Kopenhag Moda Haftası | SS26 Trend Raporu

Kopenhag Moda Haftası, Kuzey Avrupa’nın en önemli moda etkinliklerinden. İskandinav tasarım anlayışının zarafetini dünya sahnesine taşıyan bu buluşma, yalnızca Danimarka’nın değil, küresel modanın geleceğini şekillendiren bir platform. Minimalist çizgilerle cesur detayların harmanlandığı bu hafta, Paris’in haute couture ihtişamından, Milano’nun lüksünden, Londra’nın eklektik ruhundan veya New York’un ticari hızından farklı olarak, yenilikçi ve giyilebilir yaratıcılığı merkezine koyuyor.

Kopenhag Moda Haftası amacı çok net: yaratıcılığı gündelik hayata entegre etmek. Gördüğümüz trendler yalnızca podyumlarda kalmıyor; hızla sokak stiline, günlük gardıroplara uyarlanabiliyor. Üstelik sürdürülebilirlik yalnızca bir tema değil, işin tamamen kalbinde. Atık kumaşların dönüştürülmesi, upcycling teknikleri ve ikinci el parçaların yeniden yorumlanması bunun en güçlü kanıtı.

Kopenhag Moda Haftası, abartıdan uzak ama bir o kadar da göz alıcı yaklaşımıyla, sürdürülebilirliğin trendlerden bağımsız düşünülemeyeceğini bize bir kez daha kanıtlıyor. Peki Kopenhag Moda Haftası SS26 boyunca neler ön plana çıktı?

Sürdürülebilirliğin Podyumdaki Hikayesi

kopenhag moda haftası
Görsel: Baum und Pferdgarten, Skall Studio, Caro Editions

Kopenhag bugün yalnızca İskandinavya’nın değil, tüm dünyanın takip ettiği bir moda merkezi. Paris, Milano, Londra ve New York’un hemen yanına eklenen “beşinci moda haftası” olma unvanı boşuna değil.

Kopenhag Moda Haftası kökleri 1950’lerin Danimarka’sına uzanıyor. O dönemde Dansk Modeuge (Kadın giyim fuarı) ve Dansk Herremodeuge (Erkek giyim fuarı) ticari fuarı olarak doğan etkinlik, 2006 yılında vizyon, yaratıcılık ve kültürel kimlikle birleşerek sahneye Kopenhag Moda Haftası olarak çıkıyor.

Uluslararası basın, Kopenhag Moda Haftası için “fashion’s most forward-thinking runway” yani modanın en ileriye bakan podyumu olarak bahsediyor. Burada mesele yalnızca kıyafet değil; tasarımın geleceği, toplumla ilişkisi ve gezegen üzerindeki etkisi.

Kopenhag Moda Haftası, sürdürülebilirlik zorunluluğuna sahip dünyadaki tek moda haftası. 2018 yılında CEO Cecilie Thorsmark’un göreve gelmesiyle organizasyon Sürdürülebilir Eylem Planı’nı açıkladı. Bu plana göre artık defilelere katılmak isteyen markalar belirli kriterleri karşılaması gerekiyor.

Peki bu kriterler neler?

  • Koleksiyonun en az %50’si sertifikalı, geri dönüştürülmüş veya “dead-stock” malzemelerden oluşmalı.
  • Tek kullanımlık plastiklerden uzak durulmalı; atık yönetimine özen gösterilmeli.
  • Çalışma koşulları etik olmalı ve çevre dostu üretim süreçleri uygulaması gerekiyor.
Görsel: Rave Review, sport, Marimekko, IAMISIGO

Kopenhag Moda Haftası, bu açıdan baktığımızda yalnızca bir defile takvimi değil; aynı zamanda modanın geleceğine dair en güçlü sergi alanı. Burada estetik anlayışının yanı sıra, moda kültürel bir sorumluluk halinde. Bir koleksiyon sunulduğunda, estetikle birlikte arkasında etik bir manifesto da yatıyor. Defileler bir vitrin; arka planda ise iklim krizi, işçi hakları ve döngüsel ekonomi tartışılıyor.

Kopenhag Moda Haftasını özel kılan bir diğer nokta ise, şehrin ruhunun etkinliğe tamamen yansıması. Paris’te haute couture görkemi, Milano’da lüksün tarihi, Londra’da eklektizm ve sokak kültürü, New York’ta ticari hız var. Kopenhag ise farklı: daha samimi, daha şehirle iç içe, daha “gerçek.” Burada “daha az ile daha fazlasını yapmak” felsefesi hakim. Müzeler, galeriler ve kamuya açık meydanlar defilelere ev sahipliği yapıyor; sokak stilleri podyum kadar konuşuluyor. Kopenhag’da moda halkla bütünleşiyor.

