frida kahlo

Frida Kahlo Hayatı, Eserleri ve Bilinmeyenleri

Yaşadığı aşk, acı ve keder dolu hayatıyla birlikte ölümünden uzun yıllar sonra dahi ikonik bir kişilik olarak varlığını devam ettiren bir sanatçı: Frida Kahlo! Çeşitli sanatçıların hayatlarını ve eserlerini konu edindiğiniz serimizde; onlarca otoportrenin arkasında kendi yalnızlığını saklayan, sanatıyla yaşadıklarını seyircisine aktarmayı seçen nevi şahsına münhasır bir sanatçı olan Frida Kahlo’nun acıklı hikayesi ile karşınızdayız. 

Frida Kahlo Kimdir?

frida kahlo
Fotoğraf: Wikimedia Commons

Magdalena Carmen Frida Kahlo y Calderón, 6 Temmuz 1907 yılında Meksika’da dünyaya gelen ressamdır. Kendisi tarafından kabul edilmese de eserlerinde genellikle sürrealist yaklaşımı benimsediği belirtilir. Acı dolu yaşamı, politik yönü ve çalkantılı aşk hayatıyla birlikte bir ikon haline gelen Frida Kahlo, dünyanın en tanınan kadın ressamlarından biridir. 

Alman bir baba ve İspanyol ile Kızılderili kökenlerini taşıyan bir Meksikalı annenin üçüncü çocuğu olan Frida Kahlo, dünyanın değişim geçirdiği oldukça politik bir ortamda büyümüştür. Bu süreçte özellikle sol eğilimli siyasi görüşlere yakınlık duymuş ve ülkesinin Meksika Komünist Partisi’ne üye olmuştur. Küçük yaşta çocuk felci geçirmesinin ardından bir bacağı sürekli olarak hafif topallar şekilde yürümüştür. 19 yaşında geçirdiği otobüs kazası sırasında kalçasından giren tramvay demiri, Frida Kahlo’yu neredeyse yürüyemez hale getirmiş ve hayatı boyunca 32 kez ameliyat geçirmesine sebep olmuştur. Frida Kahlo, bu iki olayın etkilerini ölünceye kadar hissetmiş ve omurgası ile sağ bacağında dinmek bilmeyen bir acıyla yaşamak zorunda kalmıştır. 

Frida Kahlo, “En Büyük Aşkım” olarak nitelendirdiği ünlü Meksikalı ressam Diego Rivera ile çalkantılı bir ilişki yaşamıştır. Politik görüşleri ve sanatının yanı sıra aşk hayatıyla da sürekli olarak gündeme gelen Kahlo’nun bir dönem ilişki yaşadığı kişiler arasında Bolşevik siyasetçi Lev Troçki, ressam Breton, fotoğrafçı Nickolas Muray ve ünlü ressam Pablo Picasso gibi isimler vardır. 

Yaşadığı kazalar ve hastalıklar sebebiyle yaşamının büyük bir çoğunluğunu yatağında, tavandaki aynaya bakarak geçiren Frida Kahlo, onlarca farklı tarzda otoportre üretmiştir. Frida Kahlo hayatı boyunca toplamda 143 esere imza atmıştır ve eserlerinden 55 tanesi otoportre türündedir. 1949 yılında yaptığı Diego ve Ben otoportre, 2021 yılında 34.9 milyon dolara alıcı bulmuştur. Büyülü gerçekçilik ve sürrealist akımlarından etkilendiği düşünülmektedir. 

Frida Kahlo, 13 Temmuz 1954 yılında akciğer embolisi nedeniyle yatağında hayatını kaybetmiştir. Cenazesi yakılarak küle dönüştürülürken hayatı boyunca kullandığı eşyaların büyük bir çoğunluğu, yine çocuk ve yetişkinlik dönemlerinin büyük bir çoğunluğunu geçirdiği, günümüzde müze haline getirilen Mavi Ev’de sergilenmektedir. 

Frida Kahlo: Hayatı ve Bilinmeyenleri

frida kahlo
Fotoğraf: Flickr | oneredsf1

Tam adı Magdalena Carmen Frida Kahlo y Calderón olan sanatçı, 6 Temmuz 1907 yılında Alman bir baba ve Kızılderili kökenli bir annenin üçüncü çocuğu olarak Meksika şehrinde dünyaya geldi. Daha küçük yaşlarda babasının arkadaşı grafiker Fernando Fernández’den resim eğitimi almayan başlayan Kahlo, kısa sürede yeteneğini kanıtladı. Daha sonraları Fernando Fernández için gravür sanatçısı olarak çalışsa da bu alandaki kariyeri uzun sürmedi. Frida Kahlo’nun çocukluğuna dair en büyük olay ise babasıyla yaptığı gezi sırasında düşmesi sonrasında ortaya çıkan çocukluk felci etkileri oldu. Ünlü sanatçı, bu durumu şu sözlerle anlatacaktı: 

“Chapultec’teki düşüşümle, daha sonraları yaşadıklarım arasında ne tür bir bağlantı kurulabilir, bilmiyorum. Ama kesin olan birşey varsa, o da acının bedenime ilk kez o gün girmiş olduğudur.”

