Güncelleme Tarihi: 18 Ağustos 2023
Yaz mevsimini, doğayla bütünleştiğimiz, toprakta, kumda çıplak ayak yürüyerek ya da koşarak tabiat ananın koynunda gezdiğimiz, deniz ya da derelerin suyunda ruhumuzu arındırdığımız bir mevsim olarak tarif edebiliriz. İlkbahar ve yaz mevsiminde doğa ve doğanın asıl sahibi tüm canlılar gibi biz de çiçek açıyoruz. Özgürlük ruhunu tüm hücrelerimizde hissettiğimiz bu dönemde evlerimizi bir nevi terk ediyor ve hayatı sokakta yaşıyoruz.
Sonbahar ile yaşanan bu sınırsız özgürlük duygusu ve sokağa duyulan ilgi yavaş yavaş azalıyor ve kışla birlikte tabiat ananın kudretini sığınağımız olan evlerimizden hayranlıkla izlediğimiz, hayatın yavaşladığı ve kendimize döndüğümüz bir evreye giriyoruz.
Kışın da kendine has sayısız güzelliği var. Dillere destan kış güneşi, bembeyaz karların içimize doldurduğu huzur duygusu güzel ama korunma hissi hep içimizde bir yerlerde saklı. Bu korunma güdüsünün fiziksel karşılığı ise güneşin enerjisini taşıyan ve soğuğa karşı bizi kucaklayan bir güç gibi karşımıza çıkan ateş.
Ateşi İzlerken
Hepimizin kışın yanan ateşlerle ilgili bir anısı hikayesi mutlaka vardır. Soba üstünde kızarmış kestane, kayak sonrası şömine başında sıcak şarap, kışın gidilen otellerde akşam şömine etrafında toplanma herkesin hafızasında yeri olan anılardır.
Ateşin cazibesi vardır, kendine çeker. Televizyon olmayan dönemlerde, günümüzde televizyonun sahip olduğu mekansal hakimiyeti elinde tutan eşyalar; ateş kaynakları olan şömineler ve sobalar hatta saraylarda ve konaklarda salonların ortalarına ısınmak için konan mangallardı.
Biz De Ateş Böcekleri Gibi Ateşe Karşı Koyamayız
Bilimsel verilere göre 1.5 milyon yıl önce ateşi kontrol altına almayı başaran ilkel insandan bu yana, ateşi kontrol etme teknikleri değiştiyse de insanın ateşin karşısında hissettiği duygular sıcaklığını hala korumakta.
Şömine Önü Dekorasyon ve Şömine Üstü Aksesuarlar
Şu an kaloriferler ve merkezi ısıtma sistemleri kullanılmasına rağmen şöminelerin evlerde ve dairelerde varlığını sürdürmesinin en önemli sebeplerinden biri de bu araçların ilk insandan beri DNA’mıza işlenmiş olan anlamları.
Kullanılan ya da kullanılmayan şömineler, özellikle yeni yıl dekorunun merkezinde olmakla beraber, atıl olduklarında çok farklı şekillerde dekore edilebilir. Şöminelerinizi kitaplık olarak kullanmak, etrafında çerçeveler ve mumlardan alanlar oluşturmak ya da renkli kilim ve aksesuarlarla şöminlere hareket katmakla başlayın. Gerisi kendiliğinden gelecek.
Fotoğraf / Mael Balland Fotoğraf / Erica Marsland Huynh
Dekorasyonda Modern Bir Şekilde Entegre Edilmiş Doğalgazlı Sistemler
Fotoğraf / Orlova Maria Michael Shannon
Güvende hissetmek, sert doğa koşullarına karşı bizi koruyan bir kalkan ve sıcak bir nefesin bedenimize değdiğinde ruhumuzun uyarılması… Bunlar ateşin yarattığı etkiler. Konunun bir de nostaljik yanı var. Artık sadece taşralarda kullanılan sobaların ve de odun ateşiyle yanan şöminelerin çağdaş ve teknolojik tasarımlarla, doğalgazlı sistemlerle yaşam alanlarımızda yeniden yerini alması geçmişe olan bu özlemden kaynaklanıyor olamaz mı?
Fotoğraf / Nico Jacobs Fotoğraf / Jaime Spaniol
Özellikle doğaya yakın yaşamayı seçenlerin evlerinde eski sobaların tamir edilmiş şekillerini görmek mümkün.