hollanda rob jetten

Zohran Mamdani Başarısı Bize Ne Anlatıyor?

New York Belediye Başkanlığı seçimleri 4 Kasım gününde yapıldı ve ipi bir yıl öncesine kadar neredeyse kimsenin şans vermediği Demokrat Parti adayı Zohran Mamdani göğüsledi. Böylece Mamdani; şehrin ilk Müslüman, ilk Güney Asyalı ve yüz yıllık tarihi içerisindeki en genç belediye başkanı oldu.

New York Belediye Başkanı Zohran Mamdani

Her şey geçtiğimiz haziran ayında başlamıştı. 24 Haziran günü New York Belediye Başkanlığı için Demokrat Parti’nin adayını belirlemek adına yapılan ön seçimde Zohran Mamdani, favori aday olan eski New York Valisi Andrew Cuomo ve diğer on rakibini geride bırakmıştı.

Zohran Mamdani; adaylığının henüz ilk günlerinde Bernie Sanders ve Alexandria Ocasio-Cortez gibi önemli progresif politikacıların yanı sıra halkın ciddi bir kesiminin teveccühünü kazanırken, Cumhuriyetçilerin, ortodoks görüşe sahip Demokratların ve ABD Başkanı Donald Trump’ın hedefi haline gelmişti.

 

Tüm bu politik çalkantılar içerisinde seçim çalışmalarını oldukça etkili bir şekilde sürdüren Mamdani, günün sonunda kazanan taraf oldu ve yaklaşık dört yıl önce kapısında borç batağı altında ezilen taksi şoförleri için açlık grevi yaptığı belediye binasının anahtarlarını elinde tutuyor.

Mamdani Seçimi Nasıl Kazandı? 

New York belediye başkanı Zohran Mamdani

Peki nasıl oldu da Güney Asya kökenli genç bir müslüman, üstelik kendi partisi içerisinde bile mutlak destek görmeyen bir demokratik sosyalist bütün bir Amerikan müesses nizamını delerek kapitalizmin başkenti sayabileceğimiz New York’a belediye başkanı seçildi?

Aslına bakarsanız bu sorunun birkaç yanıtı var;

  • Öncelikle tüm adaylık süreci boyunca oldukça doğru ve çağcıl bir iletişim politikası izlediğini söyleyebiliriz. Öyle ki sosyal medyayı sadece “gençlerin dilinden konuşmak” gibi sığ bir yerden ele almadı. Evet, TikTok akımlarına da katıldı. Fakat bunun yanı sıra kendisine yönelik eleştirileri bertaraf edecek mizahi ve protest bir dil inşa etmeyi de başardı.
  • Genellikle yaşlı akrabalarımızın Facebook gönderilerinden alışık olduğumuz bir estetikle “Cuma Mesajları” paylaşması ve bir söyleşisi sırasında elle yemek yemesi gibi çıkışlarıyla kendisi hakkında Müslüman ve Güney Asya kökenli olması üzerinden kurgulanmaya çalışılan korku iklimini boşa çıkarmış oldu.
  • Mamdani’nin bir diğer başarısı da hiç kuşkusuz temsil ettiği değerler ve New York şehri arasında tarihsel ve ontolojik bir bağ kurgulayabilmiş olmasıdır. New York’un demografik açıdan oldukça çeşitli ve multikültürel bir kent olmasının yanı sıra tarihsel serüvenine göz attığımızda Mamdani’nin de bazı konuşmalarında vurguladığı üzere göçmenler tarafından inşa edildiğini görebiliyoruz. Ayrıca Mamdani’nin şehir ve şehir sakinleri ile ilişki kurarken sergilediği “New Yorker” tavrının da bu kimlik örtüşmesini güçlendirdiğini söyleyebiliriz.
  • Son olarak en önemli etkenlerden biri de vaat verirken kategorik olarak somut meseleleri öncelemesi oldu diyebiliriz. Öyle ki diğer adaylar stratejilerini Mamdani’yi karalamak ve kasten adını yanlış söylemek gibi ırkçı yöntemlere başvurmak üzerinden kurgularken Mamdani LGBT ve Filistinli bireyleri desteklemenin yanı sıra kent genelinde toplu taşımayı ücretsiz hale getirmek, kira artışlarının durdurulması ve ev sahibi ihmallerine yönelik sıkı denetimler yapmak, uygun fiyatlı belediye marketleri açmak, 6 haftalık – 5 yaş arası tüm çocuklara tamamen ücretsiz bakım hizmeti sağlamak, uygun fiyatlı konut olanakları geliştirmek ve zenginlere sabit vergi uygulaması gibi öneriler geliştiriyordu.

