saint gobain türkiye

Sürdürülebilir ve Hafif İnşaat Çözümlerinin Mimarı: Saint-Gobain

Geçtiğimiz aylarda düzenlediğimiz ve ana konseptini “İstanbul’un Estetik Direnişi” olarak belirlediğimiz Green Up Meetings No. 4’ün destekçisi Saint-Gobain Türkiye, inşaat çözümlerinde sürdürülebilir yöntemleri tercih eden firmalardan bir tanesi. Etkinlikte, şehirlerin sürdürülebilirliği konulu bir sunum yapan Saint-Gobain, hem mevcut projelerini hem de geleceğe dair planlarını sürdürülebilirlik ve düşük karbon ayak izi çerçevesinde şekillendiriyor. Biz de hem Saint-Gobain’in projelerini öğrenmek hem de sürdürülebilirlik alanında yaptığı çalışmaları dinlemek için Saint-Gobain Türkiye Pazarlama Direktörü Aslı Çelik ile bir röportaj gerçekleştirdik.

Keyifli okumalar…

Saint-Gobain, Türkiye’de 19 Şirketle Faaliyet Gösteriyor

Saint-Gobain Türkiye Pazarlama Direktörü Aslı Çelik

Saint-Gobain’den ve Türkiye’deki faaliyet alanlarından bahseder misiniz?

Tabii… Saint-Gobain Grubu, sürdürülebilir ve hafif inşaat çözümlerinde bir dünya lideri. 1665 yılında Fransa’da kurulan, 350 yıllık birikimi ve tecrübesiyle dünyanın ilk 100 şirketi arasında yer alan Saint-Gobain, 75 ülkede, 170 bin çalışanı, 3 bin 500 araştırmacısı, 800 üretim merkezi ile yaşam standartlarımız ile ortak geleceğimizi etkileyen ürünler geliştiriyor, bu ürünlerin dağıtımını sağlıyor ve ihtiyacımıza yönelik çözümler üretiyor.

Otomotivden havacılığa, sağlıktan enerji endüstrilerine kadar pek çok alanda yüksek performanslı malzemeler üreten Saint-Gobain, kaynakların verimli kullanılması, iklim değişikliği ve sürdürülebilir yapıların inşası gibi günümüz ihtiyaçları için konfor, performans ve güvenlik sağlıyor. Sürekli inovasyon süreci ile gelişen entegre çözümleri, kamu binaları ve özel binaların renovasyonu, hafif inşaat ve inşaat sanayinin dekarbonizasyonunu ele alarak günlük hayatta sürdürülebilirlik ve performans sağlıyor. Bu şekilde karbon emisyonlarını azaltmaya, kaynak verimliliğini güçlendirmeye ve döngüselliği artırmaya katkıda bulunuyor.​​​​​​​

Saint-Gobain’in Türkiye’deki ilk ayak izi 1998 yılında WEBER’in İzmir fabrikası ile Türkiye pazarına girişi ile oluyor. Sonrasında aralarında Weber, Chryso, Vetrotech, Ecophone, Saint-Gobain Glass, PAM, Saint-Gobain Aşındırıcılar gibi şirketlerin olduğu, iştirakleri içerisinde İzocam, Rigips ve Dalsan’ın da yer aldığı 14 marka ile Türkiye’de faaliyet göstermeye devam ediyor. Türkiye’de toplamda 19 tesis ile faaliyetlerini ve yatırımlarını sürdüren Saint-Gobain Türkiye, yarattığı istihdam ile iş gücü piyasasına da destek olmaya devam ediyor.

Saint-Gobain Türkiye olarak sürdürülebilir ve hafif inşaat çözümleri ile yarattığımız olumlu etkinin yayılımını hızlandırmak için hızlı büyüyen pazarlarda konumumuzu gün geçtikçe güçlendirmekteyiz. Belirlediğimiz hedeflere ulaşmak için verdiğimiz taahhüt adına sıfır iş kazası, sıfır meslek hastalığı ve sıfır çevre zararı için her gün daha çok çalışarak ülke ekonomisine de katkıda bulunuyoruz.

Sürdürülebilir ve Hafif İnşaat Çözümleri

saint gobain türkiye

Saint-Gobain’in sürdürülebilirliğe bakış açısından, öne çıkan çalışmalarından ve hedeflerinden bahseder misiniz?

Saint-Gobain’in vizyonunu oluşturan “Sürdürülebilir ve hafif inşaat çözümleri”, küresel sorunlara çözüm sunan stratejik bir yaklaşım üzerinden temelleniyor. Sürdürülebilir ve hafif inşaat çözümleri, geleneksel inşaatlardan farklı olarak hem yapım yöntemlerinde hem de kullandığı malzeme ve çözümlerde daha tutumlu bir inşaat olarak tanımlanıyor. Daha ekolojik (daha az karbon emisyonu, daha az kaynak tüketimi, daha kolay sökme, malzemelerin geri dönüşümü, daha iyi konfor, vb.) ve daha fazla verimlilik sağlayan (daha kısa inşaat süresi, finansal tasarruf, vb.) bir dizi avantaj sunuyor. Bu sayede inşaat sektöründen kaynaklı sera gazı (GHG) emisyonlarını üçte iki oranına kadar azaltmak mümkün. Saint-Gobain’in olarak karbon emisyonlarının önemli ölçüde azaltılması, sorumlu kaynak kullanımı ve hızlı kentleşmenin yol açabileceği kalıtsal sorunlara çözümler sağlayabilmek için iklim değişikliğine karşı verdiğimiz mücadeledeki adaptasyonumuz büyük önem taşıyor.

