Etik Olarak Türkiye’de Üretildi: [IM]Perfectionists

Etik Olarak Türkiye’de Üretildi: [IM]perfectionists

Geçtiğimiz ay çevreye dost sürdürülebilir kumaşlar üzerine konuştuktan sonra sürdürülebilir ve etik üretim yapan bir markayı sizlere tanıtmak istedik: [IM]perfectionists Copenhagen!

Endüstriyel kenevir kullanarak sıfır atık ürünler üreten, Kopenhag Moda Haftası’nda ve daha birçok alanda boy gösteren [IM]perfectionists Copenhagen’ın ismindeki Kopenhag sizi şaşırtmasın. Çünkü firmanın kurucu üyesi, tasarımcısı ve kreatif direktörü olan Dilayla Kopuz, şirketini 2020 yılında sürdürülebilir modanın başkenti olan Kopenhag’da kurdu. 

Dilayla Kopuz, aynı zamanda bu sene KAGİDER X Yuvam Dünya Yeşil İş Ödülleri’nde Türkiye’nin ilk 10’unda yer alan sürdürülebilir marka sahiplerinden biri oldu!

Bugün, kendisiyle çevre dostu kumaşlar, sürdürülebilir moda ve dijitalleşme üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik… Keyifli okumalar!

[IM]perfectionists kimdir, ne yapar?

Etik Olarak Türkiye’de Üretildi: [IM]Perfectionists

Fotoğraf: Kutay Başpınar

[IM]perfectionists, İskandinav minimalimizinin etkisiyle kurulan sürdürülebilir bir yaşam markasıdır, diyorum ben. 

Bu markanın kurulmasındaki ilham noktamız ise şuydu; hızlı moda anlayışından ötürü her sene 100 milyon tonun üzerinde giysi, çöplerimize karışıyor ve bu giysilerin çoğu sentetik ve yarı sentetik materyallerden üretildiği için doğada çözünmesi tıpkı bir pet şişe gibi uzun seneler alıyor. Hatta çözündüğünde bile topraklarımızda mikroplastik bırakıyor. 

Dışarıdan bakıldığında çok güzel görünen moda endüstrisinin aslında çevremize zarar veren başlıca endüstrilerden biri olması bu şekilde devam etmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Biz de bu problemin önüne geçmek için 100% doğal ve inovatif kumaşlar kullanıyoruz.  

2018 yılında başlayan bir araştırma ve kurulum süreciniz var, “AR-GE sürecimiz üç seneye yakın sürdü.” demiştin. Bu süre senin için nasıl geçti ve bu süreçte neler yaptınız?

Dilayla Kopuz IMPerfectionists

Fotoğraf: Kutay Başpınar

Aslında bütün süreç, 19 yaşındayken hayatın çok kısa olduğunun farkına varmam, sevdiğim, tutkunu olduğum bir konuda çalışmak istememle ve iş ortağımla tanışmamla başladı.

AR-GE süreci, bir sürü kumaş araştırmasıyla fuar, fabrika ve mağaza ziyaretleriyle geçti. İlk kapsül koleksiyonumda kullanmak için endüstriyel kenevir kumaşına karar verince biyoçözünürlük test sürecimiz başladı. Test sürecimiz normalde altı ay sürmesi gerekirken ilk tedarikçimizin çalışma şeklinden memnun kalmadığımızdan bir tedarikçi değiştirme süreci oldu ve süreç daha uzun sürdü.  Tedarik zincirinin %90’ını Türkiye’ye, kalanını da Avrupa’ya taşımak istedim ki karbon ayak izimizi olabildiğince minimuma indirelim.

Bu süreç içinde ithalat ve ihracat ile ilgili gerekli süreçleri tamamlamayı da düşündüğümde bu süreci tanımlayabileceğim tek kelime; “öğrenim” oldu. Üç senelik AR-GE sürecimiz çok şey öğrenerek ve hazırlayabileceğimin en iyisi olacak ürünleri hazırlayarak geçti. 

Tasarımlarında neden endüstriyel keneviri tercih ettin?

IMPerfectionists tişört

Fotoğraf: Kutay Başpınar

Moda endüstrisi, suyu en fazla kirleten ikinci endüstri. Yaşadığımız iklim krizinde su kaynaklarımızı bilinçli kullanmak çok önemli. Endüstriyel kenevir bitkisi, konvansiyonel kumaşların lif üretiminde tüketilen sulara nazaran %33 daha az su tüketerek büyüyen bir bitki olduğu için onu tercih ettim.

Küresel ısınmaya ciddi etkisi olan karbon emisyonlarının %8’i moda endüstrisinden kaynaklanıyor. Endüstriyel kenevir ise büyüme aşamasında büyük miktarda karbondioksiti emebilen en sürdürülebilir liflerden biri. Kumaşa dönüştürüldüğü zaman ise doğadaki en güçlü lif oluşu sayesinde uzun süre kullanılabilen dayanıklı ve kaliteli bir tasarıma rahatlıkla dönüşebiliyor. Aynı zamanda kumaşı hipoalerjenik olduğu için en hassas ciltleri bile rahatsız etmiyor.

Bu ay Kopenhag Moda Haftası’na katıldınız ve yeni koleksiyonun ilk kez catwalk üzerinde sergilendi, bu senin için nasıl bir his?

Dilayla Kopuz

Fotoğraf: Kutay Başpınar

Bu sene Kopenhag Moda Haftası’na marka olarak ikinci kez katılıyoruz ama ilk kez catwalk üzerinde yedi ayımı harcadığım koleksiyonumu görmek beni çok gururlandırdı. Bazen çok çalışarak çırpınıyor muyum acaba diye düşündüğüm zamanlar oluyor ama yine de pes etmeden devam ediyorum ve karşılığını görebilmek beni mutlu ediyor. 

Dijital moda alanında da geride kalmıyorsunuz, dijitalleşmeyi hangi alanlarda kullanıyorsunuz?

IMPerfectionists

Fotoğraf: Kutay Başpınar

İnovasyon benim vizyonumun en önemli noktalarından bir tanesi. Durmadan daha iyisi için araştırma yapmak ve gelişmek anlamını taşıyor benim için.

Üretim aşamamızda bütün prototiplerimiz dijital olarak hazırlanıyor, bu sayede ben dijital ortamda renk veya kalıp değişimini daha hızlı yaparak hem süreci hızlandırıyorum hem de prototipleme sürecindeki hatalı atık ürünleri ortadan kaldırmış oluyoruz. 

Buna ek olarak kalıplarımızı da dijital olarak hazırlıyoruz. Dijital olarak hazırlanan kalıpları üretim öncesi dijital ortamda kumaşın genişliğine işleyip kumaşın verimini arttırabilir miyiz ve ne kadar atık çıkabilir bunu üretim öncesi görebiliyoruz. Bu sayede üretime başlamadan bile atık kumaşlarımız ile neler üretebiliriz onu planlayabiliyoruz. Sonrasında dijital kalıplar gerçek kalıp olarak da hazırlanıyor tabii ki.

Kapak fotoğrafı: Kutay Başpınar