Kopenhag Moda Haftası 2025 Ağustos: SS26

Görsel: IAMISIGO, OpéraSport, Skall Studio, Stel, Caro Editions

Kopenhag Moda Haftası 2025 Ağustos’ta 40’tan fazla markaya ev sahipliği yaptı. Şehrin müzelerinden açık hava mekanlarına kadar uzanan defile programı, yalnızca İskandinavya’nın değil, küresel modanın geleceğine ışık tuttu; İskandinav tasarımcıların güçlü varlığı haftaya damgasını vurdu. Hem köklü isimlerin geri dönüşü hem de yeni yeteneklerin sahneye çıkışı, Kopenhag’ı yine “beşinci moda haftası” unvanına yakışır şekile konumlandırdı.

Kopenhag Moda Haftası Öne Çıkanlar

Görsel: Cecilie Bahnsen, Marimekko, Anne Sofie Madsen, Nicklas Skovgaard

Her sezon olduğu gibi, bu sezonda da sahneye çıkan bazı tasarımcılar ve markalar bir adım öne çıktı. Kimi köklü geçmişiyle, kimi ise yenilikçi vizyonuyla izleyicilerin hafızasında iz bıraktı. İşte Kopenhag Moda Haftası en çok konuşulan isimler:

  • Cecilie Bahnsen: En çok konuşulan yıldızlardan biri, kuşkusuz Cecilie Bahnsen. Markasının onuncu yılını kutlayan tasarımcı, rüya gibi hacimli elbiseleriyle Kopenhag’ın romantik ruhunu bir kez daha hatırlattı. Defilede Björk’ün kızı İsadora sahneye çıkarak Bahnsen’in vizyonunu kuşaklar arası bir hikayeye dönüştürü.
  • Anne Sofie Madsen: “Trash meets glam” temasıyla atık malzemelerden couture bir dünya yaratarak hem estetik hem de çevresel mesaj sundu.
  • Nicklas Skovgaard: Daha teatral bir çizgideydi; “pijama partisi” havasındaki defilesi modanın eğlenceli yönünü hatırlattı.
  • IAMISIGO: Ödüllü tasarımcı, Afrika kökenli kimliğini Kopenhag sahnesine taşıyarak sürdürülebilirliği farklı bir coğrafya diliyle yeniden yorumladı.
  • Berner Kühl ve Bonnetje gibi yükselen markalar, genç İskandinav modasının nasıl cesur ve deneysel bir dil kurduğunu gösterdi.
  • Rave Review, Ranra, Marimekko ve 100. yılını kutlayan 66°North gibi isimler, sürdürülebilir tasarımı köklü marka kimliğiyle buluşturdu. Özellikle Marimekko’nun renk oyunları ve Ranra’nın teknik parçaları işlevselliğin estetikle birleşebileceğini kanıtladı.

Kopenhag Moda Haftası SS26: Neler Gördük?

Kopenhag Moda Haftası SS26, detaylarda saklı incelikleriyle hafıza kazındı. Minimalist İskandinav çizgisi, cesur detaylarla ve upcycling yaklaşımlarla birleşerek zamansız ama iddialı bir atmosfer yarattı. Yalın görünümler göz alıcı bir etki yaratırken, canlı renkleden nötr tonlara kadar geniş bir yelpaze dikkat çekti.

Çizgilerin Gücü

Görsel: Marimekko, Marimekko, Marimekko, Henrik Vibskoc

Kopenhag Moda Haftası çizgilerle de öne çıktı; ancak çizgiler yalnızca grafik desenler olarak kalmadı, minimalist siluetleri dinamik hale getirdi. Gömleklerde, oversize pantolonlarda ve ceketlerde kullanılan çizgiler kimi zaman denizci esintili bir sadelik, kimi zaman cesur renk kontraslarıyla yorumlandı. Marimekko ve Henrik Vibskov gibi isimler, geniş ve ince çizgili kumaşları işlevsel kesimlerle kombinleyerek minimalist ama dikkat çekici bir ifade sundu.

Puantiye Desenler

Görsel: Caro Editions

Puantiye desen geçtiğimiz sezonda yükselişe geçmişti, bu sezon ise iddiasını artırdı! Siyah-beyaz kontrastların yanı sıra renkli ve büyük puantiye desenleri sezonun en eğlenceli görsellerinden birine dönüştü. Caro Editions, vintage esintili puantiyeli elbiseler, şapkalar ve çizgili eşarplarda bu deseni romantik bir hikayeye çevirdi! Defilede puantiyeli leylak etekler ve aksesuarlarla nostalji ve moderniteyi yan yana getirdi.

