Üstünde bulunduğumuz gezegen, varoluşu boyunca pek çok kez felaketlere tanık oldu. Hatta üzerinde yaşayan türlerin %98’inin yok olmasını bile sakin ve sessiz bir şekilde izledi. Fakat sanırım hiçbiri insanlığın en büyük savaşı kadar çarpıcı olmamıştı. Bugün bile etkilerini hala hissedebildiğimiz İkinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin kökten değiştiren olaylardan biri olarak kabul ediliyor. Askerinden siviline 100 milyon insandan fazla kişinin katıldığı savaşta, 60 milyon kişi direkt olarak savaşta veya savaş sonrası oluşan kıtlıklarda hayatını kaybetti. O dönemde bu sayı, dünya nüfusunun %3’üne tekabül ediyordu. Bunun yanında Japonya’da ve Nazi Almanyası’nda, binlerce yıldır gelişen medeniyetimizin ve ahlakımızın kaldıramayacağı savaş suçlarını doğurdu. Gelin tarihimizin kara lekesi olan İkinci Dünya Savaşı’nın gidişatını gazeteler ile yakından takip edelim.
Almanya’da Yeni Bir Yönetim
Görsel: gastearsivi.com
Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlup olarak ayrılan Almanya, savaş tazminatı ve ekonomik sıkıntılar ile boğuşuyordu. Halk, kıtlık sorunu çekmekteydi. Ayrıca Doğu Avrupa’da patlak veren komünizm ideolojisi, Karl Marx’ın devrimin başını çekmesi gereken ülke olarak beklediği Almanya’yı epey etkilemişti. Sokaklar karmaşa içerisindeydi. Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlup ayrılmanın getirdiği burukluk, milliyetçilerin üzerine çökmüştü ve intikam naraları yükseliyordu. Son dönemde Alman İşçi Partisi’nde hızla yükselen zeki bir demagog olan Hitler, Alman halkının isteklerini karşılayabileceğini vadediyordu. Seçilmiş cumhurbaşkanı Paul Von Hindenburg, komünistlerin başlatacağı bir iç savaştan çekiniyordu. Reichstag yangını düzmecesi ile cumhurbaşkanının da desteğini alan Hitler, çok büyük yetkileri eline geçirdi ve 3. Reich’ı ilan etti.
Amerikan The Evening Star gazetesi, 2 Ağustos 1934 tarihli sayısında Hindenburg’ün vefatı sonrası Hitler’in güçleri tamamiyle eline almasını ele aldı.
“Von Hindenburg öldü, Hitler ofisi kaptı; Referandum 19 Ağustos’ta… Son karar Nazi Şefi tarafından alındı. Yeni anayasa büyük bir gücü Hitler’e verecek.”
İşgaller Başlıyor
Görsel: gastearsivi.com
Alman ulusunun koşulsuz desteğini arkasına alan Hitler, kafasında kurguladığı yeni dünya düzenini gerçekleştirmek için harekete geçti. İlk hedefi kendisinin “içerideki hainler” olarak tanımladığı, Alman olmayan vatandaşlardı. Ubermensch ideolojisini benimseyerek Almanya’da yaşayan çingene, siyahi ve özellikle yahudilere karşı bir nefret politikası geliştirdi. İbre henüz kendilerine dönmediği için tüm dünya bu duruma sessiz kalıyordu.
Birinci Dünya Savaşı yaptırımlarından epey rahatsız olan Hitler, anlaşmaları tanımadığını belirterek bir zamanlar Alman İmparatorluğu’na ait olan yerleri işgal etmek için kolları sıvadı. Kısa sürede Almanya’nın her bölgesine sanayi yatırımları yaptı. Savaş ekonomisi sistemiyle gelişen Almanya, bir anda yeniden güçlü ülkeler arasına adını yazdırdı. Hazırlıkların tamamlandığını düşünen Hitler, Çekoslovakya, ardından da 1 Eylül 1939’da Polonya’yı işgal etti. Bir süredir Nazi Almanya’sı ile sürtüşme içinde olan Polonya, İngiltere ve Fransa ile sınırlarının korunması üzerine bir anlaşma yapmıştı. Hitler’in Polonya’yı işgali, dolaylı olarak Fransa ve İngiltere’nin Almanya’ya savaş ilan etmesiyle sonuçlandı. Daha savaşın ilk günlerinde dünyanın en büyük devletlerinden üç tanesi muharebe içerisindeydi.
