Güncelleme Tarihi: 7 Ocak 2021
Bugünlerde bir haber dikkatimi çekti. Yves Saint Laurent Moda evi, içinde bulunduğumuz günlerin başka bir çağı işaret ettiğini öne sürerek ve artık daha özgün projeler yapılması gerekçesi ile Paris Moda Haftası’na katılmama kararı aldı. İşte dedim, insanlar ölebilir ama yarattıkları ruh ve yetiştirdiği öğrencileri aynı yerden devam eder. Bu yazının konusu bir modacı değil. Kuralları değiştirmek üzere yaşamış çağının çok ilerisinde bir sanatçı, bir fikir önderi olan Yves Saint Laurent.
Çalışan kadın olarak pantolon ceket takım giymeyen yoktur herhalde. Kadınlar için iş dünyasının ve iş sonrası davetlerin vazgeçilmez kombinasyonudur takımlar. Kadınlar için müthiş bir rahatlık ve koşuşturma içinde hareket kabiliyeti getiren bu giysiyi kim akıl etti? Yves Saint Laurent. Dünyanın her tarafında milyonlarca kadın 50 yıldır iş ve günlük yaşamında onun bu fikri sayesinde hayatın ritmine ayak uyduruyor. Yves Saint Laurent sadece moda dünyasına sıkıştırılamayacak kadar önemli bir sanatçı ve devrimci. Meslek hayatının ilk yıllarında esinlendiği Coco Chanel gibi,o da kadın giysisi tasarlarken özgürlük ve rahatlık temasını hep ön planda tutmuştur.
Paris ve Marakeş Arasında Stil Yolculuğu
Hayatının ilk dönemini geçirdiği Cezayir ve çocukluk anıları, yaratıcılığının kaynağıdır. Gençlik yıllarında taşındığı ve mesleğe başladığı Paris, onun için hep mücadele alanı olmuş, askere gitmeyi reddedişi ile başlayan sisteme isyan, meslek hayatında onu çok zorlamış. Kendi yaratımlarını özgürce yapabildiği zamanlara kadar maruz kaldığı kurallar ve dayatmalar ruh halini bozmuştur. Artık isminin iyice duyulduğu 1966 yılında kendini tekrar bulmak adına çocukluk anılarının Kuzey Afrika’sına dönmek üzere Marakeş’e yerleşme kararı almış ve hayat arkadaşı Pierre Bergé ile birlikte Majorelle Botanik Bahçeleri’ninbir ucunda yer alan evi satın almışlardır.
Bir yandan egzotik esin, bir yandan anılar derken Laurent ve Bergé kendilerine müthiş bir dünya yaratmışlar. Laurent’ın Marcel Proust hayranlığı tüm çevre düzenlemesine yansımıştır.
1968 ve 70 ‘lerin özgürlükçü havası ile sanat dünyasının bir araya geldiği bir merkez haline gelmiştir. Kadınlara smokin ve ceket pantolon giydirme fikri de işte bu yılların eseri. Podyumda ilk görüldüğünde büyük bir sessizlik yaratmış adeta görmezden gelinmiş, fakat sonrasında günlük hayata en hızlı adapte olan moda hareketi olmuştur. Paris ve Marakeş arasında ilerleyen hayat 1990’lara damgasını vuran her türlü kumaş, renk ve malzemenin kullanıldığı etnik ve eklektik bir koleksiyon ile sona ermiştir. Sonrasında yine Paris’e taşınan Laurent, meslek hayatında moda yaratımlarını yavaşlatıp, sanatın diğer dallarına ve müzeciliğe olan ilgisini arttırarak ölümüne kadar bu şekilde devam etmiştir.
Marakeş’deki evin yerini, bugün Fas’ın en önemli çağdaş sanat ve tematik müzesi olarak kabul edilen Yves Saint Laurent -Pierre Bergé Vakfı Müzesi almıştır.
1980 yılında müze fikri ile başlayan mekan bugün içinde oditoryumu, kafesi, kütüphanesi ile bir kültür merkezidir.
Mimarisi Studio Ko tarafından sepetten kutuya konsepti ile yapılmış, müzenin içi giyinme dolapları şeklinde düzenlenmiştir. Kalıcı koleksiyonun yanında çeşitli sergilere de ev sahipliği yapmaktadır. Vakıf aynı zamanda Majorelle Bahçeleri’nin düzenlenmesini ve bakımını da üstlenmiş ve Berberi kültürüne destek için aynı isimde bir müze de kurmuştur.
Fas’ın en çok turist çeken bölgesi olan Marakeş’deki YSL Müzesi şehirde mutlaka görülmesi gereken çok özel bir yapıdır. Sadece Marakeş için bile bir Fas ziyareti düşünebilirsiniz.
Jemaa el Fna Meydanı dünya üzerinde ölmeden deneyimlemeniz gereken yerlerden birisi.
Meydana çıkan ara sokaklar dünyanın dört bir yanından gelen ve yerel sanatçıların dükkanları ile dolu. Marakeş, Yves Saint Laurent ile dünyaya tanıtıldıktan sonra pek çok ünlünün evinin bulunduğu bir şehir haline geldi. Bu nedenle konaklama ve yeme içme Fas’ın diğer bölümlerine göre oldukça pahalı. Marakeş’de geçireceğiniz 3-4 gün için konaklama önemli. Şehrin ruhunu yansıtacak bir yer olmalI. Otel isterseniz efsanevi La Mammounia ve Aman derim. Marakeş’e kadar geldik artık bir Riad deneyimimiz olsun derseniz sırasıyla; La Sultana Marakesh, El Fenn, Riad Palais Sebban, Riad Spice, Riad Les Yeux Bleus, Royal Mansour Marrakesh’i sayabilirim.
Daha ekonomik olsun isterseniz; La Villa des Oranges, Riad Adores, Radamo Hostel, Riad Berbere olabilir.
Eğer Fas ziyaretinizi biraz uzatabilirseniz, Mavi Şehir olarak da bilinen’ı görmenizi, bir gece çöl konaklaması yapmanızı ve mutlaka Agadir’in sonsuz Sahra kumlarından Atlantik Okyanus’u mavisine bir deniz deneyimi yaşamanızı tavsiye ederim.
Fas seyahatinizi Paris aktarmalı olarak yapabilirseniz, Yves Saint Laurent -Pierre Bergé Vakfı’nın Paris’de 5 Evenue Marceau adresindeki müzesini ziyaret edebilir, Yves Saint Laurent’in el çizimlerini, defile filmlerini, yaptığı resimleri görerek , 20. yy ‘ın bu önemli vizyonerine ait turu bitirebilirsiniz.