Ekose

Görsel: Caro Editions, Munthe, Caro Editions, Alis, Alis

Kopenhag Moda Haftası ekoseler ile de dikkat çekti. Ekose yalnızca klasik bir desen olarak değil, iki farklı yorumla ortaya çıktı: Nötr tonlarda çağdaş ve romantik bir yorum ve punk eğilimli, desen çatışması içeren bir yönelim. Munthe, Alis ve Caro Editions bu deseni sportif parçalar ve gösterişli detaylarla birlikte harmanlayarak hafızalardaki ekose görünümüne farklı bir bakış getirdi. Artık ekose yalnızca şömine başı bir outfit değil, güneşin altında da ortaya çıkıyor!

Örgü Detaylar

Görsel: IAMISIGO, CMMN SWDN, IAMISIGO

İskandinav el işçiliğinin karakteristik yansımalarından biri olan örgüler yeniden sahnede! Üstelik bu sefer kalın kazaklardan çok daha fazlası var: ince örgü elbiseler, transparan üstler, yazlık triko parçalar koleksiyonlara nostaljik ama çağdaş bir hava katıyor. Kalın örgü kazakların ceket formuna dönüştüğü, hafif trikoların gömlek üstüne yelek gibi katmanlandığı görünümler bu sezon bizi bekliyor.

Dantel ve Tül Dokular

Görsel: OpéraSport, OpéraSport, Cecilie Bahnsen, Anne Sofie Madsen

Dantel parçalar özellikle eteklerde öne çıkarak feminen bir zarafet kattı. Caro Editions’ın ekose ve payetlerle buluşan dantel detayları Kopenhag Moda Haftası için adeta şiirsel bir görsel oluşturdu. OpéraSport koleksiyonunda dantel elbiseler yapılandırılmış kesimlerle harmanlanarak zarafet ve yenilikçiliği bir araya getirdi.

Bu sezon ayrıca 80’lerin feminen patlaması tül dokular da beklenmedik şekilde öne çıktı. Transparan tül elbiseler, balon pantolonlarla kombinlenen tüller deneysel bir tavır sergilerken; ince tül detayları romantik beyazlarda fırfırlarla birleşerek rüya gibi görünümler yarattı. Nicklas Skovgaard, OpéraSport, Anne Sofie Madsen, Cecilie Bahnsen tasarımlarında tül detaya yer verdi.

Kurdele ve Püsküller

Görsel: IAMISIGO, IAMISIGO, Caro Editions, Han Kjøbenhavn, TG Botanical

Bu sezonun en hareketli detaylarından biri kuşkusuz kurdele ve püsküller. Elbiselerin kollarında, etek uçlarında ya da aksesuarlarda beliren kurdeleler, feminen bir oyun alanı yaratırken, püsküller koleksiyonlara teatral bir dinamizm kattı. The Garment, IAMISIGO, TG Botanical gibi pek çok marka kurdele ve püskül kullanarak yalın siluetlere hareket, romantik tasarımlara ise dramatik bir enerji ekledi diyebiliriz.

İpek Eşarplar

Görsel: MKDT Studio, Baum und Prefdgarten, Baum und Prefdgarten, Skall Studio, Caro Editions

İpek eşarplar bu sezon alışıldık kullanımın dışına çıkarak yeniden yorumlandı. Kemer gibi belde kullanılan eşarplar, trençkotların üzerinde ya da elbiselerin tamamlayıcısı olarak karşımıza çıktı. Ayrıca saç aksesuarı ya da çanta süsü olarak da kullanılan ipek eşarplar ile bu sezon gündelik görünümlere zarif bir lüks katmak mümkün. OpéraSport ve Skall Studio, eşarpları minimalist çizgilerle bütünleştirirken, sokak stilinde eşarp daha cesur ve renk bloklu kombinlerle kullanıldı.

Katmanlama Sanatı

Görsel: Stel, Stel, Stel, Skall Studio

Katmanlar bu sezon yalnızca bir trend değil, adeta bir sanat biçimi. Farklı dokular ve uzunluklar arasında cesur bir ilişki kuruluyor! Gömlek üstü triko yelekler ve onların üzerine trençkotlar, ceketler görüyoruz. Bu görünümler Kopenhag stil bilincine dair birer görsel anlatı. Özellikle Stel ve Skall Studio silüetlere katmanlarla teatral bir dokunuş kattı. Elbiselerin üzerine pantolon giyilmesi, sezonun dikkat çeken hamlelerinden.