Zohran Mamdani ve Donald Trump Gerilimi

Zohran Mamdani‘nin seçim galibiyeti sonrası yaptığı balkon konuşması da şimdiden tarihi bir olay olarak hafızalara kazındı. Vaatlerini tekrarladığı ve “umut” vurgusu yaptığı konuşması içerisinde Trump’a doğrudan seslenmeyi de ihmal etmedi;

Donald Trump, izlediğini biliyorum. Televizyonun sesini aç! Biz yeniden doğmuş bir şehrin havasını soluyoruz. Ben yaşlanmak için ne kadar çabalasam da gencim. Ben Müslümanım. Ben demokratik bir sosyalistim. En önemlisi de bunlar için özür dilemeyi reddediyorum.

New York göçmenlerin şehri olarak kalacak. Burası göçmenler tarafından inşa edilen, göçmenlerin gücüyle dönen ve bu geceden itibaren bir göçmen tarafından yönetilen bir şehir. O yüzden iyi dinle Başkan Trump! Herhangi birimize erişmek istiyorsan, hepimizin cesedini çiğnemek zorundasın.

Daha iyi bir geleceğin geçmişe ait olduğunu kabul etmeyen New York’un gelecek kuşağına teşekkür ediyorum. Size saygıyla seslenen bir siyasetle yeni bir liderlik çağını başlatabileceğimizi gösterdiniz. Bu yeni çağ liyakat ve nezaket ile tanımlanacak. Hiçbir sorunun hükümetin çözemeyeceği kadar büyük ve hiçbir endişenin hükümetin önemsemeyeceği kadar küçük olmadığını kanıtlayacağız.

Bu sözlerin söylendiği bir gecenin sabahında New York’un yepyeni bir güne uyanacağı aşikardı ve öyle de oldu… Mamdani en kaba tabirle internetin ayarlarıyla oynadı diyebiliriz. Sinatra’nın meşhur “New York” şarkısını oryantal bir uslupla yorumlayanlardan tutun, bir elinde Kuran bir elinde Komünist Manifesto ile poz verenlere kadar tabiri caizse tam bir çılgınlık yaşanıyor.

Zohran Mamdani Zaferi Türkiye Yankıları

New York Belediye Başkanı Seçimleri ardından yeni bir sabaha uyananlar sadece New Yorklular’dan ibaret değildi. Dünyanın pek çok farklı yerindeki sosyal medya kullanıcıları Mamdani’nin başarısını sahiplenerek paylaşımlara iştirak ettiler.

Öyle ki Türkiye’deki bir grup vatandaş “Hepimizin Başkanı Zohran” ve “Bizim de Kutlamaya İhtiyacımız Var” başlıklarıyla İzmir’de bir toplanma çağrısında bulundular. Üç bine yakın beğeni alan gönderi, “Kutlayacak bir şeyimiz olursa nasıl kutlayacağımızın denemesini yapmak” notuyla paylaşıldı.

Dünyada Sol Argümanı Yükselişte mi? 

Aslına bakarsanız tüm bu mizahi paylaşımların altında oldukça ciddi bir mesele de yatmıyor değil. Nitekim Mamdani’nin başarısını geçtiğimiz hafta Hollanda’da yapılan parlamento seçimlerinde “merkez-sol” D66 Partili Rob Jetten’in sağ popülist siyasetçi Geert Wilders’i geride bırakışı ile beraber değerlendirdiğimizde akıllarda bir soru işareti beliriyor; 

Acaba bu gelişmeler tüm dünyada sağın yükselişine ket vurup sol argümanın çok daha kuvvetli bir şekilde desteklendiği yeni bir düzenin habercisi olabilir mi?

Meseleye bu soru çerçevesinde eğildiğimizde tüm dünyada yankı bulan umut ve heyecan dolu tepkileri mantıklı bir zemine oturtmak son derece basit. 

İmamoğlu ve Mamdani Benzerliği

Türkiye özelinde bambaşka bir durum daha vuku buluyor… 24 Haziran’daki adaylık seçimlerinden beri Mamdani ve İmamoğlu hem ülkelerinin başkanlarına karşı pozisyonları hem de yarattıkları heyecan bakımından birbirlerine benzetiliyorlar. 

Abartılı söylemleri bir kenara bırakacak olursak; kurulu düzene karşı zafer kazanma, geniş tabanlı ve çok sesli bir koalisyonun desteğini alma ve öyle yada böyle siyasi bir değişimin sembolü olma yönleriyle benzerlikler gösterdiklerini savunmak gayet mümkün gözüküyor.

Hal böyle olunca Mamdani’nin başarısı ve dünya çapında uyandırdığı heves hali, Türkiye’deki muhalif seçmenin zihnindeki “Yanlış yapmadık.” savını pekiştirmiş oldu diyebiliriz. Belki İmamoğlu’nun şahsı üzerinde değil ama bir politik tavır prensibi olarak Türkiye’deki muhalif seçmenin dünyada seyreden trendin bir parçası olduğu ortaya çıkmış oldu.

Tüm bu görüşlerin ne yöne evrileceğine ise pek tabii zaman ve Zohran Mamdani ve dünyanın farklı yerlerindeki benzer örneklerin politik kariyerlerindeki seyir karar verecek.