Sürdürülebilirliğin çözüm odaklı yaklaşımı, kendi içinde özgün bir güzellik barındırmıyor mu? Sonuçta gezegenin sorunlarına getirdiğimiz sürdürülebilir çözümler, bilinmezliğin keşfi ve bu keşfe eşlik eden yoğun bir yaratıcılık talep ediyor. Bu yaratıcılığın kıvrak zeka ile birleşerek bir problemi ortadan kaldırması da ister istemez kendine hayran bırakıyor. Konu Smog Free Project olduğunda ise sürdürülebilir çözümlerin hayranlık yaratan güzelliği bir başka boyut daha kazanıyor. O da Smog Free Tower’ın havadaki kirliliği arıtarak yarattığı ve birer sanat eseri olma gücüne sahip mücevherler! Bu mücevherler aracılığıyla sanatla sürdürülebilirliği aynı potada eriten Daan Roosegaarde;
“Gerçek güzellik, Louis Vuitton bir çanta veya Ferrari’de değil, temiz havada ve sürdürülebilir enerjide yatar.”
diyor. Daan’ın bu felsefe ile hareket ederek hayata geçirdiği Smog Free Project, sürdürülebilirlikle ilgili uluslararası onlarca ödüle layık görüldü. Hal böyleyken de insan bu projeyi, mücevherleri ve Daan’ın başarı öyküsünü merak etmeden geçemiyor.
Roosegaarde Stüdyosu ve Smog Free Project’in Çalışma Prensibi
Daan Roosegaarde, Hollanda’da sanat eğitimi alan ve kendini “sanatçılığın ve mucitliğin kesişiminde” bir yerde tanımlayan, yaratıcı bir insan. Güzel sanatlardan mezun olduktan sonra çevre sorunlarıyla alakalı sanat eserleri üretmek isteyen sanatçı, ana dilindeki ‘Schoonheid’ kelimesinden ilham alıyor. Schoonheid, Flemenkçede hem yaratıcılığın güzelliği, hem de temiz anlamına geliyor. Kelimenin aynı anda bu iki anlamı taşımasını bir tesadüf olarak değerlendirmeyen Roosegaarde, “güzelliğin” peşinde Studio Roosegaarde’yi kuruyor.
Studio Roosegaarde’de ekibiyle birlikte çevre kirliliğini önlemek için geliştirdikleri cihazların diğerlerinden bir farkı var. O da bu cihazları tasarlarken insanlarda bir şekilde merak uyandıracak bir sistem tasarlıyor olmaları. Böylelikle insanların ilgilerini hem yarattıkları teknolojiye, hem de bu teknolojinin çare olmaya çalıştığı çözüme çekmeyi hedefliyorlar. Smog Free Project (SFP) de bu hedef doğrultusunda tasarlandı.
Smog Free Project, aslında devasa bir hava filtreleme kulesi. Bu 7 metrelik kule, şehrin çeşitli bölgelerine kuruluyor ve pozitif iyonlaştırma teknolojisi sayesinde saatte 30.000 metreküp hava temizliyor. Üstelik bunu yaparken çok düşük miktarlarda, 1770 Watt’lık sürdürülebilir bir enerji kullanıyor. Böylelikle insanlar, yalnızca kulenin bedelini karşılayarak rahat ve temiz bir nefes alma fırsatına kavuşuyorlar. Kulenin marifetleri sadece bununla da kalmıyor. Her 1000 metreküplük havadan arındırdıklarını sıkıştırarak küçük bir küp oluşturuyor. Sonra da Studio Roosegaarde, eğer istersek bu küpü yüzük haline dönüştürüp 300 dolar gibi bir fiyata satıyor.
Bu kulelerin işlevselliği, dünyaca ünlü üniversiteler tarafından kanıtlanmış durumda. Beijing, Rotterdam, Paris, Eindhoven ve Stockholm gibi şehirlerde de kurulu ve aktif bir biçimde havayı temizliyor. Aynı zamanda kulenin ürettiği yüzükler, Tate Modern veya Mori Art Müzesi gibi dünyaca ünlü müzelerde sanat eseri olarak sergileniyor. Böylelikle stüdyo, çevre sorunlarına çözüm bulma ve bizzat bu çözümün kendisini bir sanat eserine dönüştürme noktasında hedeflerine ulaşmış görünüyor.
Son olarak çevre bilincine sahip insanlar, bu yüzükler aracılığıyla birbirine evlenme teklifi de ediyor.
Evlilik teklifini böyle bir yüzükle almak hoşunuza gider miydi?
Kapak Fotoğrafı: Roosegarde