Güncelleme Tarihi: 18 Ocak 2023
Önce bir soru: Kaybettiğimiz insanların bedenlerini tabutlarla koruma geleneğimizin ardında nasıl bir mantık yatıyor?
Ölülerimizi gömme alışkanlığımız, türümüz ilk ortaya çıktığından beri bizimle birlikte. Başlarda bu davranış, ölen kişiye duyulan saygı ve bedenin sağlıklı bir şekilde ortadan kaldırılması çerçevelerinde şekillendi. İşin sağlık boyutu, ilk zamanlarda büyük çaplı hastalıkların önlenmesi adına büyük önem taşıdı. Fakat zaman geçtikçe işin içine başka bir toplumsal olgu da eklendi: Din. Dindeki “ölümden sonraki yaşam” algısı, ölülerimizi gömerken bazı konulara hassasiyet göstermemize yol açtı. Mesela ölünün, bedenini sonraki hayatta da kullanabileceği düşüncesinden yola çıkarak bedeni mümkün mertebe muhafaza etmeye yöneldik. Eski toplumlar ise yalnızca bedenin muhafaza edilmesiyle kalmadı. Kişi tekrar dirildiğinde kullanabilsin diye ölen insanla birlikte onun bazı eşyalarını da gömdüler. Örnek olarak Antik Mısır, 6000 yıl önce bu tür toplumsal ve manevi bir koda sahipti. Tanrıları Anubis’in, ölülerin ruhlarını Osiris’e götürürken bu eşyalarla süsleyeceğini düşünüyorlardı.
Günümüzün dinlerinde ölümden sonra yaşam inancı sürüyor fakat neyse ki kefenlerin cebi yok. Aksi takdirde yalnızca tabutların, mezar taşlarının ve mezarlıkların kullandığı alanların çevreye etkisini değil, bir de naaşlarla birlikte gömülen eşyaların zararlarını konuşuyor olacaktık.
Berkeley Planning Journal’ın araştırmasına göre yalnızca ABD’de her yıl 9114 kilometre tahta, 104 tondan fazla çelik ve 1.6 milyon ton mezar taşı kullanılıyor. Sırf bu tahtalarla 4.5 milyon ev inşa etmek mümkün.
Birleşik Krallık’ta ortalama bir defin işlemi, yaklaşık 4267 Pound tutuyor. İstatistiklere göre Birleşik Krallık’ta yılda 700.000 kişi ölüyorsa, bu sırf defin için harcanan 2 milyar 869 milyon Pound anlamına geliyor. Bu para, birçok dünya sorununa fon olması için harcanabilir.
Capsula Mundi ile Sürdürülebilir Defin: Bedeninizle Ağaç Besleyin!
Fotoğraf: Capsula Mundi
Madem öyle sürdürülebilir defin için nasıl bir alternatif var diye soruyorsanız, sizi Capsula Mundi ile tanıştıralım.
Capsula Mundi, ölümü bir kayıptansa dönüşüm odaklı bir şekilde ele alan kültürel ve yenilikçi bir proje ve aynı zamanda bu projeyi yürüten şirketin ismi. Şirket, insanlara yalnızca defin işlemlerinde sürdürülebilir bir alternatif sunmakla kalmıyor,.aynı zamanda sevdiğimiz kişilerin doğanın canlı döngüsünde yaşamlarına devam etmelerini de sağlıyor.
Bu kapsamda insanlar, ilk olarak yumurta biçiminde ve doğal koşullarda tamamen çözünen bir koza satın alıyorlar. Sonra da bu kozaya ya kaybettiğimiz kişinin külleri, ya da daha büyük bir koza alınırsa bizzat bedeni konuyor. Bu işlemlerin hepsiyle Capsula Mundi ilgileniyor. Devamında bu koza, kendisi için özel ayrılan bir alana gömülüyor ve hemen üzerine de bir fidan dikiliyor. Yine bu fidanın büyüyüp serpilmesiyle de tamamen şirket ilgileniyor. Ağaç büyüyüp kök salarken sevdiklerimizin külleri ya da bedenini koruyan kapsül de yavaşça çözünüyor. Bir müddet sonra bu kökler, kapsülün çözünmesiyle geriye kalan bedene veya küllere ulaşıyor. Sonra da bizzat buradan beslenerek büyümesine devam ediyor. Böylelikle kaybettiğimiz insan, kelimenin tam anlamıyla bir ağaca dönüşüyor. Bu sayede de özlemle dolup taştığımızda, bir mezarın başında oturmak yerine o ağaca sarılabiliyoruz. Hangi ağaç olduğunu unutmayalım diye de ağacın koordinatları şirket tarafından bize veriliyor ve saklanıyor.
Tüm bu işlemler sonucunda:
- Tabutlar için ağaç kesilmiyor.
- Defin için harcanan materyaller korunmuş oluyor.
- Mezarlıkların kapladığı alanlar, ormanlara dönüşüyor.
- Toprağın altına gömülen ne varsa hızla doğaya karışıyor.
- Özellikle yurt dışındaki beden yakma işlemlerinin doğaya zararı azaltılıyor.
Proje hala gelişme aşamasında. Şimdilik yalnızca İtalya’da uygulanabiliyor ve beden gömme safhasında son düzlükler atlatılıyor. Vadettiklerini düşündüğümüzde hem sevdiklerimizin doğayla bir olması, hem de sürdürülebilirlik açısından bu fikir oldukça heyecan verici.
Yakın vakitte popülerleşmesi dileğiyle…
Kapak Fotoğrafı: Janeson Keeley
