72 Yıldır Özgür Ruhların Oyun Alanı: Club Med

72 Yıldır Özgür Ruhların Oyun Alanı: Club Med

Güncelleme Tarihi: 25 Temmuz 2022

Seyahat, sürdürülebilirlik söz konusu olunca en hassas alanlardan bir tanesi. Özellikle ulaşım konusunda ortaya çıkan karbon ayak izi, tek kullanımlık ürünler, kişisel ve mekansal hijyen için harcanan tonlarca su, çığrından çıkmış gıda israfı… Tabii en kritik olan ise otellerin ya da tatil işletmelerinin inşa edilebilmesi için harcanan doğa, kesilen ağaçlar ve yok olan tarım alanları…

Bu kadar karamsar bir giriş yapmanın sebebi, size tüm bu olumsuzluklara rağmen kurulduğu günden bu yana, doğayla dost vizyonu ve uygulamaları ile fark yaratan ama bunu asla bir pazarlama aracı olarak kullanmayı tercih etmeyen Club Med’in hikayesinden bahsedecek olmam.

Aslında ben de bahsetmeyeceğim, bu 72 yıllık başarı hikayesini Club Med’in Dünya Başkanı Henri Giscard d’Estaing’den dinleyeceğiz. Kendisine, 48 saat süre ile sınırlı ilk Türkiye seyahatinde, PlumeMag’e verdiği özel röportaj için teşekkür ediyorum. 

Fransızca olarak gerçekleştirdiğimiz röportajımızı aşağıdan dinleyebilirsiniz.

1974-1981 yılları arasında Fransa’nın Cumhurbaşkanı olan Valéry Giscard d’Estaing’in oğlu olan Henri Giscard d’Estaing ile tanışmak ve kendisiyle bu özel röportajı gerçekleştirmek büyük keyif ve çok değerli bir anı oldu. Bu röportaj için ‘Seyahatin tarihine yolculuk…’ başlığı da hiç fena olmazdı değil mi?

Misafirleri ile kurduğu güçlü bağlarla sektöre ilham veren, sınırları içinde sunduğu sınırsız hizmet anlayışı ve vizyonuyla ”AN” ların ve akıllardan çıkmayacak ”Anı”ların yazıldığı eşsiz bir deneyim merkezi Club Med.

DNA’sındaki deneyim tasarımı gücünü, sürdürülebilirlik ve yaşam sanatı ile zenginleştiren, seyahat sektörünün en köklü mirasına sahip bir öncü kurum.

72 Yıldır Özgür Ruhların Oyun Alanı: Club Med

Çok değerli dostum rahmetli Feridun Baydar, mutluluğun, yaşamın teneffüsleri olduğunu söylemişti. Club Med için de yaşamın teneffüsü tanımlamasını yapabilir miyiz?

Yaşamın teneffüsleri, özellikle de aile ile birlikte çıkılan teneffüsler diyebiliriz. Club Med’in ailelere kazandırdığı ilk ve en önemli şey, ailenin her ferdinin aradığını orada bulabileceği gerçeğidir. 

Büyükanne veya büyükbabaların mutluluk anlayışıyla, ebeveynlerinki aynı değildir. Hatta küçük ya da büyük çocukların mutluluğa bakışı çok daha farklıdır. Club Med’lerde yarattığımız mutluluk odaklı deneyim çeşitliliği, yaptığınız tanıma uyuyor. 

Club Med, 1950’de, bundan 72 yıl önce, Gerard Blitz’in tarafından doğa ve spor odaklı mutluluk kavramı etrafında kuruldu. O, olağanüstü bir adamdı. Savaşın hemen ardından, öylesi bir dönemde, doğa ve spor odaklı bir seyahat deneyimi düşünün… O bir vizyonerdi ve onun vizyonu bize hala rehberlik ediyor.

Sürdürülebilirlik, bugünlerde pazarlama açısından gerçekten çok kullandığımız bir kelime. Ama gözlemlerime göre Club Med, en az 17 yıldır bu esasa dayalı bir strateji ile yürüyor ve gittiği ülkelere hep katkıda bulunacak formüller üretiyor…

Bu konu her zaman mütevazı olmamız ve her zaman daha iyisini yapmamız gereken bir konu olsa bile, haklı olduğunuzu söyleyebilirim. Fakat bu sürdürülebilirliğin 17 yıl değil, 72 yıldır var olduğunu söyleyebilirim. Neden? Çünkü her şeyden önce spor ve doğa ile mutluluktan bahsettiğim bu iş ve dolayısıyla bu kulüp, gittiği istisnai yerleri her zaman korumuştur. 

Maldivler’de, Seyşeller’de, Alpler’de, Cancun’da, Bali’de ve Phuket’te dünyanın en büyük turizm destinasyonları haline gelmiş, büyük zirveleri olan bu muhteşem yerleri görmemin, en büyük gururlarımdan biri olduğunu söylemeliyim. 

Her zaman doğal alanlarının güzelliğini korumak önceliğimiz. 

