Zilberman Gallery, 2019 başlıklı grup sergisine ev sahipliği yapıyor. Yekhan Pınarlıgil küratörlüğünde gerçekleştirilen sergide Ateş Alpar, Alpin Arda Bağcık, Aïda Bruyère, Guido Casaretto, Isaac Chong Wai, Bawer Doğanay, Memed Erdener, Camille Henrot, Fatoş İrwen, Zeynep Kayan, Maria Klonaris & Katerina Thomadaki, Jaffa Lam Laam, İz Öztat, Furkan Öztekin, Erinç Seymen ve Lucia Tallová’nın eserleri yer alıyor. Seçki, 25 Kasım 2023 tarihine kadar görülebilir.
2019 sergisi, ismini de ödünç aldığı 1993 yılında açılan bir gece kulübünün ‘’anısı’’ etrafında şekilleniyor. Bu yüzden gece kulübü 2019’un ne ifade ettiğine kısaca değinmek sergi deneyimimizi derinleştirecektir diye düşünüyorum.
Her şey Türkiye’ye underground eğlence mekanlarını ve gay barları getiren adam olarak bilinen girişimci Ceylan Çaplı’nın Taksim Talimhane’de önce bir gay bar olan 14, daha sonra ise hemen yanı başındaki gay diskoteği olan 20’yi açması ile başlıyor. Görünüşe göre iki mekanın da birbirinden geri kalır yanı yok. Hızlıca popüler oluyor ve kendi müdavimlerini ediniyorlar. Hatta sanatçılığının yanı sıra bir queer figür olarak da oldukça önemsenen Zeki Müren, 14’ün müdavimlerinden biri olarak biliniyor. Bu iki mekan ve vadettikleri eğlence kulaktan kulağa yayılıyor. Çaplı’da oluşan bu havayı değerlendirip yazlık bir mekan açmaya karar veriyor. İşler de buradan sonra hayli ilginçleşiyor.
1993 yazında, o zamanlar bugünkü görünümünden eser olmayan Maslak’ta, Maslak Oto Sanayi’nin içindeki araba mezarlığında 2019’u açıyorlar. Mekan kapılarını açtığı ilk andan itibaren İstanbul gece hayatının merkezine oturuyor. Hıncahınç bir kalabalık ve kapının önünde uzayıp giden kuyruklar… İçerisi ise o zamana kadar hiç hayal edilmemiş bir eğlence sunuyor. Kısa bir sürede yaşananlara dair şehir efsaneleri insanlar arasında konuşulur oluyor. Öyle ki 2019, Meclis’de bile gündemi meşgul eder hale geliyor. Bir mühlet sonra normal şartlarda görüntü almanın yasak olduğu 2019’dan gizli kamera marifetiyle alınmış görüntüler, Adnan Hoca Cemaati eliyle servis edilmeye başlıyor ve işler çığrından çıkıyor. 2019 kapatılıyor. Fakat 14 ve 20 bir süre daha açık kalıyor. Daha sonra onlar da değişen zamana, değişen şehre yenik düşüp kapatılıyor.
Peki, hepi topu iki yaz açık kalmış/kalabilmiş bir gece kulübü niçin bu kadar önemli? İstanbul’un gece hayatı döngüsü içerisinde bir süre revaçta olup daha sonra silinen binlerce mekan içerisinde 2019’u özel kılan şey ne?
O zamanın şartları ve eğlence anlayışı göz önüne alındığında 2019’un bir devrim gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz. Çağın çok ötesindeki bu elektronik müzik kulübü, kendisinden sonra var olan ve bugün bile etkisini hissettiğimiz bir biçimde eğlence kültürünü bir daha hiç eskisi gibi olmayacak şekilde değiştirdi. Yani hızlıca cereyan edip biten 2019, pek çok şey için bir kırılma noktasıydı.
Tüm bunlar bir yana dursun, ‘’2019 vakasını’’ deneyimleyen insanlara kulak verdiğinizde bunu sadece bir eğlence mekanı olarak değil, pek çok başka kavramla ilişkilendirerek değerlendirdiklerini seçebiliyorsunuz. Görünen o ki 2019, bu insanların yalnızca bir dönem için zamanlarını değerlendirdikleri bir yerden ziyade kendiliklerini, benliklerini, özgürlüklerini ve daha birçok şeyi buldukları/düşündükleri bir imkan, bambaşka bir hayata, alternatife, evrene açılan bir kapı olmuş.
Zilberman Gallery’de gösterilen 2019 sergisi ise; bu mekanın tarihine, İstanbul gece hayatında oynadığı role veya başka bir şekilde dökümantasyonel bir içeriğe odaklanmıyor. Asıl etrafında kurgulandığı mesele, özel olarak 2019’u ve 90’lardaki eğlence hayatını deneyimleyen insanların yaşadığı bu tarifi zor hisler… Tabiri caizse belli bir zaman için belli bir yerde vuku bulmuş bir ‘’his paketini’’ sunan sergi, bugünden bakınca farklı düşünce serüvenlerini de mümkün kılıyor. Hele ki ‘’Yeni Türkiye’nin’’ muhteviyatı düşünüldüğünde bu ‘’his paketi’’ oldukça karmaşık bir seyahate gebe olabilir. Çünkü 90’ların eğlence hayatı değişen Türkiye’den önceki son durak…
Kapak Fotoğrafı: 2019 sergisi, Zilberman Gallery