha duyarlı. Sizin iş hayatında bu yönde gözlemleriniz var mı?

Burada pozitif ayrımcılık yapacağım, buna tamamen katılıyorum. Burada birkaç etken olabilir. 

Bunların başında da annelik geliyor. Anne olmak, kendinizden önce başka bir canlıyı düşünmek ve onun geleceği için endişelenmek, kadınların sürdürülebilirlik alanında daha öncü olmalarını ve daha somut adımlar atmalarını sağlıyor. Gelecek nesiller için sürdürülebilir bir yaşam konusunda da kadınların erkeklere göre daha hassas oldukları da ayrı bir gerçek. 

Diğer yandan da toplumsal cinsiyet eşitliği de sürdürülebilir hayatın olmazsa olmazı. Kadınlar ise istihdam alanında geri kaldıkları için onların bu alanda erkeklerden çok daha fazla çalışmaları ve bunu gerçekleştirmek için daha fazla çaba göstermeleri gerekiyor. 

Mevsimlik tarımda çocuk işçiliğinin önlenmesi, genç istihdamının artırılması, kız çocuklarının güçlendirilmesi gibi alanlarda çalışmalar yürütüyoruz.

Gençleri hayata hazırlamak amacıyla kurulan Genç Hayat Vakfının mütevelli heyetindesiniz. Bize bu vakıftan biraz bahseder misiniz?

Tabii, Genç Hayat Vakfı esasen ruhsal ve fiziksel değişimlerin yoğun olarak yaşandığı 11-18 yaş grubunun eğitime erişimlerini desteklemek için 2008 yılında Beyza Zapsu önderliğinde İstanbul’da kuruldu. 

Bu çerçevede 14 senedir de Aile ve Sosyal Hizmetler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Milli Eğitim, Gençlik ve Spor Bakanlıkları, yerel yönetimler, üniversiteler ve özel sektör ile birlikte çok paydaşlı çalışmalar yürütüyor. Bugüne kadar Türkiye genelinde 31 ilde on binlerce çocuk ve gence ulaştı. Tabii burada sadece çocuk ve gençlerle değil, onlarla temas eden herkesle çalışarak sürdürülebilir modeller ürettiğini vurgulamamız gerekiyor.

Hayata katılım, eğitimde fırsat eşitliği, güçlendirme ve kapasite geliştirme alanlarında çalışan vakıf; mevsimlik tarımda çocuk işçiliğinin önlenmesi, 21. yy becerilerinin yaygınlaştırılması, kodlama, robotik ve STEM alanlarında çocuk ve gençlerin becerilerinin geliştirilmesi, genç istihdamının artırılması, kız çocuklarının güçlendirilmesi, mülteci ve yerel çocuklar arasında bir arada yaşam kültürünün geliştirilmesi, akran zorbalığının önlenmesi, psiko-sosyal destek, çocuk koruma ve savunuculuk alanlarında çalışmalar yürütüyor.

Çalışınca her şeyin mümkün olduğunu da yaşayarak öğrendim.

Gerçekten ilham verici çalışmalarınız ve başarılarınız var. Son olarak bizi takip eden gençlere ve kadınlara bir mesajınız var mı? 

Çok teşekkürler. Söyleyebileceğim tek şey var, belki çok klasik gelecek ama hayal edin ve çalışın. Ben çok hayal ettim, ama erken yaşta da hayal etmenin yetmediğini birebir tecrübe ettim. Olmaz denilen, yapamazsın denilen her şey için uğraştım. Çok düştüm, ama hep kalktım. Çalışınca her şeyin mümkün olduğunu da yaşayarak öğrendim.