Güncelleme Tarihi: 11 Ocak 2023
Daha sağlıklı beslenmek, maddi faydalar, olumlu hisler… Aslında evde sebze yetiştirmek için o kadar fazla neden var ki, aralarından en değerli bulduğumuz 10 tanesini seçip sizin için derleyelim istedik. Belki de bu sayede benzeri görülmemiş bir balkon bahçesine de ilham olur ve hem doğaya hem de insana faydalı bir sonuç elde ederiz! Madem öyle, bakalım bu balkonda sebze yetiştirmek işi nasıl olumlu sonuçlara neden oluyormuş…
Taze Ürünlerle Lezzet Dolu Sofralar
Fotoğraf: Nathan Dumlao
Mutfağınızdan sadece birkaç adım ötede yetiştireceğiniz ürünler, marketten veya pazardan satın alabileceğiniz her şeyden daha taze olacaktır. Daha taze demek genellikle daha sağlıklı demektir. Dalından taze koparılan sebzelerin satış yerlerine ulaşana kadar uzun bir yolculuk geçirdiklerini, bozulmamaları için çeşitli kimyasallara maruz kaldıklarını hepimiz biliyoruz. O zaman en taze domates balkondaki domates değil midir?
Temiz Gıdayla Vücudunuzu Koruyun
Fotoğraf: Diego Passadori
Kullandığınız topraktan ektiğiniz tohuma kadar salatanıza koyduğunuz biberin zararlı kimyasallara maruz kalmadığını bilmek sizi iyi hissettirebilir. Kendi sebzelerinizi ekerken genetik olarak değiştirilmiş tohumlardan kaçınabilir ve doğal tohumları seçebilirsiniz. Sertifikalı organik ürün satın aldığınızda bile, yine de kimyasal böcek ilaçları kullanılmış olabilir. Balkon bahçeciliğinin en önemli avantajlarından biri vücudunuzu zararlı kimyasallardan daha kolay koruduğunuzu bilmektir.
Teknolojiden Uzaklaşmak İçin Bir Fırsat
Fotoğraf: Karolina Grabowska
Kendi sebzenizi, meyvenizi yetiştirmeye başladığınızda ilk fark edeceğiniz detay, onlarla her gün ilgilenmeniz gerektiği olacak. Toprağın nemini, sulamasını takip etmek, meyve vermeye başlayan sebzenizin daha hızlı olgunlaşması için onu güneş alan bir alana geçirmek günlük rutininizi oluşturacak. Her gün 15-20 dakika boyunca balkonunuzdaki bitkilerinizi sulayıp çiçeğini, meyvesini kontrol ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamayacak, hatta belki telefonunuzun nerede olduğunu bile unutacaksınız.
Üretmenin Verdiği Mutluluk
Fotoğraf: Han Lahandoe
Balkon bahçeciliğine yeni başladıysanız ilk olgun domates veya ilk mis kokulu çileğinizle karşılaştığınızda büyük ihtimalle çok mutlu olacaksınız. Yeni şeyler öğrenme ve öğrendikleriniz sonrası üretime geçme, gündelik yaşam telaşesinde mutluluğun en güzel formülü. Balkon bahçeciliğine başladığınızda, çekirdeğinden yetiştirdiğiniz mis kokulu limonun hayatınıza huzurlu bir sevinç katmasının aslında çok kolay olduğunu göreceksiniz.
Temiz Havanın Mucizesi
Fotoğraf: Nadine Primeau
Günümüzün büyük bir kısmı kapalı mekanlarda geçiyor. Ofis hayatı, uzun toplantılar, trafikte geçirilen saatler… Ne zaman etrafımızda temiz havayı hissetsek derin bir nefes daha almak istiyoruz. Balkonunuzda sebze, meyve yetiştirmeye başladığınızda her gün açık havada daha fazla zaman geçirmeye başlarsınız. Her mevsimin farklı bir kokusu olduğuna şahit olmak, sabah serinliğini yakalayıp mis gibi temiz havayı içe çekmenin mucizesi hep yanı başınızda olur.
