Marka Mühendisliği

5 Adımda Marka Mühendisliğine Yakından Bakış!

Otomobil markalarına hakimseniz eğer bazı modellerin birebir aynı olduğunu ve sadece logolarının değiştiğini fark etmişsinizdir. Buna marka mühendisliği adı veriliyor. İngilizce de Badge Engineering yani Rozet, Logo Mühendisliği olarak bilinen bu yöntem, kimileri tarafından otomobillerin ruhunu öldürdüğü gerekçesiyle pek sevilmese de aslında maliyetleri düşürmek amacıyla kullanılıyor ve oldukça işe yarıyor! 5 adımda marka mühendisliğine ufak bir bakış atalım.

Marka Mühendisliğinin Amacı

Marka Mühendisliği

Günümüz otomotiv endüstrisinde ortalama araç fiyatlarının tarihin en yüksek seviyesinde olduğunu biliyoruz. Bunu hem tüketici araştırma grupları hem de otomobil üreticileri sıkça dile getiriyor. Ancak bir şekilde bundan kaçınmanın bir yolu olmalı. Kısaca şöyle oluyor: bir otomobil üreticisi, ürettiği modeli tasarlarken farklı üreticileri de devreye sokuyor. Her üreticinin hedef kitlesine uygun özellikler belirlenip ürün öyle tasarlanıyor. Üretim aşamasına geldiği zaman ise aynı üretim hattında birden fazla markanın logosuyla üretiliyor. Araç aynı araç, ürün aynı ürün ama maliyeti tek bir üretici üstlenmiyor. Ürünün tasarım, geliştirme ve üretim sürecindeki maliyetlerin paylaşılması çok büyük bir fiyat avantajı sağlıyor.

Bir Marka Mühendisliği Değil Ama: Ortak Platform

Marka Mühendisliği

Ortak platformda da asıl amaç yine maliyetleri düşürmek. Ama bu sefer otomobiller birbirlerine hiç benzemiyor. Marka mühendisliğinde araçlar birbirinin tıpatıp kopyasıyken ortak platform kullanımında işler biraz değişiyor. Hatta elektrikli otomobiller de bile ortak platform kullanılabiliyor. Burada da yine amaç maliyetleri düşürmek ve daha ucuza otomobil satabilmek. VW Group, bugün ortak platform teknolojisini en iyi kullanan otomobil üreticilerinden biri. Mesela Audi Q7 ve yine VW’nin sahibi olduğu Lamborghini’nin ilk SUV modeli olan Urus, aslında altyapı olarak neredeyse aynı otomobiller. Hatta Lamborghini Urus’un kaputunun altında Audi logolu birçok malzeme görmek mümkün. Yani ortak platform mantığı, sadece ana akım otomobil segmentlerinde değil, lüks modellerde de kullanılıyor.

Hangi Parçalar Ortak Hangileri Değil?

Günümüzde ortak platform kullanan bazı otomobillere baktığımız zaman tasarımsal unsurların tamamıyla farklı olduğunu görüyoruz. Genelde artık markalar, Ar-Ge süreçlerinin içerisinde bulunmayıp tasarım ve üretim süreçlerinde rol almak istiyorlar. Mesela Rüsselsheim’a, yani Opel’e baktığımız zaman, Alman üreticinin hem içten yanmalı hem de tam elektrikli modellerinin tamamının birkaç farklı Fransız üreticiyle birebir aynı olduğunu görebilirsiniz. Bu da Opel’in mesai saatinin çoğunluğunu üretim ve tasarım süreçlerine harcadığını gösteriyor. Yani görünmeyen tüm parçalar ortak, görünenler ise farklı.

Markaların ana akım modelleri için ortak platform kullanma fikri uzun senelere dayanıyor. Ancak binek otomobillerde birbirine bu kadar yakın şekilde benzeşen modellere pek alışık değiliz. Yine de en azından maliyetleri düşürdüğü için ortak platform kullanımının mantıklı bir tercih olduğunu söylemek gerekiyor. Ayrıca bu yöntem sürdürülebilir yanıyla da oldukça mantıklı.

Ortak Platform ve Sürdürülebilirlik Yönü

Marka Mühendisliği

Bu yöntemle araç üretmek tedarikçi ekosistemini de etkiliyor. 4-5 farklı, aynı kitleye ve aynı ihtiyaçlara yönelik tasarlanan otomobil hayal edin. Boyutları, sahip oldukları teknolojiler üç aşağı beş yukarı aynı. Her biri kendisine özel parçalarla üretildikleri zaman, kullandıkları parçaların birim fiyatları radikal şekilde artıyor. Üstelik oldukça büyük bir kaynak israfına yol açıyor. Buna gerçekten gerek var mı? İşte bu yüzden ortak platform ve marka mühendisliği, tedarikçi ekosistemini de çok farklı bir noktaya getirmiş durumda. İşin kaynak tasarrufu ve sürdürülebilirlik yönü de cabası. Peki bu noktada her şey güllük gülistanlık sayılır mı?

Bazı Duygusal Bakış Açıları ve Eleştiriler

Otomobil sektörünün bir yerde duygusal bir sektör olduğunu kabul ediyorum. Büyük fan kitleleri, otomobillerine tutkuyla bağlı insanlar ve daha niceleri. Sürüş keyfi arayanlar ve her otomobilin birbirinden özel olması gerektiğini düşünenler de var. Maliyetleri kısmak için geliştirilen bu her iki yöntemi de eleştiriyorlar ve mantıksız buluyorlar. Otomobillerin her birbirinin birbirinden özel olması gerektiğini savunanlar da var. Çünkü temelde hem ortak platform kullanımı hem de zaten adından belli olacağı üzere marka mühendisliği, araçları başkalaştırıp onlara birer karakter sunmak yerine, araçları tek bir karaktere sığdırmaya çalışıyor ve bu günahı işlerken çok mantıklı bir neden sunuyor: maliyet ve sürdürülebilirlik.

Günümüzde otomobil ücretlerinin çok yüksek olması, bu üretim yöntemlerinin gittikçe yaygınlaşması ve teknoloji transferlerine yol açıyor olması, önümüzdeki süreçte birbirine benzeyen birçok otomobil göreceğimiz anlamına geliyor.