Kilo dediğimiz zaman hepimizin aklında belli başlıklar belirmeye başlıyor: Detoks programları, kısa sürede fazla kilo verdirmeyi vadeden listeler, aralıklı oruç… Beslenme konusu ise sadece diyet kavramı ile düşünülmemesi gereken, yemekle olan ilişkimiz ve sağlığımız gibi konuları da kapsayan bir alan. Son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz, muhtemelen daha çok karşılaşacağımız sezgisel beslenme de alternatif bir yol olduğunu kanıtlar nitelikte. Sezgisel beslenmenin ne olduğunu merak ediyorsanız bu yazıya göz atmanızda fayda var.
Sezgisel Beslenme Nedir?
İlk olarak söylemek gerek: Sezgisel beslenme herhangi bir diyet programı değil. Listelerden uzakta, ne zaman yemek yediğinizin önemli olmadığı bir beslenme biçimi. Temel hedef olarak vücudunuzun ihtiyacına göre bir yemek yeme stili oluşturmayı ve bedeninizin verdiği sinyalleri dinlemeyi kapsıyor. Açlık, tokluk gibi basit gözüken ancak pek çoğumuzun geçiştirdiği durumları tam anlamıyla fark etmeyi gerektiriyor. Sezgisel beslenme, açlık durumunda yemek yemeyi öğrenip tokluk durumunda yemek yemeyi bırakmak demek. Stres ve kaygı altındayken yemeğe sarılan bünyemizi gerçekten ihtiyacı olduğunda beslemek, kültürümüzden alışık olduğumuz “Tabağındakini bitirmeden kalkma” cümlesini geçersiz bırakan bir beslenme stili. Herhangi bir “yasak” yemek kavramı bu beslenme biçiminde yok. Tüm yiyeceklerin yaşamımızda bir yeri olduğu gerçeğini kabullenip aşina olduğumuz “ödül” veya “ceza” kavramlarının besinlerle bir ilişkisi olmadığını öğretmeye çalışıyor, yiyeceklerle ilişkimizi daha iyi hale getirmeyi vadediyor.

Kime Uygun, Kime Değil?
Sezgisel beslenme yöntemini sağlık problemleri sebebiyle kilo alması ya da vermesi gereken, temel olarak kilo vermeyi ya da almayı hedefleyen ve doktor tarafından belirli bir diyete, beslenme biçimine tabi tutulan kişilerin uygulaması önerilmiyor. Ancak sürekli olarak kilo alıp verme döngüsünden sıkıldıysanız ve belirli listelere kendinizi sıkışmış hissediyorsanız sezgisel beslenme üzerine düşünmenizde fayda var. Bedenimizi olduğu gibi kabul etmek hala ütopik bir fikir olarak gözükse de, yiyecekleri canavar olarak görmemeyi öğütleyen bu yeni kavram sayesinde yeni bir bakış açısı kazanmak, vücudumuzu dinlemeyi öğrenmek mümkün olabilir. Sezgisel beslenme, anlatması basit olsa da uygulanması pek kolay olmayan bir kavram. Ne var ki küçük adımlarla kendinizi daha iyi hissetmeniz için araştırmaya değer. Şimdi midenize kulak verin; aç mı, tok mu?