Tahta Bacak Frida

Geçirdiği elim kaza ve hastalık, Frida’nın öncelikle vücudunda daha sonrasında ise iç dünyasına büyük acılara sebep oldu. Çocukluk felci, Frida’nın sağ bacağının çelimsizleşmesine ve hayatı boyunca topallayarak gezmesine yol açtı. Bu dönemde yürüyüşü nedeniyle kendisine “Tahta Bacak Frida” lakabı takıldı.

Grafikerlik ve gravür sanatçılığı alanında kendisini geliştirmekten vazgeçen Frida Kahlo, gençlik yıllarında döneminin en iyi eğitim kurumlarından Ulusal Hazırlık Okulu’na gitti. Burada sanat, edebiyat, felsefe ve politika gibi alanlarla ilgilendi. Dönemdaşları arasında ise Meksika’nın geleceğine damgasını vuracak entelektüellerden Alejandro Gomez Arias, Jose Gomez Robleda ve Alfonso Villa gibi arkadaşları vardı. Eğitim hayatı boyunca dünyaya ve modern siyasete olan bakışı şekillenen Frida Kahlo, okulun anarşist edebiyat grubuna dahil oldu. Edebiyata olan ilgisi bu dönemde bir hayli arttı. Burada hayatının aşkı olacak olan Diego Rivera ile ilk defa tanıştı.

Her Şeyi Değiştiren Kaza

Frida Kahlo’nun hayatındaki ilk dönüm noktası, 19 yaşında okuldan eve dönerken gerçekleşti. O yıllardaki sevgilisi Alejandro Gomez ile beraber bindiği otobüsten şemsiyesini unuttuğu için inen ve bir sonraki otobüse binen Kahlo, bu kararın hayatını değiştireceğini bilmiyordu. 17 Eylül 1925’te Frida Kahlo’nun bindiği otobüs, tramvayla çarpıştı ve kaza sonucunda birçok yolcu hayatını kaybetti. Kaza sırasında tramvayın demir çubuklarından birisi, Kahlo’nun sol kalçasından girdi ve leğen kemiğinden çıktı. 

Büyük Yalnızlık ve Sanatın Doğuşu

Yaşadığı acı olayın ardından uzun bir süre boyunca hastanede kalan Frida Kahlo, uzun yıllar boyunca yataktan çıkamadı. Omuzunda, pelvis kemiğinde ve kaburgalarında yaşanan kırıklar, hayatı boyunca genç Frida’nın peşini bırakmadı. Hayatını kaybedene kadar 32 tane ameliyat geçirdi. Bu süreçte yatağının tavanındaki ayna ve kendi görüntüsüyle baş başa kaldı. Yaşadığı dayanılmaz acı ve yalnızlık hissini resim yaparak atmaya karar veren Frida Kahlo’nun kariyeri de böylece başlamış oldu. İlk otoportresi “Kadife Elbiseli Otoportre”yi 1926 yılında yaptı. Hayatı boyunca aynada kendisine ve yalnızlığına bakan Frida Kahlo’nun otoportrelere karşı olan ilgisi, bu dönemde başladı. 

Frida’nın Politik Yönü

Yatakta ve hastane köşelerinde geçen yılların ardından 1927 yılında yeniden yürümeye başlayan Frida Kahlo, sosyal hayata hızlı bir şekilde adapte oldu. Bu dönemde sanat ve politika dünyasından insanlarla yakınlaştı. Uzun yıllardır sol görüşleri benimseyen Frida Kahlo, sanatçı arkadaşlarının daveti vesilesiyle 1929 yılında Meksika Komünist Partisi’ne üye oldu. Yaşamı boyunca sol eğilimli birçok ünlü isimle zaman geçiren ve Meksika Komünist Partisi’nde aktif rol oynayan Frida Kahlo, acı dolu yaşamıyla günümüzde bir feminist ikon haline gelmiş durumda.

Büyük Aşkı Diego

Ulusal Hazırlık Okulu’nda eğitim gördüğü sırada okul için bir duvar resmi yapan, “Meksikalı Michelangelo” olarak tanınan ressam Diego Rivera ile tanıştı. Karşısında dağ gibi duran adama karşı kısa sürede yoğun duygular besleyen Frida Kahlo, Diego’yu resim yaparken saatlerce izliyordu. Diego’ya yaptığı resimleri gösteren ve sanat hakkında sohbetler eden Frida Kahlo, bir daha unutamayacağı bir şekilde bu yetenekli ressama bağlanmıştı. Geçirdikleri zamanların ardından arkadaşlarına “Benim Rivera’dan bir çocuğum olacak.” dedi.

