Geride bıraktığımız yaz aylarında havanın bir önceki yıla kıyasla çok daha sıcak olduğunu hissettiniz mi? Bu durum oldukça normal, çünkü Climate Central’ın yayımladığı bir rapora göre temmuz ayında dünyadaki her beş kişiden dördü ekstrem sıcaklıklara maruz kaldı. Öte yandan yapılan araştırmalar gösteriyor ki 2023 yazı, tarihin en sıcak yazı olarak kayıtlara geçti. Peki, 2023 yaz aylarında iklim değişikliğinin etkilerini nasıl hissettik? Önümüzdeki yıllarda dünyamızı neler bekliyor?
Tarihin En Sıcak Yazı
2023 yazını tek bir kelimeyle tanımlamak gerekirse “sıcak” kelimesi oldukça yeterli olurdu. Özellikle temmuz ayının ortalarında başlayan ve eylül ayına kadar süren sıcak hava dalgası, Kuzey Yarımküre’yi resmen esareti altına aldı. Daha sonrasında yapılan çalışmalarda 2023 yazının Kuzey Yarımküre için tarihte kaydedilen en sıcak yaz olduğu saptandı.
Bu durumun arkasında birçok neden yatıyor. Uzmanlar ise en başta iklim değişikliğinin etkilerini gösteriyor. 2023 Temmuz ayı, dünya üzerindeki toplam 6,5 milyar kişiye aşırı sıcakları yaşatması yönüyle ilk defa tüm dünyada aynı anda hissedilen bir aşırı hava olayı olarak öne çıktı.
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA) tarafından yapılan araştırmaya göre dünyanın ortalama sıcaklığı, ağustos ayında 1.22 derece selsiyusu aşarak rekor kırdı. Bu ortalama, tarihte yapılan tüm ölçümlerden çok daha sıcak bir yılı işaret ediyor. Öte yandan yakın zamanda yayımlanan eylül raporunda ise bu değerin 1.44 derece selsiyusa kadar çıktığı saptandı.
Peki, bu yüksek sıcaklıkların sebebi tam olarak neydi? Yaz aylarının geçmesi sonrasında bilim insanları ekstrem sıcaklıklara şu dört ana başlığın neden olduğunu saptadı:
Isı Bölgeleri
2023’ün en sıcak yaz olmasının başlıca nedenlerinden biri de değişken ısı bölgeleri. Uzun süreli aşırı sıcaklıklar, atmosferde yüksek basınç birikimine sebep olduğunda atmosferin çeşitli bölgelerinde ısı kubbesi oluşumu gözlemleniyor. Sıkışıp ısınan hava, hızlı hareketiyle birlikte toprak, kum ve asfalttan oluşan Güneş ışınlarına aşırı derecede maruz kalmasına neden oluyor.
El Nino
Son yıllarda Kuzey Amerika için sıkça duyulan terimlerden biri olan El Nino, bu sene tüm dünyayı etkiler hale geldi. Uzmanlara göre mayıs aylarından itibaren devam etmekte olan El Nino iklim modeli etkileri nedeniyle Pasifik Okyanus’undan atmosfere bol miktarda ısı geçişi yaşandı. Üstelik okyanus sıcaklıklarında da rekor seviyeler ölçüldü.
Toz ve Kükürt
Uzmanlara göre sıcaklıkları etkileyen bir diğer etmen de Sahra Çölü’nden gelen toz ve kükürt. Doğanın en ilginç fenomenlerinden olan iklim olayında Sahra Çölü’nden Atlantik Okyanusu ve Amerika kıtalarına esen toz ve kükürt aerosolleri, Güneş ışığının okyanuslardan dışarıya yansıtılmasında büyük rol oynuyor. Ancak uzmanlar, bu sene Sahra Çölü’nden gelen madde akışında önemli bir azalma olduğunu ve bu durumun okyanusları kayda değer bir şekilde ısıttığını düşünüyor.
İklim Değişikliği ve Küresel Isıtma
Şimdiye kadar konuştuğumuz birçok nedenin temelinde yatan sorun tahmin edebileceğiniz üzere iklim değişikliği ve küresel ısıtma. Sıcaklık dengelerinin mevsimler arasında büyük farklılıklar göstermesi, yıl içerisinde çeşitli iklim olaylarına sebep oluyor. İklim değişikliğinin etkilerini bu yönüyle birbirini kısır döngüyle güçlendiren bir felakete benzetebiliriz. Daha fazla sıcaklık artışı, aşırı iklim olaylarını tetikliyor; aşırı iklim olayları sıcaklık artışını tetikliyor. Dünya için kritik eşik olarak belirlenen 1.5 derece selsiyusa her geçen gün daha da yaklaşmamız ise her yılın bir öncekinden daha zorlu geçeceğini kanıtlıyor.
