Güncelleme Tarihi: 18 Ağustos 2023
“İyi bir kitap, iyi bir arkadaştır.” derler. Hayal dünyamızın derinliklerine dalmamızı kolaylaştıran, düşündüren, güldüren, ağlatan, sorgulatan kelimelerin büyüleyici dünyasına çeken kitapları sevenlerin günü kutlu olsun diyerek, Dünya Kitapseverler Günü’ne özel; Plumemag ekibi olarak sizlerle kitap önerilerimizi paylaşmak istedik.
Yazıyı bitirdikten sonra o en sevdiğiniz kitabı alıp yeniden okumanın tam zamanı. Keyifli okumalar…
Hayatın Anlamı ve Havluların Önemine Dair Bir Rehber
Editörümüz Tuba Kiraz’ın önerisi Douglas Adams’ın fenomene dönüşen kitabı Otostopçunun Galaksi Rehberi: “Oldukça sıradan bir hayat yaşayan Arthur Dent, bir sabah otoban geçeceği bahanesiyle evini yıkmaya gelen iş makinelerinin sesiyle uyanır. Tam da aynı sıralarda Vogonlar, galaktik otoban nedeniyle Dünya’yı yıkmaya hazırlanmaktadır. Bu olay sonrası en yakın arkadaşı Ford Prefect’in aslında bir uzaylı olduğunu öğrenir ve birlikte galaksiler arası bir yolculuğa çıkmaya karar verirler. Douglas Adams tarafından kaleme alınan ve 5 kitaptan oluşan Otostopçunun Galaksi Rehberi, bilim kurgudan uzak fakat absürt komediye yakın bir eser olma özelliği taşıyor. Büyük bir tesadüf sonucu gerçekleşen olaylar örgüsü, sizi kahkaha dolu bir okuma serüvenine davet ediyor.”
Büyük Birader Kavramını Literatüre Kazandıran Bir Eser
George Orwell’ın politik romanı 1984 editörümüz Barış Kılıç’ın okuma önerisi: “İngiliz yazar George Orwell’in 1949 yılında kaleme aldığı 1984, distopik bir dünyayı anlatan romanlar arasında tartışmasız bir klasik olarak gösterilir. Sovyetler Birliği’nin dünyaya hüküm sürdüğü yıllarda yazılmış olmasından dolayı önceleri bir Stalin eleştirisi olarak değerlendirilen kitap, kısa bir süre içerisinde yalnızca belirli bir dönemi değerlendirmekten öte zamansız bir eser olduğunu ortaya koymuştur. Orwell’in 1984 yılı için kurguladığı gerçeklik, günümüz dünyasının koşullarıyla da birçok alanda örtüşür. Yalnızca bu sebepten bile mutlaka okunması gereken bir eser olarak değerlendirilebilecek 1984, yönetmen Michael Redford tarafından bir sinema filmine de uyarlanmıştır.”
Bir Hapishane Bir Koğuş Birçok Hayat
Jack London’ın sürükleyici eseri Yıldız Gezgini, editörümüz Duygu Kabacan’ın kitap önerisi: “Jack London’ın San Quentin’de 5 yılını geçiren arkadaşı Ed Morrell’dan esinlenerek yazdığı, orijinal adı The Star Rover olan Yıldız Gezgini 1915 yılında yayınlanmış. Kitap; akademisyen olan Darrel Standing’in, bir meslektaşını öldürmesinin ardından gönderildiği, zor koşulları ile meşhur korkunç San Quentin Hapishanesi’nde yaşadıklarıyla baş etmeye çalışmak için geçmiş hayatlarına yolculuklarını anlatan öykülerden oluşuyor. Görünüşte astral seyahat, reenkarnasyon gibi konulara değinen roman ABD’nin bozuk hapishane düzenini gözler önüne serme gayesi içeriyor.”
Parçalanmış Bir Haritanın İzinde Varoluş Sancıları
Editörümüz Ceren Ay’ın önerisi, çoğunlukla Kafka’yla karşılaştırılan Japon yazar Kobo Abe’nin kitabı Virane Harita:
“‘Hayatta insana tek bir harita yeter de artar.’
Japon yazar Kobo Abe’nin Virane Harita‘sında betimlemeler sayesinde karakter üzerinden şehrin yeraltı dünyasına yolculuk yapmak mümkün oluyor. Kitabın, okuyucusunu merakta tutan kurgusu ve karakter tasvirleri içeriğini son derece zengin kılıyor. Kayıp bir adam ve onun bulunma/bulunamama hikayesi, aynı zamanda karakterlerin yaşamları üzerinden kendi hayatımızı sorgulatıp yeni soru işaretleri ortaya çıkartıyor.”