Sonuç olarak sürdürülebilir yapılar, çevre ve toplum için birçok fayda sağlamakla birlikte gelecekte inşaat sektörünün bu politikaları daha fazla benimseyerek daha kapsamlı çözümler geliştireceği aşikâr. Bu sayede Saint-Gobain olarak yeşil enerji açısından daha verimli ve çevre dostu binaların gelecek nesiller için daha yaşanabilir bir dünyaya katkı sağlayacağını düşünüyoruz. 

Biliyorsunuz Türkiye, Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında Ulusal Katkı Beyanı’nı uluslararası kamuoyu ile paylaştı. Sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar %41 azaltmayı, 2053 yılına kadar ise net sıfır olmayı taahhüt etti. Biz de Saint-Gobain Türkiye olarak, Türkiye’nin bu yolculuğunda önemli bir iş birliği yapma rolünü üstlendik. Faaliyetlerimizi iklim değişikliğine ilişkin BM Paris Anlaşması metodolojisi ile uyumlu, Türkiye’nin hedefine uygun bir şekilde, 2017 yılını başlangıç kabul ederek 2030 yılına kadar Kapsam 1 ve Kapsam 2 emisyonlarını %33 oranında azaltmayı, 2050 yılına kadar ise net sıfır olmayı taahhüt ettik.

Dünyaya Daha Az Etkisi Olan Yeşil Binalar

saint gobain türkiye

Saint-Gobain’in Türkiye inşaat sektörüne sunduğu sürdürülebilir çözümler nelerdir?

Saint-Gobain, Türkiye’deki inşaat sektörünün sürdürülebilirlik alanında önemli aktörlerinden biri. Ülkemizde sürdürülebilirlik konusundaki girişimler ve çalışmalar takdir edilecek seviyeye yaklaşmış bulunuyor. İnşaat sektöründe, bu amaca odaklanan ve uluslararası sertifikalar alan binalar elbette mevcut, ancak bu sayının ve talebin beklentileri karşıladığını söylemek zor. Bu nedenle, yeşil bina kavramı son dönemlerde önemli bir odak noktası haline geldi. Yeşil bina, belirli standartlara uygun olarak tasarlanan ve inşa edilen, geleneksel binalara kıyasla daha az çevresel etkiye sahip binalar olarak biliniyor.

Hiç şüphesiz kentlerin yeniden inşasında göz önünde tutulması gereken kritik faktörler bulunuyor. Yeşil alanların korunması ve zenginleştirilmesi, enerji tasarrufuna odaklanırken verimliliğe önem verilmesi, kent içi ulaşımın yenilenebilir enerji merkezli tasarımı, atık yönetiminin doğru yapılması bunların başında geliyor.

Biz de Saint-Gobain Türkiye olarak Türkiye’deki inşaat sektörüne, bu yaklaşımı benimseyerek mimari çözümleri temelden çatıya kadar sunuyoruz. Sürdürülebilir inşaat çözümleri için hayata geçirdiğimiz ‘Mimari Çözümler’ etkinlik serisi ile öncelikle Türkiye’nin proje hacmi en yüksek olan 3 ilinde ülkemizin önde gelen mimarlık ofislerinin kurucu ve kurucu ortakları ile bir araya geldik ve gelmeye devam edeceğiz. Türkiye’nin önde gelen mimarları ile bir araya gelerek sürdürülebilir binalar yaratmak ve birlikte projeler üreterek ağır yapılara alternatif olacak dünyada kullanımı hızla artan kolay kurulabilen, daha az kaynak kullanılan ve hane halkının da konfor ihtiyaçlarını sağlayan dirençli yeni yapılar yaratmayı amaçlıyoruz. 

Bu tutkumuz doğrultusunda öncelikle farkındalık yaratmak daha sonra ise sektör profesyonelleri ile birlikte dirsek temasında yeni yapılara imza atmayı hedefliyoruz. Biliyoruz ki artan barınma ihtiyacı karşısında geleceğimize yaptığımız en önemli yatırımlardan biri, bugünden doğru tasarlanmış daha az dünyaya etkisi olan ve daha az işletim maliyeti gerektiren binalar inşa etmektir.

Her bir bireyin sağlıklı ve konforlu bir konutta oturmasına olanak tanıyan çözümleri biz temel bir ihtiyaç olarak tanımlıyoruz. Bu ihtiyaçlara yönelik çözümleri sağlarken gelecek nesilleri gözeten sürdürülebilirlik ve performans odaklı malzemeler üretmek sorumluluğumuz.