sürdürülebilir kent

Sürdürülebilir Kent Tasarımları

Bu yazıda özellikle kent hayatının yarattığı dezavantajları ön planda tutarak çağdaş insan hayatı ve doğal yaşam arasındaki kopuklukların giderilmesine hizmet eden, ekoloji dostu ve sürdürülebilir kent tasarımlarından bahsedeceğiz. Özellikle bireysel kullanıma olanak sağlayan ürünler yerine kitle kullanımına sunulan ve kamusal hayatı düzenleyen uygulamalar üzerinde durmaya çalışacağız. Böylece hep beraber birer paydaşı olabileceğimiz geniş ölçekli sürdürülebilir yöntemler hakkında bilgi sahibi olabileceğiz.

Her şeyden önce Türkiye’de yaşayan insanlar olarak, şehir hayatını ekolojik dengeye hizmet edecek veya hiç değilse zarar vermeyecek bir şekilde tasarlamanın tarihsel açıdan kültürümüze içkin bir tavır olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebeple öyle sanıyorum ki bu tavır, bizim açımızdan rahatlıkla sahiplenilebilecek bir olgu olarak karşımıza çıkıyor.

Bu kültürel tavrın daha önceki uygulamalarına bazı örnekler verebiliriz. İnşa edilen cami, han ve kütüphane gibi yapıların avlu mimarisine gömülen ve mezar mermerlerinin üzerinde sıkça rastladığımız kuş yalakları iyi bir örnek olacaktır. Bu yalaklar sayesinde kuş, kedi ve köpek gibi kent hayatında insanlarla birlikte yaşamlarını sürdüren hayvanlar, özellikle sıcaklıkların yüksek olduğu yaz günlerinde sıvı ihtiyaçlarını giderebiliyorlar. Bunun yanı sıra benzeri yapıların ve bazı apartmanların cephelerine inşa edilen kuş köşkleri de anlatımız için harika örnekler olacaklardır. Ne yazık ki inşaat sektörünün kar odaklı bakışındaki vahşileşme neticesinde bu köşklerin örnekleri birer birer yok oluyorlar.

Fakat gelişen teknoloji, toplumsal farkındalık ve giderek daha fazla insanı taraftarı yapan sürdürülebilir fikirler sayesinde eski bazı uygulamalar yeniden modernize edilirken yepyeni tasarımlar da hayatımıza girmeye devam ediyor.

Gelin bu uygulamalara biraz daha yakından bakalım…

Ekolojik Geçit Nedir? Habitat Parçalanması Ne Anlama Gelir?

ekolojik geçit nedir
Fotoğraf: Estonya’da bulunan bir ekolojik geçit.

Ekolojik geçit ya da ekolojik köprü gibi isimlerle anılan bu uygulama kısaca, yaban hayvanlarının insanların inşa ettikleri yol, tren rayları ve benzeri yerlerden güvenli bir şekilde karşıya geçmelerini sağlayan yapılardır. Coğrafi unsurlar ve hedeflenen hayvanlar gözetilerek ihtiyaç durumuna göre çeşitli varyasyonlarına evrilebilirler.

Fakat bu geçitlerin sadece hayvanların güvenli bir şekilde karşıdan karşıya geçmelerine yaradığını düşünmemek gerekiyor. Ekolojik geçitlerin yararları gözetildiğinde pek çok örnek sıralayabiliriz.

Öncelikle bu geçitler, kayda değer bir oranda doğal yaşamın sürdürülebilirliği için son derece yıkıcı bir kavram olan habitat parçalanmasının önüne geçiyor. Her canlı yaşamsal fonksiyonlarını devam ettirebilmek için asgari bir habitata (yaşam alanına) ihtiyaç duyar. Habitat parçalanması ile seçili alandaki av-avcı dengesi bozulur, üreme imkanları kısıtlanır, üreme imkanlarının kısıtlanması sonucu genetik kirlenme artar ve tüm bu gibi krizlerin sonucunda ekolojik çeşitlilik ağır hasar görmüş olur.

Göç Rotaları ve Ölümcül Kazalar

Habitata içkin fonksiyonların devamlılığına faydasının yanı sıra ekolojik geçitler, göç yolları için de kritik bir öneme sahip. Hayvanların göç rotaları üzerine inşa edilen karayolları vb. yapılar ekolojik hayatın düzenini sekteye uğratabiliyorlar. Bu olumsuzlukların topyekün önüne geçemiyor olsak bile ekolojik geçitler sayesinde hiç değilse zararın bir kısmını telafi edebiliyoruz.

Ekolojik geçitlerin faydalarına üçüncü bir örnek olarak da yaşanan ölümcül kazaların sayısında ciddi bir azalmaya sebep olmasını verebiliriz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu geçtiğimiz yılın ağustos ayında konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Türkiye’de 8 adet ekolojik köprünün olduğunu söyleyerek 4 tanesinin de inşa sürecinde olduğunun havadisini vermişti. Sayıların artmasını umut ederek şimdilik az olduğunu söyleyebiliriz. Bugün ABD, Almanya ve Avusturalya gibi ülkelerde ekolojik köprü uygulamasına yaygın bir şekilde rastlayabiliyoruz.

