PlumeMag olarak ikinci kez medya partneri olduğumuz Contemporary Istanbul’un 16. edisyonuna Yiğit Özçakmak imzalı bir sürdürülebilirlik ütopyası olan ‘’Plumet Gezegeni’’ isimli çalışma ile katıldık. Sürdürülebilir Yaşam Trendleri üzerine yayın yapan PlumeMag’in öncelikli misyonu sanata ve sanatçıya destek vermek olduğundan, biz de bu sene Tersane İstanbul’da gerçekleşen fuarda, alanımızı tamamen genç ve yetenekli illüstratör Yiğit için değerlendirdik.
Fuar boyunca yoğun ilgi gören eseri, ilk gün Yiğit anlattı, diğer günler dilim döndüğünce ben anlattım. Ancak yine de bu eseri yapan sanatçıyı ve eseri yaparken aldığı referans noktalarını kendisinden dinlemenizi istedim.

Yiğit Özçakmak kimdir?
Yiğit, tasarım ve sanat arasında gidip gelen, kendini gerçekleştirmeye çalışan bir bireydir öncelikle. Fonksiyoneliteden çok anlam bağlamı içerisinde biçimselliği tercih eden, görsel ve estetik olan her şey ile alakadar, güçlü fikirleri olan azimli bir ruh. Varmak istediğim noktada serüvenim oldukça dolambaçlı olsa da sanıyorum ki beni ben yapan da bu dolambaçlı serüvenin ta kendisi.
İllüstrasyon senin için ne ifade ediyor?
Bir şeyi çok uzun bir süre yaptığınız zaman o sizin ayrılmaz bir parçanız oluyormuş gerçekten de. İllüstrasyon da benim için tam olarak böyle. Yıllar içerisinde çalışmalarımla daha da bağdaşık oldum, onlar ben, ben onlarım. Birisiyle tanışmadan önce karşımdaki kişinin önce üretimlerimle tanışmasını istiyorum. Çünkü onlar olmadan kendimi tanımlamakta zorluk çekiyorum. Yani illüstrasyon ve üretme olanağım benim hayatım; saatlerce başbaşa kaldığınız, duygularınızı, düşüncelerinizi, ideallerinizi, korkularınızı kısacası benliğinizi aktardığınız bir şey nasıl hayatınız olmayabilir ki!
Plumet Gezegeni eserinin çıkış noktası nedir?
Plumet Gezegeni, her şeyden önce sürdürülebilir bir ütopya. Beyin fırtınamda ilk adım sürdürülebilirlik kavramı oldu. Daha sonra bunu nasıl kendi dilimle anlatacağımı çözmeye çalıştım. Tüm çizim süreci boyunca klişeleşmeden ve kavramın çerçevesinden çok uzaklaşmadan orta noktada illüstrasyonu konumlandırma uğraşında oldum. Eserin genelinde sürdürülebilirlik döngüsü farklı imge ve detaylarda yansıtılıyor, eklenen her öge bu amaca hizmet ediyor.

Bu eserde esinlediğin dönem ve sanatçılardan bahseder misin?
Üretimin referans listesi aslında oldukça kalabalık. Esere baktığınız zaman ilk olarak şahsi üslubum olan retro havanın hissedilmesini istedim. Bu sebeple 50’ler ve 60’ların reklamcılık ve görsel dilinden birçok gönderme var. Biçimsel olarak ise illüstrasyonun altın çağı 1920’lerden benim de en sevdiğim illüstratör olan J.C. Leyendecker’den, Norman Rockwell’den, Coles Philips’den ve Rene Gruau’den izler taşıyor. Aynı zamanda sürrealist ressam Rene Magritte’ten ilham alan gerçeküstü imgelemeler de eserin genelinde yer alıyor. Ve eser, son olarak Bosch’a dahi dokunuyor…
Contemporary Istanbul 16. edisyonu hakkında izlenimlerini alabilir miyiz?
Bu dönemki Contemporary Istanbul, kesinlikle bir değil birkaç kez gezilmesi ve deyim yerindeyse didik didik edilmesi gerekilen bir yer. Ben sanırım üç kere gitmiş olacağım bitmiş olduğunda ama hala tamamlamış hissetmiyorum. Seçilen mekanın atmosferi, mimarisi ve konumu da işleri destekler nitelikte ve şahane. Mutlaka gidilip görülmeli diyorum.