72 Yıldır Özgür Ruhların Oyun Alanı: Club Med

Club Med, kurumsal vakfını oluşturan ilk Fransız ve hatta yanılmıyorsam Avrupalı ​​şirketlerden biri. Hedefi tatil köylerimizin çevresinde yaşayan nüfusa yardım etmek olan Club Med Vakfı’nın geçenlerde, 40. yılı kutladık. Tam tarihi hatırlayamadım…

Aslında 1979 yılında kurulmuştu…

1979’daydı evet. Kendimizi bu alanlarda son yıllarda hızlandırmak istediğimiz doğru çünkü bu bize gerekli görünüyor. Bu DNA’mızda ve tarihimizde var. Uygulamalarımızda var. Ama her zaman daha ileri gitmeli ve yeni yollar aramalıyız. Yerel nüfusa, özellikle de tarım sektöründe, meyve, sebze veya gıda ürünlerini daha iyi üretebilmeleri ve organik balık yetiştiriciliği yapmaları için yardım etmeye çalıştığımız, “kazan-kazan-kazan” yaklaşımı dediğim bir yaklaşım. 

Organik tarım yöntemleri eğitimi konusunda uzmanlaşmış bir Fransız STK’sı olan Njoh ile birlikte çalıştık. Daha sonra Njoh, çiftçi ailelerin her birinin ürünlerini satacağı bir kooperatif kurdu. Biz de kooperatiften satın alma yaparak yerel üretimi destekliyoruz. Başka alıcılar da var. Kooperatiften alabileceğimiz her şeyi alıyoruz. Ben bu duruma “Kazan kazan kazan” diyorum. 

Club Med’deki ilk projem Senegal’de, Batı Afrika’da Cash Ciré adlı harika bir sitedeydi. Aile bahçeleri geleneğinin olduğu çok güzel doğaya sahip bir bölgeydi. Ancak bu gelenek terk edilmişti çünkü artık onları nasıl geliştireceklerini bilmiyorlardı. Ve tabii satış yapamıyorlardı. Bu bahçelerin bakımını yapanlar kadınlardı ve burada önceliğimiz kadın istihdamı oldu. Müşterilerimize lezzetli meyve ve sebzeler sunan 180 bahçeyi yeniden işler hale getirmeyi başardık. Eski bahçelerinin yedisini ele geçiren ve bu doğanın bozulmasına neden olan, aslında ormanın ta kendisiydi. Peki, doğayı kim korumuş oldu? Bu yüzden sistematik olarak arayacağımız bu tür bir yaklaşımdır.

Ve elbette insanları da kimin korumuş olduğu…

Tabii aynı anda sosyal, ekonomik ve kalkınmaya yönelik bir iş bu. Ancak aynı zamanda başka faydalar da sağlıyor.

72 Yıldır Özgür Ruhların Oyun Alanı: Club Med

Club Med, DNA’sındaki deneyim tasarımı gücünü, sürdürülebilirlik ve yaşam sanatı ile zenginleştiren, seyahat sektörünün en köklü mirasına sahip bir öncü kurum. Şimdi tüm markalar bu tanımın parçalarından puzzle’lar yapmaya çalışıyor. Ama siz gerçekten de Club Med’in bu ekosistemini büyütmeye çalışıyorsunuz. Özel koleksiyonunuzu bu sürdürülebilirlik vizyonuyla nasıl birleştiriyorsunuz?

Öncelikle en başından beri bahsettiğim bu ilkeyi, yani doğal yapıyı koruyarak bu muhteşem koleksiyonun dünyanın en güzel yerlerinde olmasını sağlıyoruz. Çevreye ve doğaya son derece saygılı olduğumuzu söyleyebilirim. Dolayısıyla bunlar, müşterilerimize samimiyet hissi sağlayan, çok yüksek kalitede hizmet veren ve çevreye saygılı ve hatta onları güzelleştiren küçük boyutlu birimlerdir. 

Özel koleksiyon noktaları aynı zamanda istihdam açısından da önem arz eden faaliyetler. Çünkü hizmet düzeyi yüksek olduğundan daha fazla insan istihdam edilmektedir. Daha fazla sayıda ve çok nitelikli personelin bu yüksek standartlardaki hizmetleri en iyi şekilde sunabilmesi gerekir. Bunun için de çok iyi eğitim almaları gerekiyor. 

Örnek vermek gerekirse üç yıl önce, pandemi başlamadan Karayipler’deki Dominik Cumhuriyeti’nde bir Club Med özel koleksiyon noktası açtık. Punta Cana’dan 1 saat uzaklıktaki bir Michu bölgesi… 

Amerikalıların ve Avrupalıların dünya genelinde en büyük destinasyonlardan birisi. Orada atıl ve her şeyin baştan yaratılması gereken tamamen doğal bir bölgeye yerleştik. Bu nedenle bu muhteşem doğanın korunması konusunda başlangıçta son derece temkinli bir yaklaşım sergiledik. Çok özel ve korunması gereken palmiyeler önceliğimiz oldu. 