Balık Geçitleri Nedir?

balık geçidi
Fotoğraf: ABD’nin Oregon şehrinde yer alan Bonneville Barajı’na inşa edilmiş balık geçidi

Günümüzde nüfusa paralel olarak giderek artan ihtiyaçlar, su sistemleri üzerine daha fazla baraj, bent ve hidroelektrik santralin inşa edilmesine sebep oluyor. Bu yapılar ise pek çok canlının doğal hayatını riske atıyor. Burada Türkiye’nin Norveç’den sonra Avrupa’nın en büyük yıllık hidroelektrik enerji üretim potansiyeline sahip ülke olduğunu belirtmekte fayda var. Haliyle ülkemizde pek çok hidroelektrik santralin inşası mevzubahis oluyor. Hatalı uygulamaların sebep olduğu çevre felaketleri bir yana bu santraller yüzünden Karadeniz alabalığı, yılan balığı ve Mersin balıkları gibi göç eden türlerin popülasyonlarında ciddi azalmalar gözlemleniyor.

Tam da bu noktada yardımımıza balık geçitleri yetişiyor diyebiliriz. Balık geçitleri, kısaca göç etmek zorunda olan balıkların rotalarını düzenleyen hidrolik sistemlerdir.

Coğrafi etmenler göz önüne alındığında balık geçitlerinin pek çok karmaşık modeliyle karşılaşmamız mümkün olabiliyor. Yani balık geçitlerinin basit kanallardan ibaret olmadığını, kompleks mühendislik harikaları olduğunu söylemekte fayda var. Bu modellere birkaç örnek olarak havuzlu balık geçitleri, denil balık geçitleri, dikey yarıklı balık geçitleri ve menfez balık geçitleri gibi pek çok geçit tipini gösterebiliriz.

Yeşil Çatı Nedir?

yeşil çatı ekolojik geçit
Fotoğraf: Kanada’daki Laval Üniversitesi’nden bir görünüm.

Yeşil çatılar; bir su yalıtım sistemi ile birlikte ince bir tabaka olarak binaların çatılarına yerleştirilen bitki sergileridir. Sürdürülebilir ve ekoloji dostu binalarda bu uygulamanın örneklerine sıkça rastlayabiliriz. Bu pratik sayesinde binanın enerji performansı artar, hava kalitesi iyileşir ve dolayısıyla kent ekolojisine katkı sağlanmış olur.

Yeşil çatılar aynı zamanda hem sürdürülebilirlik açısından düşünüldüğünde doğru bir alan kullanımı örneği olarak karşımıza çıkar hem de kent estetiği açısından oldukça kıymetli sonuçlar doğurur. Tabii maddi imkanlar gereğince kolay ulaşılabilir bir uygulama olmadığını söylemekte fayda var. Günümüzde metrekare fiyatı yaklaşık olarak 25 euro bandında ücretlendiriliyor. Fakat pazar alanının büyümesi ve teknolojinin gelişmesi sayesinde giderek çok daha bütçe dostu bir uygulama olacağı öngörülüyor.

Ayrıca bu başlık özelinde göz atabileceğiniz iki içeriğimize buradan ve buradan ulaşabilirsiniz.

Sürdürülebilir Kent Mobilyaları

sürdürülebilir dizayn
Fotoğraf: ABD’nin Manhattan şehrindeki rüzgar türbini ile çalışan sokak lambası.

Sürdürülebilir kent tasarımı için bir başka önemli başlık da elbette kent mobilyaları… 

Kamusal hayatın dinamiklerini daha sürdürülebilir kılmak için kent planlaması içerisinde ulaşımdan konuta, tarihsel yapı mirasından sağlık hizmetlerine kadar pek çok başlığın düzenlenmesi gerektiği gibi kent mobilyalarının da vandalizme olanak tanımayacak şekilde ve sürdürülebilirlik ölçütleri gözetilerek seçilmesi gerekiyor.

Bu seçim sürecinde dikkat edilebilecek pek çok başlık sıralanabilir. Alan ve doğal kaynakların tüketimini azaltmak, kent halkının sağlığını ön plana koymak, hizmetlere erişimi demokratikleştirmek, sosyokültürel çeşitliliği gözetmek, enerji ve su korunumunu sağlamak, malzeme özelinde dayanıklılık, bakım yapılabilirlik, dönüşüm imkanlarına olanak tanınabilirlik gibi etmenleri göz önünde bulundurmak ve daha nicesi…

Tüm bunlar ve bunlar gibi sayılabilecek pek çok yöntem ve teknoloji sayesinde kent hayatını ekolojiyle bütüncül bir biçimde çok daha sürdürülebilir bir hale getirmemiz gayet mümkün. Yeter ki talep etmekten geri durmayalım.

Kaynakça

Wikipedia

Anadolu Ajansı

Evrim Ağacı

Balık Geçitleri ve Tasarımı Üzerine Genel Bir Bakış (2012) Esra Üçüncü, Ahmet Altındağ

Sürdürülebilir Kentsel Mekanlar ve Kent Mobilyaları (2015) Prof, Dr. Seçil Şatır

Sürdürülebilir Kent Mobilyaları (2021) Murat Kılıç, Ayşe Sungurlu

Kapak Fotoğrafı: Pexels | Magda Ehlers