The Evening Star gazetesinin 1 Eylül 1939 tarihli sayısında “ Polonya İşgal Edildi, Şehirler Bombalandı” başlığı atılmış. Yazının kalanında Varşova’daki savunmadan ve Nazi Almanya’sının savaş cephelerinden bahsedilmiş.
Görsel: gastearsivi.com
Avrupa’nın ortasında bunlar yaşanırken Nazi Almanyasının diğer faşist destekçisi İtalya, Etiyopya’yı işgal etmişti ve Güney Fransa’ya saldırmaktaydı. Japonlar ise Çin’in Mançurya bölgesini işgal etmişti. Yıllardır birliktelik içinde olan faşist Mussolini İtalyası ile Nazi Almanyası, Fransa’yı aralarında bölüşmüştü. Blitzkreig savaş taktiğini başarıyla uygulayan Alman ordusu, çok kısa bir süre içinde Fransa’nın içlerine kadar girdi. 14 Haziran’da Paris önlenemez bir şekilde düştü. Hitler ilk iş olarak Paris’e gelip Eyfel Kulesi önünde zafer pozları verdi. Bir anda tüm Avrupa’ya karamsarlık çöktü.
The Evening Star gazetesi 300 adet tam kapasiteli Nazi uçağının Paris’i bombalamasını başlık olarak attı. Fransa’nın bu görülmemiş ateş gücü altında el pençe olduğunu belirtti.
Savaş Kızışıyor
Görsel: gastearsivi.com
Fransa galibiyeti sonrası gözü dönen Hitler, Sovyet Rusya’yı ele geçirme planları yapıyordu. Polonya’nın işgali sırasında bir müttefiklik kursalar da çıkar çatışması olmuştu. Bu dönemde Mihver ve Müttefik devletleri kesinleşti. Japonya ile anlaşarak Sovyet Rusya’ya saldıran Almanya, harekata “Barbarossa” adını vermişti. Birçok cephede savaşan Nazi Almanyası, bitkin olmasına rağmen Hitler’in hırslarına kurban olmak üzereydi. Rusya steplerinin zorlu coğrafyasına uygun olmayan Alman ordusu, nitelik olarak güçlü olmasa da nicelik bakımından çok güçlü olan Sovyet Rusya ordusu tarafından bozguna uğratıldı. Sovyet Rusya’nın aldığı bu galibiyet, tüm dünya için yeniden bir umut ışığı yanmasına sebep olmuştu.
Akşam Postası 4 Kasım 1941 tarihinde Hitler’in konuşmasına ve Barbarossa harekatına yer verdi. Kırım tarafından başlayan Sovyet Rusya-Almanya savaşı, Stalingrad’ta sona erdirilmek isteniyordu.
Görsel: gastearsivi.com
Uzun bir süredir Çin ile savaşta olan Japon İmparatorluğu, Almanya’nın Avrupa’daki başarılarından etkilenerek gözünü Amerika’ya dikmişti. Japonya’nın Çin üzerinde hak iddia etmesi ve saldırgan tavrı, şimdiye kadar konumunu koruyabilen Amerika’yı savaşa itti. 7 Kasım 1942’de Pearl Harbor’da Amerika filosu bombalandı. Bu beklenmedik saldırı karşısında şoka uğrayan Amerika, müttefiklerin yanında topyekün savaşa katıldı.
Detroit Evening Times, 8 Kasım 1941’de Japon saldırısını “Birleşik Devletlerin Kaybı 3.000’e Ulaştı… Sürpriz Saldırı Karşısında Hiçbir Fikir Yok” başlığıyla duyurdu. Yazının kalanında çatışmanın gerçekleştiği bölge ve Japon Çin savaşı hakkında bilgilere yer verildi.
Naziler Kaybediyor
Görsel: gastearsivi.com
Amerika’nın savaşa katılmasıyla kartlar yeniden karılmıştı. Dünyanın en güçlü devleti, tüm imkanlarını Mihver Devletleri mağlup etmek üzere kullanacaktı. İngiltere ile anlaşan Amerika bir anda Avrupa’nın işgal altındaki cephelerine denizden asker çıkarmaya başladı. Almanya’nın Kuzey Afrika’da kayıplar vermesi üzerine zafer naraları atılmaya başlanmıştı. Müttefiklerin tek bir parolası vardı: “Ya hep ya hiç!”
