Güncelleme Tarihi: 18 Ağustos 2023
Çocuk oldukça hareketli bir varlık. Koltuğun tepesinde, duvarın üstünde, masanın altında, kafanızda, mutfak dolabının içinde… Benim oğlum da ele avuca sığmayan küçüklerden… Enerjisini sağlıklı harcasın diye birçok farklı spor yapıyor. Jimnastik, yüzme ve kick boks. Yüzme en kolay katılabildiğimiz aktivitelerden, evde ekran başında vaktini geçirmesini istemediğimden her fırsatta havuz başına gidiyoruz. Yine böyle günlerden birinde, bir yandan çizgi romanımı okumaya çalışırken diğer yandan – Teoman zemin ıslak koşma! – Teoman oraya tırmanma! – Teoman havuz suyunu yutma! diye hep bir çağırış halindeyim. Sonra her nasılsa Teoman’ın çok sakin bir şekilde iki yetişkinle sohbet ettiğini gördüm. Sohbetleri giderek samimileşmişti. Yüzme derslerinden gittiği okula, kuzeninden teyzelerine her şeyden konuşur olmuştu. Oğlum normalde yabancı gördüğü kişilerle kolayca sohbete giren bir çocuk değil, aksine yabancılara karşı temkinli olmasını tembihliyorum. Bu samimiyetin sebebini merak ettiğim için yanıma çağırdım ve o iki kişiyi nereden tanıdığını sordum. Bu sorum karşısında oğlum bir süre sustu sonra tanımıyorum ilk kez gördüm onları dedi. Bunun üstüne neden bu kadar samimi davrandığını sordum ve hiç beklemediğim bir cevap aldım.
Çünkü Adımı Biliyorlar
“Çünkü adımı biliyorlar, bana Teoman dediler! Yüzmeyi nerden öğrendin diye sordular.” Elbette bu insanlar kötü niyetli değillerdi. Sitemize yeni taşınan, çocuk seven normal insanlardı. Ama burada beni dehşete düşüren, oğlumun ıslak zeminde ayağının kayıp kafasını çarpmasından daha tehlikeli bir şeydi. Alaaddin’in kötü cadısı ve çocuk saflığı…
Masalın başında bir adam Alaaddin’in yanına yaklaşır ve sen Hamza oğlu Alaaddin değil misin deyip onunla sohbete girer. Ve kendisini Alaaddin’in ölen babasının kardeşi yani amcası olarak tanıtıp güven sağlar. Hatta Alaaddin’in annesi dahi inanır bu yalancı kötü cadıya. Çünkü Alaaddin’in ismini biliyordur ve bir çocuk için isminin bilinmesi karşı tarafa güvenmek için yeterli bir sebeptir. Çocuk bundan beş yüz yıl önce de böyleydi, beş yüz yıl sonra da böyle olacak…
Alaaddin’in sihirli lambası masalı da işte çocukların bu saf algısıyla nasıl kolayca aldandığını, aldatıldığını gözler önüne seriyor. Teoman’a hemen bu kötü cadının Alaaddin’i nasıl kandırdığını hatırlattım. Bir insanın senin ismini biliyor olması senin de onu biliyor olduğun anlamına gelmiyor diye de ekledim. Alaaddin’in sihirli lambasını birçok süzgeçte farklı yorumlarla okuyabilirsiniz.
Çocuklarla Masalları Konuşmak
Bu olaydan önce biz Teoman ile ne yani mutlu olmak için zengin olmak şart mı? İlle de sarayda mı yaşamalı insan? Bu masal mutluluğun zenginlikle sağlanabileceğini söylüyor ama bu doğru değil, çünkü biz saraylarda yaşamadığımız halde anne oğul aşırı mutluyuz diye çıkarımlarda bulunurduk. Ama Alaaddin saflığının oğlumda da olduğunu deneyimleyince bu cadı ve bir çocuğu nasıl kandırdığı üzerine epey konuştuk. Teoman; bir de altın veriyor dedi Alaaddin’e… Bu da etkili bir eylemdi. Gerçek hayattaki cadılar da sana isminle hitap edip üstüne bir de şeker verebilirdi. Benim küçüğüm benden izinsiz şeker yememesi gerektiğini biliyormuş neyse ki… Ona şeker veren kişinin çok da iyi niyetli olamayacağının da farkında. Bir insanın tanıdık ve güvenilir olabilmesi için yaşanmışlık olması gerektiğini de biliyor artık. Alaaddin’in sihirli lambasını bir de bu gözle okuyup sizler de çocuklarınızı tehlikeli olabilecek yabancılar konusunda uyarabilirsiniz.