Upcycling

Görsel: Rave Review, Rave Review, Bonnetje, Bonnetje

Bu sezonun en dikkat çekici eğilimlerinden biri tartışmasız upcycling. Yalnızca sürdürülebilir bir yaklaşım değil; aynı zamanda estetik bir tercih ve bir yaratıcı dönüştürme sanatı. Rave Review, eski koleksiyonunda atıl kalmış ama hala canlı kumaşları tekrar şekillendirdi; deadstock materyallerden patchwork tarzı parçalar üretti. En çarpıcı örneklerinden biri, çiçekli bir yatak örtüsünün ceket ve eteğe dönüşmesiydi. Bonnetje ise upcycled suits yaklaşımıyla yıpranmış slip elbiseleri, transparan dantelleri ve tamamlanmamış kenarları yeniden yorumladı.

Balon Pantolonlar

Görsel: Nicklas Skovgaard, Nicklas Skovgaard, The Garment, Swedish School of Textiles

Hacim bu sezon yalnızca elbiselerde değil, pantolonlarda da başrolde. Balon formundaki pantolonlar, narin bluzlarla birleşerek günlük hayata kolayca adapte edilebilecek bir trend sunuyor. Fonksiyonellik ve zarafeti harmanlayan bu pantolonlar, Kopenhag estetiğinin ikonik parçalarından.

Oversize Siluetler

Görsel: Henrik Vibskov, BIRROT,  66°North

Oversize trendi bu sezon güçlü bir şekilde öne çıkıyor! Minimalist çizgilere rağmen hacimli formlarla rahatlık ve özgüven harmanlanıyor. Düşük omuzlu ceketler, oversize blazer’lar, dökümlü bol kumaş pantolonlar… Spor ayakkabıdan topukluya, parmak arası terliklerden loafer’a kadar her ayakkabıyla uyumlu bu parçalar, Kopenhag modasının “özgüvenli minimalizm” anlayışını yansıtıyor.

Kopenhag Moda Haftası SS26’da, Ganni, oversize blazer ve bol kesim pantolonlarla stilin dışa dönük yönünü yansıtırken; 66°North, 100. yılını kutladığı koleksiyonunda geniş kesimli shell jacket gibi fonksiyonel parçalarla dikkat çekti.

Statement Paltolar

Görsel: Skall Studio, Forza Collective, Gestuz

Kapsül gardıropların yıldızı olan paltolar, bu sezon daha iddialı bir çizgiyle karşımızda. Canlı renkler, cesur desenler ve dokulu kumaşlar sayesinde paltolar tek başına “statement piece” halinde. Tek renk cesur pembe trençkotlar ve kiraz kırmızı trençkotlar bu sezon minimalist çizgileri güçlendiren imzalar taşıyor. Ayrıca 3D çiçeklerle süslü trenkoçları da unutmamak lazım!

Romantik Yorumlar

Görsel: Cecilie Bahnsen, Forza Collective, OpéraSport, MKDT Studio, P.L.N.

1960’ların “babydoll glamour” akımı bu sezon Kopenhag Moda Haftası podyumlarına geri döndü. Pudra pembe tonları adeta yeni bir nötr olarak karşımıza çıkıyor ve pembe elbiseler, pastel romantizm çağdaş minimalizmle nasıl bütünleştiğinin en zarif örneklerinden.

Romantizmi güçlendiren bir diğer detay ise ince transparan çoraplar. Her görünümüne bir parça doku katan bu detay, hem spor ayakkabılar hem de stilettolarla aynı derece uyumlu. MKDT, Cecilie Bahnsen gibi markalarda gördüğümüz bu ince çorap modasına P.L.N gotikleri dahi ayak uydurdu!

Fırfırlı beyaz elbiseler, bu sezon romantizmin başrolünü üstlendi. Özellikle Cecile Bahnsen’in bulut formundaki elbiseleri fırfır detaylarla birlikte masalsı bir zarafet sundu. Sezonun bir başka romantik anlatısı ise beklenmedik bodycon elbiseler ve oversize hırkaların birlikteliği. Bu yaklaşımı özellikle OpéraSport’un koleksiyonunda gördük; vücuda oturan elbiseler, bol hırkalarla kontrastlanarak romantik dokuyu ulaşılabilir bir forma dönüştürdü.