Birçok hikayeye konu olan 2. Cephe, namıdiğer Normandiya Çıkartması, 6 Haziran 1944 gecesi Amerikan ve İngiliz birliklerin önderliğinde başladı. Müttefikleri hafife alan Nazi Almanyası, bu bölgeye yeterli savunma yatırımını yapmamıştı. Çok çetin geçen deniz ve kara savaşları sonrası liman, müttefiklerin kontrolü altına geçti. İkinci Dünya Savaşı’nda ilk defa ibrenin Nazi Almayası’na döndüğü savaşlardan biri olan Normandiya Çıkarması, tarihe büyük harflerle yazıldı. Normandiya Çıkartması’nın parolası olan, aslında savaş günü anlamına gelen “D-Day”, savaşta bulunan bir çok asker tarafından sonraları Doom Day(Cehennem Günü) olarak adlandırılacaktı.
Görsel: gastearsivi.com
Sovyet Rusya, İngiltere ve Amerika ile aynı anda mücadele etmekte olan Nazi Almanyası, bu yükü kaldıramıyordu. Amerikan ordusunun emin adımlarla Fransa, İtalya ve birçok işgal altındaki devleti özgürlüğüne kavuşturarak Berlin’e doğru ilerlemesi, Hitler için sona gelindiğinin habercisiydi. Barbarossa Harekatı’nı püskürttükten sonra doğudan Almanya topraklarına giren Kızıl Ordu, uzun süren şehir çatışmaları ve büyük kayıplar sonucu 23 Nisan 1945’te Berlin’i işgal ederek Almanya’nın sonunu hazırladı. Tarihin gördüğü en gaddar lider olan Hitler, savaşı kaybettiğini anlayınca sığınağında eşini ve köpeğini vurduktan sonra intihar etti. Kızıl bayrak Berlin semalarında sergilendiğinde İkinci Dünya Savaşının sonuna gelindiği anlaşılmıştı.
Bir Alman radyosunun yayınlarını çeviren The Sunday Star gazetesi, 22 Nisan 1945’te “Ruslar Berlin’in 4 Mil İçine Kadar Girdi… Başkentin Dörtte Üçü Kuşatıldı, Yankiler ve Kızıllar Arasındaki Bağlantı Sağlanmak Üzere” başlığını attı. Yazının kalanında kuşatma altındaki Berlin’de yaşanan kıtlık ve kuşatma hakkında detaylara yer verildi.
Kanlı Savaş Kanlı Şekilde Sona Erdi
Görsel: gastearsivi.com
Hitler intihar etmişti, İtalya teslim olmuştu, tüm Avrupa ve Kuzey Afrika’da Amerikan askerleri toz atıyordu. Bu gelişmelere rağmen savaştan bir an bile çekilmeyen Japonya, Mançurya’daki işgallerine ve deniz savaşlarına devam ediyordu. Nazi Almanyası üzerinde kullanılmak için son çare olarak üretilen atom bombası, 6 Ağustos 1945’te Hiroşima’ya atıldı. Üç gün sonra ise Nagazaki kenti benzer dehşeti yaşamıştı. Bu muazzam güç karşısında 14 Ağustos 1945’te Japonya, kayıtsız ve şartsız olarak teslim oldu. Sunday Star gazetesi 12 Ağustos 1945’te görsel sayfasında Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarının ardında bıraktığı mantar bulutlarına yer verdi. Bombayı hazırlayıp kullanan Amerikan Hükümeti dahi gücü karşısında dehşete düşmüştü.
Sonuç olarak dünyanın neredeyse %80’ini etkileyen bu savaş, 60 milyon kişinin vefatı, yerle bir olan şehirler ve asla onarılamayacak savaş lekelerini arkasında bırakaran sona erdi. Gücünün doruklarında olduğunu fark eden insanlık, soğuk savaş gibi tehlikeli bir dönem geçirse bile sanki anlaşmış gibi bir daha dünya savaşına yeltenmemeye karar verdi.
Kapak Fotoğrafı: pxhere public domain