Son aylarda yazılı komutlar ile görseller üreten DALL-E, Midjourney, Stable Diffusion gibi yapay zeka botları eski sayılabilecek bir konuyu yepyeni tartışmalarla yeniden alevlendirdi. Dünya çapında pek çok dijital sanatçının portfolyolarını tuttuğu ArtStation’da yapay zeka ürünü görsellerin ön plana çıkışı, platformdaki üreticilerin tabiri caizse kazan kaldırmasına sebep oldu. Üreticiler ‘’No To AI Generated Images’’ (Yapay Zeka Görsellerine Hayır) sloganıyla sanal bir eylem gerçekleştirdiler. Bu eylem sosyal medyada da oldukça geniş bir yankı buldu. Akıllarda ise pek çok soru var…
Yapay Zeka Sanatçıların Ekmeğiyle Mi Oynuyor?
Aslına bakarsanız meseleye kabaca dört farklı yaklaşımın olduğunu söyleyebiliriz: Aşırı ilerlemeci bir tavırla yapay zekayı kucaklayarak ‘’Yansın ortalık!’’ diyenler, tüm bunların harika gelişmeler olduğunu ve fakat üzerine düşünülmesi gerektiğini söyleyenler, Midjourney’e ‘’A colorful butterfly flying under the rainbow into the sunset’’ yazarak sanatçı olduğunu zannedenler ve son olarak da kızgınlar…
Kızgın olanlar kendi içlerinde de pek çok cepheye ayrılıyorlar. Yapay zeka ile karşılaştırılmanın küçük düşürücü olduğunu düşünenlerden tutun yapay zekanın yetenek ve emek gibi kavramları değersizleştirdiğini söyleyenlere, yapay zeka tarafından üretilen görsellerin sanatçıların özlük haklarına yöneltilmiş bir saldırı olduğunu söyleyenlerden tutun yapay zeka ile görsel üretenlerin dolandırıcı olduğunu düşünenlere onlarca farklı görüş mevcut…
Gelin isterseniz ‘’kızgınlar’’ argümanlarında ne kadar haksız ya da ne kadar haklılar daha yakından bakalım…
Haksızlar Çünkü…
Her şeyden önce yapay zekaya şeytanın aletiymişçesine bir elinde yaba öbüründe meşale tutan Orta Çağ köylüleri gibi saldırmanın hiçbir manası yok. Nitekim pek çok sanatçı da bu gelişmeleri heyecanla kucakladı. Çünkü yapay zeka botlarının sanatçıların üretim süreçlerinde anlamlı bir yer tutabileceği hızlıca anlaşıldı. Örneğin sanatçılar, yapay zekanın imkanları dahilinde zihinlerindeki imgeleri somutlaştırarak takip edebilecekler. Haliyle doğru ellerde yapay zeka botlarının bir üretim aracına dönüşebileceği ortada.
“Doğru eller” diyorum, çünkü bu botlardan istediğiniz alabilmeniz öyle zannedildiği kadar kolay değil. Yüzlerce, belki binlerce anlamlı denemeyle yapay zeka ile kendi aranızda bir dil geliştirmeniz gerekiyor. Aksi takdirde hiçbir yapay zeka botu, ne sizi bir sanatçı ne de yaptığınız “göze hoş gelen görseli” sanat eseri yapabilir. Örneğin kapak görseli hariç bu yazıda kullanılan görseller Midjourney’e ‘’Artificial Intelligence Generated Image’’ komutu verilerek üretilmiştir.
Burada sanat felsefesine girmek istemiyorum. Fakat yapay zeka botlarının sanatı, sanatçıyı yok etmeyeceğini ve yetenek, teknik kabiliyet gibi meseleleri de değersizleştirmeyeceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Tüm bunlara rağmen yapay zeka botları kimseyi işinden etmeyecek mi?
Evet edecek… Fakat bu sanatçılar değil, bazı zanaatkarlar olacak.
Görünen o ki bu botlar, doğrudan müşteri beklentisi ve referanslarına dayalı bir şekilde üretilen bazı işlevsel ürünleri yapmakta son derece başarılılar. Örneğin bir logo veya bir kitap kapağı tasarlamak istiyorsanız başka bir adrese gitmenize gerek yok. Haliyle yapay zeka botlarının ilgili bazı sektörlerde bir tür otomasyon yaratacağını ve ilgili bazı zanaatkarları başka işlere kanalize olmaya zorlayacağını söyleyebiliriz. Peki, bu insanların öfkelerini anlayışla karşılamak bir yana haklı olduklarını söyleyebilir miyiz?
Tabii ki hayır…
Öyle ki iş gücünden tasarruf sağlayan ve üretimi pratikleştiren bütün gelişmeler bu gibi doğal sonuçlara sebep olmuştur. Örneğin fotoğraf makinesinin icadı, portre sanatçılığını gözle görülür şekilde bitirmiştir. Buna karşın Delacroix ve Courbet gibi ressamların öcü gibi algılamayıp fotoğraf makinelerinden faydalandığı da bilinmektedir.
Haklılar Çünkü…
Yapay zeka botlarına kızgın veya şüpheci yaklaşan insanların haklı oldukları bazı noktalar yok diyemeyiz. Daha doğrusu, yapay zeka botlarına karşı değil de geliştiricilere karşı haklı oldukları bazı noktalar diyelim… Öyle ki bu botlar üretimlerini ortaya koyabilecekleri öğrenimlerini, internet üzerindeki tüm datayı havuz olarak kullanarak yapıyorlar. Haliyle işlerini internette sergileyen bazı üreticiler datalarının kullanılmasından rahatsızlar. Artık koruyabileceğimiz herhangi bir datamız kaldı mı emin olmamakla beraber bu sorun, birkaç basit hukuki düzenlemeyle hızlıca halledilebilir.
Bunun dışında yapay zeka ile üretilen ürünlerin “insan eli” ile üretilen ürünlerle aynı platformlarda yer alarak sanatçıların görünürlülüklerine ket vurduğu gibi pek çok şey sıralanabilir. Fakat içlerinde bir mesele var ki bence en tartışmalı nokta burası…
Yapay zeka botlarında komut verirken yazabileceğiniz iki kelime ile bir sanatçının tarzını aynen kopyalayabiliyorsunuz. Örneğin Midjourney’de görselleştirmek istediğiniz metinleri yazdıktan sonra “Rembrandt style” veya “artstation x” yazarsanız Rembrandt’ın veya ArtStation’daki “x” sanatçının stilini ürettiğiniz görsele birebir yansıtabiliyorsunuz. Tabii bu da yakın zamanda bir çözüme kavuşturulmasını umduğumuz ciddi bir telif hakkı meselesini doğuruyor.
Kapak Görseli: Pexels | Tara Winstead