Eğitilmesi gereken insanları eğitmek zorundaydık. Ama 250 kişiye ihtiyacımız vardı, bu konuyu yerel yönetimle birlikte ele aldık ve 500 kişilik bir eğitim programı oluşturduk. Kendimize, en iyi 250’yi alacağız dedik. Yetiştirdiğimiz diğer 250 kişi, küçük oteller, küçük restoranlar açabilecek donanıma ve bu bölgenin turizm ekosistemini geliştirebilecek bir potansiyele sahip oldu.  Açıkçası bu çok tatmin edici bir durum.

Dünyanın önemli turizm firmalarından biri olan Club Med’in Dünya Başkanı Henri Giscard d’Estaing ile sürdürülebilir turizm ve spor üzerine konuştuk!

Spor benim için çok önemli ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk de spora çok önem verdi. Hatta 19 Mayıs’ta, gençliğe ve spora ithaf edilmiş bir resmi bayramımız var. Aslında tatiller insanların kafasında, gidip bir şezlonga oturmak ve vakit geçirmek ya da başka türlü vakit öldürmektir. Ancak siz, bedeni hareket ettirerek insanların ruhsal mutluluğuna katkıda bulunuyorsunuz. Örneklerle Club Med için sporun önemini anlatır mısınız?

Bize göre mutluluk her zaman spordan ve doğadan gelir. Doğayı koruma konusunda çok önemli adımlar attık ve atmaya devam ediyoruz. Spor ise insana yönelik çalışmamız. Mesela Club Med dünyanın en büyük squash okullarından biri olarak adlandırılıyor, milyonlarca insanı tenisle, golfle ve kayakla tanıştırdı. Avrupa’nın ve şimdi de Asya’nın en büyük kayak organizasyonuyuz. Dolayısıyla sporu tanıtmak ve öğretmek gibi bir görevimiz vardı. 

Rekabet için değil, vücudun zindeliği ve iyiliği için… Her zaman sporda veya sağlıkta yeni trendleri ve yenilikleri takip ediyoruz. Ve bugün son derece gelişen, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığa katkıda bulunan bir aktivite olan yogaya odaklandık. Özellikle yeni yoga formlarında dünyanın en iyi uzmanlarıyla, belirli yerlerde yapabileceğimiz bir Club Med uygulaması geliştirdik, çünkü dünyada yoga yapılacak en güzel yerlere sahibiz. Hindistan cevizi ormanına bakan modern bir Doma kulübesinde yoga yapmak gibi…

Çocuklara özel spor aktiviteleri önceliğimiz. Dileğimiz, on binlerce çocuğun tatile aileleriyle birlikte gelmeleri. Eğlenirken bir spor deneyimlemeleri, öğrenmeleri ve mutlu olmaları.

Yeni sporları, özellikle yeni yaklaşımları memnuniyetle karşılıyoruz. Hızlı bir şekilde ilerleyen, sadece Amerika Birleşik Devletleri’nde değil, şimdi burada ve başka yerlerde yaygınlaşan, daha erişilebilir bir tenis şekli olan paddle tenisi için le Tennis Club Med Palmiers’i kuracağız. Seyşeller’de olduğu gibi bu aynı zamanda çok sistematik bir yaklaşım, dış etkilere çok açık ve yeni trendleri takip etmeye, hatta icat etmeye çalışıyor.

Dünyanın önemli turizm firmalarından biri olan Club Med’in Dünya Başkanı Henri Giscard d’Estaing ile sürdürülebilir turizm ve spor üzerine konuştuk!

Sürdürülebilirlik, spor, eşsiz ve kişiye özgü seyahat deneyimi gibi konularda pek çok konuda öncüsünüz. Ama asla ilk olduğumuzu söylemiyorsunuz, asla bunu biz yaptık demiyorsunuz. Çağımızda sloganlar “ilk biz yaptık” üzerinden ilerliyor. Markanın doğuşundan beri bu mütevazı tutum için başarınızın sırrı diyebilir miyiz?

Kesinlikle. Club Med için orada çalışan on binlerce insan tarafından paylaşılan tek bir kurumsal değer tanımladık: Nezaket, özgürlük, çok kültürlülük, sorumluluk ve öncü ruh olma… 

Kurucu değerlerimiz, yani DNA’mızda olan nezaket ve özgürlükler konusunda bizim standartlarımızı karşılayabilecek şirketler çok çok az. Bu öncü ruh, yine burada çok özel bir şeyden geliyor; Club Med’de, takımlarımızın, G.O.’ların, dolayısıyla sporda eşlik eden, çocuklara eşlik eden, şov yapan bu gençlerin yaşları 20 ile 30 arasında.

Geçen hafta Resorts Genel Müdürü’nden tatil köyü şefine kadar farklı ölçeklerde atamalar yaptık. En küçüğü 26 ve yaş ortalaması 30’un altında. Yani gençlerin yönettiği ve bu nedenle zamanın ruhuna göre doğal olarak kendini yenileyen bir ekosistem mevcut.

Club Med’in başarısının sırrı eğlenceyi çok ciddiye almak diyebilir miyiz?

Bu son derece önemli ve biz bunu son derece ciddiye alıyoruz.