Güncelleme Tarihi: 18 Ağustos 2023
“Kaç defa izledim bilmiyorum. Ne zaman karşıma çıksa saatlerce başından kalkmıyorum.”
Bir arkadaşım Aşk-ı Memnu’dan söz açılınca aynen böyle söylüyor. Eminim siz de çevrenizdeki en az bir kişiden benzer sözleri duymuşsunuzdur.
Bundan tam 10 yıl önce final yapan dizi, geçtiğimiz nisan ayında hepimiz karantinadayken tekrar bölümleriyle ekrana geldi, 22 Temmuz’da ise final bölümüyle prime time’da yayınlandı. Reyting sıralamasında Total’de sekizinci, AB grubunda ise üçüncü olan Aşk-ı Memnu, sosyal medyada da en çok konuşulanlar arasındaydı. “Dağ gibi dururken dal gibi kırılışını izleyip ağladık yine” diyenler aynı acıyı paylaştı, Bihter’in ölümüyle bir sayfa kapandı.
Kapandı diyoruz ama aslında kapanmadı. Aşk-ı Memnu’nun neden bu kadar sevildiğini konuşmaya devam ederek o sayfayı hep açık tutacağız. “İleride Aşk-ı Memnu tartışabileceğim bir eş istiyorum” diyenlerin duaları da kabul olacaktır elbet.
İhanet mi Mağdur Ediyor?
Aşk-ı Memnu’yu, Halid Ziya Uşaklıgil’in aynı isimli romanından günümüze uyarlanmış haliyle izledik, izliyoruz. Dizi, yasak aşkı anlatan romanı, konusu itibarıyla sahiplense de birçok konuda farklı kurgulanmış. Bihter’in Adnan Bey’le yaptığı evlilik mesela. Romanda, eşinin ölümüyle maddi sıkıntıya düşen annesinden uzaklaşmak isteyen Bihter, Adnan Bey’le parası olduğu için evlenirken dizideki Bihter babasının ölümünden sorumlu tuttuğu annesine nispet yapmak için Adnan Bey’i tercih eder.
Adnan her iki durumda da mutludur, muradına ermiştir. Ancak genç ve güzel eşinin dışında hesaba katmayı unuttuğu biri daha vardır: Behlül.
Ziyagil Konağı’nın bize tanıttığı Behlül çapkın, işe yaramaz, orada burada gününü gün eden genç ve yakışıklı bir karakterdir. Evin hanımefendisiyle arasındaki yasak aşkın sonu ise hüsranla biter. Bihter daha fazla dayanamayarak intihar eder. Hem de Adnan Bey’in kızı Nihal’in Behlül’le evleneceği gün.
Aslında Bihter’in tam olarak neden intihar ettiğini bilemiyoruz. Şöyle de sorabiliriz: “Neden Behlül değil de Bihter ölümü seçti?” Bihter’i bu dünyadan koparan nedenleri konuşurken sormamız gereken bir soru daha var: Adnan’ın bu sonda hiç mi suçu yok?
Kendisinden 25-30 yaş küçük bir kadınla evlenmekte sakınca görmeyen Adnan, Bihter’i küçük yaşta sahiplenip büyüttüğü Behlül veya Beşir gibi mi görmektedir? Bihter ile Behlül’ün ahlaksızlığı, yasak aşkı bildiği halde bir türlü konuşmayan Beşir’i de hesaba katarsak Adnan’ın bu üçlüden gördüğü ‘ihanet’ onu mağdur durumuna mı düşürmektedir?
Bihter’e Neden Üzüldük?
Farz edelim Bihter, Behlül’ün Nihal’le evlenmesinden ötürü değil de toplum nezdinde yaptığı ahlaksızlığın cezası olarak intihar etti. Peki bu durumda Bihter’i sevenler neye üzüldü? Hayatına devam edip yasak aşkı sürdürmemesine mi? Üvey kızının Behlül’le evliliğini sineye çekip Adnan Bey’le bolluk ve refah içinde yaşamayı istememesine mi?
Sahi, Bihter’in ölümüne neden katlanamadık?
ABD’li yazar Neil Postman’ın “Televizyon: Öldüren Eğlence” kitabında ifade ettikleriyle bitirelim:
“…televizyon yeni epistemolojinin kumanda merkezidir. En ufak çocuklar dahi televizyon izlemekten men edilemezler. En berbat yoksulluk bile televizyondan vazgeçmeyi gerektirmez. En yüce eğitim sistemi bile televizyonun belirleyiciliğinden kurtulamaz. Ve en önemlisi, kamuoyunu ilgilendiren hiçbir konu televizyonun ilgi alanının dışında kalmaz.”