2023 Yazında İklim Değişikliğinin Etkileri
2023 yazının en öne çıkan yönü hiç şüphesiz ki sıcaklık artışı olmuştu. Başlarda yalnızca temmuz ayının çok sıcak geçeceği düşünülürken yaz aylarının tamamına yayılan sıcaklık artışları, tüm zamanların en sıcak yazını geçirmemize sebep oldu. Üstelik geride bıraktığımız zorlu yazın önümüzdeki kış ve yaz aylarını da etkileyecek düzeyde aşırı iklim olaylarına sebep olduğuna da şahit olduk. Peki, sıcaklıkların etkisiyle dünya genelinde hangi felaketler yaşandı?
Yangınlar
Tahmin edebileceğiniz üzere sıcaklık artışlarının en sert etkisi, doğanın kalbi ormanlarda yaşandı. Çoğunluğu ormanlardan oluşan Kuzey Amerika ülkesi Kanada’nın arka arkaya yaşadığı yangınlar, kısa sürede dünya gündemine oturdu. 2023 Mart aylarında başlayan ve tüm yaz boyunca devam eden yangınlar sonucunda yıllık yangın sezonu ortalamalarının altı katına kadar varan büyüklükte alan kaybedildi. Üstelik yangınlar bir dönem o kadar büyüdü ki Kanada’da başlayan yangınlardan taşınan toz ve kül bulutları, dünyanın kalbi sayılabilecek şehirlerinden olan New York’u turuncuya boyadı.
Kanada ile birlikte ABD de yangınlara teslim oldu. ABD’nin neredeyse her eyaletinde başlayan yangınlar arasında en büyük kaybın yaşandığı yer ise Hawaii olarak kayda geçti. Ağustos aylarının başında Maui Adası’nda başlayan yangınlar sonucunda ada neredeyse tamamen yaşanamaz hale geldi. 6800 hektarlık alan tamamen yanarken yaşanan felaketin bilançosu ise 5.5 milyar dolar olarak saptandı.
Türkiye de 2022 yazı kadar olmasa da yine devasa yangınlara şahit oldu. Ağustos ayında Muğla, Bolu ve Çanakkale’de başlayan yangınlarda binlerce hektarlık alan zarar gördü. İnsan yerleşkelerine yakın noktalarda başlayan yangınlar sebebiyle yüzlerce insan tahliye edildi.
Seller
Aşırı sıcaklar, yalnızca yangınları beraberinde getirmiyor. Düzensiz sıcaklık değişimleri, yangınlardan sonra belki de en zorlayıcı iklim olaylarından olan sellere yol açıyor. 2023 yılında sellerden en kötü etkilenen bölgeler ise Asya ülkeleri oldu.
Temmuz ve ağustos aylarında başta Çin, Hindistan, Hong Kong ve Filipinler olmak üzere birçok Asya ülkesinde yaşanan sel felaketinde yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Birçok insan ise evlerinden uzaklaşmak durumunda kaldı. Temmuz ayında Çin’in Beijing ve Hebei kentlerinde yaşanan sel olaylarında 81 kişi hayatını kaybetti ve 461 bin kişi sellerden etkilendi. 14 Ağustos’ta Hindistan’ın Himalayalar bölgesinde başlayan sellerde ise 72 kişi hayatını kaybederken toplamda 1.2 milyar dolara kadar ulaştığı düşünülen maddi zarar yaşandı.
Kuraklık
Dünyanın bir bölümü sellere teslim olmuşken diğer bir tarafında aşırı sıcaklıkların etkisiyle birlikte kuraklık yaşandı. Sıcak hava dalgaları, özellikle Avrupa’da su kaynaklarının günden güne küçülmesine ve kuraklık riskinin artmasına yol açtı. Kış aylarının yağış açısından oldukça yoksun geçmesinin etkileri ise suya en çok ihtiyaç duyulan yaz aylarında ortaya çıktı. Sonuç olarak Avrupa genelinde kuraklık tehlikesine karşı alarm verildi.
Kuraklığın en çok tehdit ettiği Avrupa şehirlerinden biri de İstanbul oldu. Temmuz ayını en sıcak günleri yaşanırken İSKİ tarafından açıklanan raporlara göre İstanbul barajlarında son dokuz yılın en düşük doluluk oranları saptandı. Sonbaharın gelmesi ve yağışların artmasıyla birlikte barajların yeniden dolacağı düşünülürken geçtiğimiz günlerde İstanbul için bir kötü gelişme daha paylaşıldı. İSKİ verilerine göre 6 Kasım 2023 itibarıyla mega kenti besleyen barajlardaki doluluk oranı %16.83’e düşmüş durumda. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kent sakinlerine suyu tasarruflu kullanmaları yönünde telkinlerde bulunurken İstanbul’un dev bir kuraklık felaketiyle karşı karşıya kalmaması için gözler, kış aylarında gelecek yağışlara çevrildi.
Fotoğraf: Unsplash | Carlett Badenhorst