Doğaya ve Gıdalara Daha Fazla Değer Vermek
Fotoğraf: Engin Akyurt
Basit bir mantıkla, emek verdiğimiz şeylerin üzerine titreyip onlara daha fazla sahip çıkmaz mıyız? Bu hemen hemen her şey için geçerli, evde sebze yetiştirmek için de! Kendi ellerimizle büyüttüğümüz sebzelerin o büyüme sürecine şahit olmak, ister istemez sürecin sonundaki ürünlere daha fazla hürmet etmemize neden olur. Böylelikle de emeğimize de, sebzenin besleyiciliğine de, tadına da, paylaşmanın ve doğanın gücüne de daha fazla değer veririz. Belki de bu değer bir müddet sonra çevreye duyarlı olmamızı sağlayacak başka tomurcukların da yeşillenmesini sağlar…
Çevreye Sağladığımız Fayda
Fotoğraf: Maria Orlova
Evde kendi besinimizin bir kısmını karşıladığımızda, doğrudan çevreye faydalı bir davranış da sergilemiş oluruz. Bunun nedeni, marketten veya pazardan aldığımız sebzelerin o satış noktalarına gelene kadar bir yolculuktan geçmesiyle bağlantılı. Saksıda sebze yetiştirerek besinlerin taşınma sürecinde açığa çıkan karbon salımını devre dışı bırakabiliriz! Ek olarak o sebzelerin yetişmesi için kullanılacak olası kimyasal ilaçları da kendi balkonlarımız aracılığıyla ekarte edebiliriz. Sonuçta doğaya sağladığımız faydanın küçüğü ya da büyüğü olmaz, adımın her hali çevre için oldukça kıymetli.
Daha Az Gıda İsrafı Yapın
Fotoğraf: Joshua Hoehne
Biraz dikkatsizce yaptığımız bir alışverişin sonucu olarak çöpe atılan sebzeler kimin yüreğini dağlamıyor ki… Balkon bahçeciliği, bu durumun önüne geçmek için bire bir. Sonuçta yalnızca kendi yiyeceğimiz kadar ürettiğimizde, üretim fazlasının bozulup çöpe gitmesi gibi durum açığa çıkamıyor! Aynı zamanda doğal yollarla üretilen besinler, bozulmadan çok daha uzun bir süre dayanabiliyor. Yani onları değerlendirmek için bize daha geniş bir pencere sunuyorlar. Böylelikle de gıda israfının önüne rahatlıkla geçebiliyoruz.
Ekonomik Olarak Rahatlayın
Fotoğraf: Scott Warman
Atalarımız boşuna dememiş, damlaya damlaya göl olur diye… Evde sebze yetiştirmek söz konusu olduğunda, o sebzeye yansıtılan aracı payları, işçilik ücreti, ulaşım masrafları gibi ek kalemlerden tamamen özgürleşme şansına kavuşuruz. Bu sayede de kendi sebzelerimiz toplamda çok daha ucuz bir fiyata sofralarımızda kendine yer bulur. Üstelik birkaç saksı ya da belki de tüm bir ayı geçirecek kadar geniş bir balkon bahçesi fark etmez. Balkon bahçeciliği sayesinde zararın neresinden dönersek kâr, o yüzden ekonomik rahatlama için herkes balkonlara!
Ahlaki Sebepler
Fotoğraf: Yash Sarang
Evet, evde sebze ekimi kararının ahlaki boyutları da var. Dünyanın dört bir köşesinde dev şirketler, mevsimlik işçileri insan haklarına aykırı koşullarda çalıştırıyor. Bu insanlara hak ettikleri maaş verilmediği gibi, birçok çalışan hakkından da mahrum bir haldeler. Hatta Güney İspanya’daki koşullar öyle kötü bir hal aldı ki, Kızıl Haç yardım derneği bu duruma doğrudan müdahale etmek zorunda kaldı. Üstelik bu vaziyet yalnızca İspanya’yla sınırlı değil, Anadolu Ajansı’nın haberine göre Türkiye’de mevsimlik işçinin günlük ücreti yalnızca 140 lira. 24 iş günü boyunca çalıştıklarında ellerine geçen para ise 3360 lira, yani asgari ücretin neredeyse 1000 lira altı. Bundan dolayı kendi sebzenizi yetiştirme kararıyla birlikte bu olumsuzluklarda pay sahibi olmayarak vicdanen de rahatlayabilirsiniz.
Kapak Fotoğrafı: Artur Aleksanian