Bazı insanlar vardır, onlar ne geçmiştedir, ne de tam olarak zamanın ruhunda izleri vardır… Anakronik bir hikayenin rastgele çevrilen sayfaları gibidir onları keşfetmek… Moshe Aelyon da orijinalliğin mumla arandığı günümüz dünyasında insanın karşısına çıkan çok aydınlık ve çok katmanlı bir karakter.
Hal böyle olunca Aelyon’un yaşam alanı da kendisi kadar özel ve şiirsel. Kaşif ruhlu Moshe Aelyon’un Caravagio’nun clair-obscur ışığına sahip yaşam alanını keşfetmek benim için bir keyif oldu. Buyrunuz…
Senin için ev ne ifade ediyor?
Ev, benim en özel ve kutsal alanım. Bir nevi gün başlangıcında ve sonunda sırtımı dayadığım şarj aletim, en kıymetlilerimi davet ettiğim paylaşma alanım, kısacası her şey…
Küçüklüğünden beri kaç ev değiştirdin?
Saymakla bitmez. Sadece 0-19 yaşları arası İstanbul ve sayfiyede (Büyükada’da) belki bir düzine, Amerika’da 19-54 yaşları arası bir o kadar daha. Sanırım Asmalı Mescit, en uzun süre yaşadığım yer olacak, şimdilik üç sene doldu. Eskiden kök salmalıyım diye düşünürdüm, şimdi keşfetmekten keyif alan bir gezgin olduğumu kabullendim.
Yaşam alanlarının ruh dünyamızla, modumuzla ilişkisi hakkında ne düşünyorsun?
Ben herhangi bir mekâna girdiğimde, o mekânın bir ruhu olduğuna inandım hep. Yaşam alanım tabii ki ruh dünyamı yansıtır fakat o alanı yaratırken ruhuma iyi gelenin ne olduğunu öğrendiğimi ve yaşam alanımı öyle kurguladığımı da düşünüyorum. Huzur bulacağım ve misafirlerimin de huzur bulacağı bir alan yaratmak benim için çok önemli.
Anne ve babanın eve bakışları nasıldı?
Annem ve babam ne görsel dünyaya önem veren, ne de yaratıcı kimliklerdi. Fakat düzen konusunda kesinlikle annemden etkilendiğimi düşünüyorum. Babam içinse keyif ve sofra önemliydi. Sanırım misafirperverlik kariyerim de öyle şekillendi. Aslında bu konuda en etkilendiğim aile ikonu anneannemdi. Şık bir İstanbul dairesi ve onu sürekli bezemek konusunda öğretmenim oydu.
Peki onları ifade eden mobilya, obje ve ya da bitkiler hangileri senin için?
Babamın bir de barı vardı. İçinde belki de dünyadaki her türlü alkol ve likör vardı diyebilirim. Bu nedenle kokteyl ikramı ve içki servisi bana onu anımsatıyor. Annem içinse halen orkide saksıları onun en kıymetlileri diyebilirim.
Renkler ve ışık konusunda ne düşünüyorsun?
Renklerin de çok ısrarlı enerjileri olduğunu düşünüyorum. Ben sakin, organik ve nötr renklere kaysam da kuvvetli renkleri korkusuzca kullanan tasarımcıların cesaretine hayranım. Işık, bana göre her şey, makyaj… Her ne kadar güzel olursa olsun, doğru uygulanmış abartısız bir makyaj, olanı değerli kılar. Ayrıca gün ışığı çok önemli. Akşamları ise çok kuvvetli olmayan, seksi ama yeterli ışığı tercih ederim. Bazen mum ışığı bile yeterlidir benim için.
Bitkiler ve çiçekler senin için ne ifade ediyor?
İçinde bulunduğum sektör sebebi ile her zaman haşır neşir oldum bitkiler ve çiçeklerle. Ama iyi bir ev bahçıvanı sayılmam. Fakat dış mekanı iç mekana taşımak, bana göre en etkileyici huzur alanları yaratmanın sırrıdır. Taze çiçek ise kendime haftalık verdiğim bir ödül.
Asla ayrılamam dediğin bir mobilyan var mı?
Aslında bir mobilya değil ama bir sanat eseri. Ayfer Karamani’den bir seramik parçası. Çocuklarımı ve İstanbul’a olan aşkımı temsil ediyor benim için.
Evinde her gördüğünde iyi ki almışım, iyi ki yapmışım dediğin ne var?
En son aldığım parçalardan biri: Deri koltuğum. Çok zaman aldı seçmem. Zira 1+1, açık plan olan bu evde çok “odak noktası” olacak bir parçaydı. Aradığım parça hem alımlı, hem de rahat olmalıydı. Özellikle saman rengi deri bana iyi ki dedirtiyor her gün.
Evine baktığında atamadığın, satamadığın ve onunla ne yapacağını bilemediğin mobilya ya da aksesuarların var mı?
Var. Minik minik raflarımda ve koltuk yanı masalarımda objeler var. Hepsinin bir hikayesi ve anısı var diye ayrılamıyorum. Halbuki hayalim büyük ve dramatik parçalarla daha minimal olmak. Fakat olmuyor.
Evinin dekorasyonu mu yoksa kendi giyim kuşamın mı ağır basıyor?
Evim her zaman ağır bastı. Fakat son üç senedir yıllar sonra Türkiye’ye döndüğümden, işim gereği giyim kuşama da dikkat etmek zorunda kaldım. Ama evime severek alacağım bir obje beni daha heyecanlı kılar.