Frida Kahlo ve Diego Rivera arasında kısa süre içerisinde bir romantik ilişki gelişti. İkili, 21 Ağustos 1929 yılında evlendi. Birçok kadının hayallerini süsleyen çapkın ressam Diego Rivera’nın Frida Kahlo ile evlenmesi ise herkesi şaşırtmıştı. Diego Rivera’nın Meksika Komünist Partisi’nden ihraç edilmesi sonrasında Frida Kahlo da partiden ayrıldı ve çift ABD’ye taşındı. Burada Frida Kahlo’nun arkadaşlarına söylediği gerçekleşmişti. Diego’nun çocuğuna hamile kalan Frida Kahlo, sağlık sorunları sebebiyle çocuğunu aldırmak zorunda kaldı. Daha sonrasında ise iki defa düşük yaptı. Frida Kahlo’yu kötü şekilde etkileyen bu gelişmeler, Henry Ford Hastanesi isimli eseriyle sanatına da yansıdı.

Çiftin aralarındaki büyük aşk, bebek kayıpları ve Diego’nun sadık olmaması nedeniyle birçok kez sekteye uğradı. Diego’nun dışında Frida Kahlo da evlilikleri sırasında çeşitli ünlü isimlerle birlikte oldu. Bunların arasında en ünlüsü, Bolşevik Devrimi’nin en tanınan simalarından olan ve 1937 yılında çiftin evinde konaklayan Lev Troçki’ydi. Diego ve Frida çifti, çalkantılı aşk hayatları ve sadakatsizlik nedeniyle 1939 yılında boşandı. Ancak yalnızca bir yıl sonrasında yeniden evlendiler ve Frida Kahlo’nun çocukluğunu geçirdiği, hayatında büyük önem arz eden Mavi Ev’e taşındılar. 

Frida’nın Son Yılları

ABD’de kaldığı süreçte açtığı sergilerle büyük beğeni toplayan Frida Kahlo, kısa süre içerisinde dünya çapında tanınan bir sanatçı haline geldi. Sağlığının bozulduğu dönemlerde tüm gücünü resim yapmaya ayıran ünlü sanatçı, yalnızca ABD ve ülkesinde değil aynı zamanda Fransa’da da sergiler açtı. 1939 yılında gerçekleştirdiği Paris sergisi ise sanat çevrelerinde büyük takdir topladı. 

Son yıllarını Mavi Ev’de hastalıklarından ve sakatlıklarından ötürü sakin fakat acılı bir hayat sürerek geçiren Frida Kahlo, 1943 yılında şehrindeki La Esmeralda isimli bir sanat okulunda öğretim üyesi oldu. Ancak rahatsızlıkları sebebiyle okula gidemedi ve öğrencileri Mavi Ev’e gelerek Frida’dan ders almak zorunda kaldı. 1948 yılında ise ayrıldığı Meksika Komünist Partisi’ne yeniden başvurdu ve üye olarak kabul aldı. 1950 yılında omurgasındaki sorunlar nedeniyle yeniden hastaneye kaldırıldı. 1953 yılında ise kangren sebebiyle sağ ayağı kesildi.

Hayatının sonuna gelirken kendisini resime adayan Frida Kahlo, Meksika’da birçok kişisel sergi açtı. 13 Temmuz 1954 yılında akciğer embolisi kaynaklı olarak yatağında hayatını kaybetti. Ünlü sanatçı, arkasında 55’i otoportre olmak üzere 143 farklı tablo bıraktı. Ölmeden önce günlüğüne şu son sözlerini yazmıştı:

“Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım.”

En Ünlü Frida Kahlo Eserleri

frida kahlo
Eser: Meksika ve Amerika Birleşik Devletleri Arasındaki Sınır Çizgisinde, Otoportre, 1932
  1. yüzyıl sanatında en etkileyici ve ikonik sanatçılardan biri olan Frida Kahlo, çoğunluğu otoportre olmak üzere hayatı boyunca toplamda 140’dan fazla tabloya imza attı. Sanatçının tarzı, sıklıkla sürrealist olarak nitelendirilse de kendisi bunu hiçbir zaman kabul etmedi. Kendisine yakıştırılan bu etikete ise şu sözlerle cevap verdi:

“Sürrealist olduğumu düşündüler ama değilim. Hiç rüyalarımı çizmedim. Kendi gerçekliğimi resmettim.”

