Güncelleme Tarihi: 23 Ağustos 2023
Bu hafta ‘’Evde Tek Başına’’ köşemizin konuğu, Boreal Brandlifting Kurucusu, Moda Danışmanı ve Eğitmen olan Serhat Şengül.
Çok yönlü bir entelektüel olan Serhat , pandemiden yeniden doğarak çıkanlardan. Her zaman yapmak istediği ama yoğun temposundan dolayı ötelediği bestelerini bu dönemde yayınlayabilmesini pandeminin bir hediyesi olarak değerlendiriyor.
Yaklaşık 2.5 ay evde nasıl geçmiş? Kendisinden dinleyelim.
Elbette çok hazırlıksız yakalandık. Eylül’de, tam da moda haftası sırasında, taşındığım evim karantina altında kalacak kadar tastamam değildi bile. Ama olan olmuştu. Hayatı durma noktasına getiren pandemi, evle ilgili eksikleri tamamlamanın tam sırasıydı belki de. Evren beni eve iyice yerleşmeye, evle ilgilenmeye zorlamıştı işte.
1.İşe önce giyinme odamdan başladım. Yazlık ve kışlık gardırobum birdir. Genel olarak sezonsuz bir gardırop oluşturdum yıllar içinde. Dolayısıyla benim giyinme odamla olan kavgam, mevsimsel bir değişimden çok düzen kurmak üzerineydi. Askılar ve tüm parçalar sınıflandırıldı, çekmeceler düzenlendi, eksikler giderildi.
2. Sıra bahçemdeydi. Bahçeye hiç de düzen kuramamıştım. Değiştirmek istediğim saksılar, yeni ekleyeceğim bitkiler ve düzenleyeceğim köşeler beni bekliyordu. Bahçeye yaseminlerden bir set çektirdim ve önüne tatlı bir oturma köşesi düzenledim. Pandemi süresince açık havada, sosyal mesafeyi koruyarak yakın dostlarla gerçekleştirdiğimiz buluşmaların kesişim noktası oldu bu köşe. (Köşenin keyfi öyle güzel çıkarıldı ki attığımız kahkahalar şikayet getirdi. Ama olsundu.)
3. Pandeminin en güzel hediyesi uzun zamandır aradığım ev arkadaşını bulmak oldu benim için. Ralph, hayatımın yeni merkezi. Tam karantinaya girmeden önce buluştuk ve o günden beri (bir daha belki hiç olamayacağı kadar, malum işler sırasında ayrı düşebiliriz.) hep beraberiz. Standard Schnauzer cinsi Ralph, şu an 5 aylık. O da benim gibi yay burcu.
4.Evlere kapanmakla birlikte şüphesiz başta şoku atlatmak zaman aldı. Sonra alıştıkça durduğu yerde duramayan, kalıplarına sığamayanlardansanız sizi de vurmuştur vuran. Her daim yapmak istediğim; ancak hep ötelediğim şeyleri yapmanın tam zamanıydı. Pandemi öncesi çalışmalarına başladığımız, bestelediğim şarkıların akustik kayıtlarının bu süreçte edit’leri bitti. YouTube’da adıma açılan hesapta (https://www.youtube.com/channel/UCkeZWop5A8DRXgU-v-SLOXA?view_as=subscriber ) üç akustik kaydı paylaştık. Akabinde, adeta bu süreçte hissettiklerimizi önceden kestirip anlatmışım gibi duran “Mucize” isimli şarkımı (https://youtu.be/flZkjDTH0I4) stüdyoda kayda alıp aranje ettik ve eldeki görüntülerden bir klip oluşturduk. Onu da kanalda yayına aldık. Ne mutlu ki dinleyenler çok sevdiler şarkıları ve bu girişimimi. Gelen yorumlar, doğru yolda olduğumu hissettiriyor bana.
Sözlere bakıp da söyleyin, siz de bugünlerde aynı hissiyata kapılmadınız mı?
MUCİZE
Mucize sahne, oyuncu sensin
Bu oyunda hep döner devran
Senden sonra, neslin gelsin
Yeter ki gör, öğren
İşte bu arayana bi’ mucize
Dön dolaş, bulamazsın düzen böyle
Tüm evren inan seninle dengede
Aman dokunma; yoksa hali nice
Güneşe döner yüzünü toprak
Yel geçer gider tüm tuzuyla
Bulutlar döner durur tüm hızıyla
Bi’ çığlık doğar buruk bi’ sızıyla
Sırası gelenler sahnede tekler
Yapılmış seçimler, kandırmacayla
Sonuca katlanmak oyunun harcıyla
Bi’ devir biter göçenin ardıyla
İşte bu arayana bi’ mucize
Dön dolaş, bulamazsın düzen böyle
Tüm evren inan seninle dengede
Aman dokunma; yoksa hali nice
Yoksa mucize
Halimiz nice
Seninle dengede
Ona dokunma
Sor bi’ kendine
İster “dur” de istersen ”bana ne?”
Senden sonra kalmaz bu biline
Belki sensindir tek bir bahane
Görmezden gelme sen bile bile
Bile bile, bile bile
Bile bile