Bir Dönem Yasaklanan Tartışmalı Bir Eser
İçerik yöneticimiz Ceren Şenel’in önerisi, yazarı Vladimir Nabokov’un deyişiyle son derece ahlaki bir kitap olan Lolita: “Philip K. Dick’in The Man In The High Castle (Yüksek Şatodaki Adam) isimli romanı, İkinci Dünya Savaşı’nı Mihver Devletleri’nin kazandığı bir dünyayı anlatır. Kitaptan uyarlanan aynı isimli dizide ise bu distopik dünyada yasaklı bir dizi kitabın, kütüphanenin demir parmaklıkları arkasında saklandığı gösterilir. Yapıtlar arasında Nabokov’un çok tartışılan Lolita isimli kitabı özellikle göze çarpar. Böylece Lolita hem gerçek hem de kurmaca dünyada yasaklanmış bir eser niteliği kazanır. Sırf bu sebepten insan merak edip okur.”
Orhan Pamuk’tan Orhan Pamuk Derlemesi
Editoryal stajyerimiz Gizem Deniz Suna, Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’tan bir kitap öneriyor: “Bir ağacın ağladığını duyduğunuz oldu mu hiç? Bir celladı anlamak daha mı kolaydı eskiden? Anne ve babanızın yıllar içinde salondaki o kareden yavaşça silindiğine şahit oldunuz mu? Her şeyin her şeyi tekrar ettiği, ölmek olmasa zamanın fark edilmediği hem eski hem yeni bir zamanda bulundunuz mu? Yazarın kendisinin de dediği gibi: ‘Eski olaylar, şeyler, ilişkiler bizler için gölgeler içindedirler belki ama şimdi yaşadığımızdan çok daha basit bir dünyaya da aittirler. Böylesine bir dünyayı sürekli özlemesek bile, sürekli düşlüyoruz…’ Siz de eğer düşleyenlerdenseniz, gelin Ben Bir Ağacım’da Herat’ın kuzeyindeki o hanın hikayesini dinleyelim, bir cellat neden gözyaşları içinde kendini tanıyamaz hale gelir görelim. Geçmişe elinizi uzatın ve ağlayan ağacın sizi tutmasına izin verin. Tüm bu yolculuğu anlamak size yorucu gelse de unutmayın ki güçlü sözle yorulmanın keyfi, yaz sıcağında geniş yapraklı bir ağaç gölgesinde soluklanmaktan daha keyif vericidir!”
Bir Alman Tarafından Yazılan İlk Nazi Karşıtı Kitaplardan
Editörümüz Tarık Yılmaz’ın okuma önerisi, Alman yazar Hans Fallada’nın çok satan, sinema ve sahneye uyarlanan kitabı Herkes Tek Başına Ölür: “1940’ların Berlin’inde, Quangel çifti sıradan sayılabilecek bir yaşam sürmektedir. Otto Quangel, fabrikadaki işine gidip gelmekte, Anna Quangel, Nazi Partisi’nin kadın kolundaki çalışmalarına devam etmektedir. Bir gün cephedeki oğullarının ölüm haberini almalarıyla beyinlerinde bir kıvılcım çakar. Yalnızca iki kişi de olsalar, bu acımasız faşizme meydan okumaları gerektiğini fark ederler. Böylece Gestapo memurlarını, Hitler yanlısı komşularını, aile dostlarını ve daha nice Berlinliyi kapsayan bir kovalamacanın ortasında bulurlar kendilerini.
Yaşadığı dünyayı hepimizden farklı kavrayan Fallada’nın gerçek olaylara dayanarak yazdığı kitap, Otto ve Anna Quangel çiftinin, Nazi devletine karşı başları hep dik duruşunu sarsıcı bir şekilde anlatıyor.”
Bir Arayışın ve Kendini Bulmanın Öyküsü
Doğu ve Batı arasındaki sınırları kaldıran, macera tutkunlarının bir solukta okuyacağı Paulo Coelho’nun kitabı Simyacı, sosyal medya ve proje direktörümüz Cemre Güler’in favorisi: “Endülüslü bir çobanın hikayesini aktaran kitapta, düşlerin gerçeğini takip ediyorsunuz adeta. Varmak istediğiniz yolda veya hedefte engelleri aşmanının keyfini ve zorluğunu anlatan roman içinize dönmenize, sorularınızın yanıtlarını aramaya yönlendiriyor sizi.”
Ali Naci Karacan’dan Lozan Konferansı Gözlemi
Genel yayın yönetmenimiz Bihter Ayyıldız’ın kitap önerisi İş Bankası Yayınları’ndan çıkan Lozan isimli kitap; Lozan Konferansı’nı izlemek üzere görevlendirilen ve İsviçre’ye gönderilen Ali Naci Karacan’ın konferansa ait tüm gözlem ve araştırmalarını içeriyor. Kitapta sadece Karacan’ın gözlemleri değil, yıllarca araştırıp bir araya getirdiği belgeler de bulunuyor. Ali Naci Karacan kitabın önsözünde şu ifadeyi kullanıyor: “Osmanlı İmparatorluğu’nu tasfiye ederek yeni Türk devletini kuran tarihi olayın nasıl cereyan ettiği hakkında tek kitabımız olmaması, gönlümüzdeki arzuyu kamçılayarak onu memlekete karşı bir ödev haline getirdi.”