Sürrealizmin dışında Frida Kahlo’nun kübizm, büyülü gerçekçilik ve naif sanattan da etkilendiği düşünülmektedir. Gelin, birlikte milyonlarca dolara alıcı bulan en ünlü Frida Kahlo eserlerine göz atalım…

Dikenli Kolye ve Sinek Kuşu ile Otoportre

frida kahlo
Eser: Dikenli Kolye ve Sinek Kuşu ile Otoportre, 47 cm x 61 cm, kanvas üzerine yağlı boya, 1940

Frida Kahlo eserleri, genellikle otoportreler üzerinde yoğunlaşır. En bilinen otoportre çalışması ise 1940 yılında tamamladığı Dikenli Kolye ve Sinek Kuşu ile Otoportre’dir. Diego Rivera ile tartışmalı bir şekilde boşandıktan sonra bu tabloya başlayan Frida Kahlo’nun eserine çift arasındaki ilişkiyi ve duygusal durumunu yansıttığı düşünülmektedir. Tablo günümüzde ABD’nin Austin şehrindeki Harry Ransom Merkezi’nde sergilenmektedir.

İki Frida

frida kahlo
Eser: İki Frida, Otoportre, 1,74 m x 1,73 m, kanvas üzerine yağlı boya, 1939

Frida Kahlo resimleri denildiğinde ilk akla gelen tablolardan biri olan İki Frida, 1939 yılında tamamlandı. Dikenli Kolye ve Sinek Kuşu ile Otoportre’ye benzer bir şekilde Diego Rivera’dan ayrılmasına tepki olarak resmedildiği düşünülen eserde iki farklı Frida Kahlo görünmektedir. Sanatçı sol tarafta kendisini Avrupa elbisesi giymiş kalbi kırık bir kadın olarak tasvir ederken sağ tarafta ise kalbi bütün ve modern bir Meksika elbisesi giyen versiyonunu resmetmiştir. Eserin Frida Kahlo’nun boşanma sürecinde yaşadığı içsel kimlik bunalımlarını anlattığı düşünülmektedir. İki Frida, günümüzde Meksika’daki Museo de Arte Moderno’da sergilenmektedir.

Henry Ford Hastanesi

frida kahlo
Eser: Henry Ford Hastanesi, metal üzerine yağlı boya, 38.5 x 31 cm, 1932

Frida Kahlo’nun belki de en üzücü eseri olan Henry Ford Hastanesi, 1932 yılında tamamlanmıştır. Diego Rivera’nın çocuğuna hamile olduğunu öğrendikten kısa bir süre sonra düşük yapmasını ve Detroit’teki Henry Ford Hastanesi’nde kaldığı günleri tasvir eden eserde Frida Kahlo’nun sağlık sorunlarına dair birçok imgelem bulunmaktadır. Eserde doğmamış çocuğunun acısını tasvir eden bir cenin, tramvay kazasında zarar gören leğen kemiği, Rivera tarafından hastanede kaldığı günlerde kendisine hediye edilen bir orkide, hastane günlerinin ne kadar yavaş olduğunu gösteren bir salyangoz ve onu yaşama bağlayan makine görülebilir.

Frida Kahlo Hakkında Bilinmeyenler

  • Frida Kahlo, çocuk felci sonrasında sakat kalan bacağını gizlemek için sürekli olarak uzun etekler giymiştir. Farklı tarz ve renklerdeki etekleri, daha sonraları otoportreleri için ayırt edici bir nitelik kazanmıştır.
  • Sanılanın aksine ilk evliliğini Diego Rivera ile gerçekleştirmemiştir. Gençlik aşkı Alejandro Gómez Arias ile 1925 yılında evlenmiştir ancak bu evliliği 1928 yılında resmen sonlandırmıştır.
  • Frida Kahlo eserleri ve hayatının yanı sıra moda tercihleriyle de öne çıkar. Frida Kahlo’nun geleneksel Meksika kıyafetleri ve modern tarzı yakaladığı renkli giysi dünyası, günümüzde birçok moda sanatçısı tarafından ayrı bir alt tür olarak benimsenmektedir.
  • 1953 yılında gerçekleştirdiği kişisel sergisine hastane yatağında katılmıştır.
  • Frida Kahlo ve eserleri, ölümünden sonra uzun bir süre boyunca yaygın bir şekilde tanınmıyordu. Ancak 1980’li yıllarda feminist akımlarla özdeşleştirildi ve gerçekleştirilen retroperspektifler ile birlikte kısa sürede modern kadın hareketlerinin sanatsal simgelerinden birine dönüştü.
  • Frida Kahlo, kendisini olabildiğince tutarlı bir şekilde eserlerine yansıtmaya dikkat ediyordu. Bu sebeple eserlerinde hayatının çeşitli dönemlerinde geçirdiği kazalardan kalan yara ve ameliyat izleri kolaylıkla görülebilmektedir.

Kapak Fotoğrafı: Wikimedia Commons